22. Hukuk Dairesi 2016/17681 E. , 2019/14925 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2016/17681 E. , 2019/14925 K.

'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Cevabının Özeti:
Davalı Kurum, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Somut olayda, davalı Kurum tahkikat sonuçlanmadan evvel 04.07.2014 tarihli ihbar dilekçesi ile dilekçe içeriğinde belirtilen 4 şirkete davanın ihbar edilmesi için talepte bulunmuş olmasına karşın, talep gereğince herhangi bir işlem yapılmadığı anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK'nun 61. ve devamı maddelerine göre, taraflardan biri davayı kaybettiği taktirde 3. kişiye rücu edeceğini ve kendisine rücu edilebileceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı 3. kişiye ihbar edebilir.
İhbar yazılı olarak yapılır. İhbar sebebinin gerekçeleriyle birlikte açıklanması ve yargılamanın hangi aşamada bulunduğunun belirtilmesi gerekir.
Dava kendisine ihbar edilen kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı olan taraf yanında davaya katılabilir.
Müdahale talebinde bulunan 3.kişi, yanında katılmak istediği tarafı, müdahale sebebi ve bunun dayanaklarını belirten bir dilekçeyle mahkemeye başvurur. Müdahale dilekçesi, davanın taraflarına tebliğ edilir. Mahkeme, gerekirse taraflarla birlikte 3. kişiyi de dinlenmek üzere davet eder, gelmeseler dahi müdahale talebi hakkında karar verir.
6100 sayılı HMK'nın yukarıda belirtilen ilgili hükümleri dikkate alındığında, davalı Kurumun ihbar dilekçesi ilgili şirketlere tebliğ edilmeksizin ya da usulüne uygun olarak tebliğ edildiğine dair tebligat parçası dosyaya alınmaksızın ve özellikle ihbar talebi konusunda ara karar kurulmaksızın, hüküm kurulması hatalıdır. Bu itibarla, mahkemece davanın ihbarı talep edilen firmalara ihbar dilekçesi ve dava dilekçesinin tebliği sağlanarak ve tebliğ edildiğine dair tebligat parçası dosyaya alınmalı, ihbar olunanın sunması halinde beyan dilekçesi ile varsa delilleri toplanmalı ve gerekirse yeniden bilirkişi incelemesi de yaptırılarak neticesine göre hüküm kurulmalıdır.
Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Davacının yıllık izin ücreti alacağı olup olmadığı konusunda da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
a)4857 sayılı İş Kanunu'nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Sözleşmenin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır.
Somut uyuşmazlıkta; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı işyerinde 12 yılı aşkın çalışması olduğu tespit edilen davacının tüm çalışma süresi boyunca hak ettiği yıllık ücretli izin süresinin 196 gün olduğu belirlenmiş ve davacının hiç izin kullanmadığı kabul edilerek karar verilmiştir. Dosyaya davacının imzası bulunmayan 2012-2013-2014 yıllarını içerir genel ücret bordrosu listesi sunulmuş olup bu listede bazı aylarda yıllık izin günlerinin gösterildiği görülmektedir. Ancak, bu konuda bir değerlendirme de yapılmamıştır. Bu nedenle, bu hususa ilişkin olarak yapılacak iş, hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde Mahkemece, davacı asil çağrılarak genel ücret bordrosu listesinde yer alan izinlerde sorulmak suretiyle yıllık izinlerle ilgili beyanının alınmasından sonra sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre değerlendirme yapılarak bir karar verilmelidir.
b)Diğer yandan, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yıllık izin ücreti hesaplamasının çıplak ücret yerine giydirilmiş ücrete göre yapılmış olması da hatalı olup kararın bu yönüyle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 03.07.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.






Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön