22. Hukuk Dairesi 2016/16911 E. , 2019/14415 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2016/16911 E. , 2019/14415 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan .... vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin emeklilik nedeniyle son bulduğunu öne sürerek kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar ayrı ayrı davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkeme Gerekçesinin Özeti:
Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile ...'na yönelik açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı .... ve davalı şirket ortaklığı 'na yönelik açılan davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, yasal süresi içerisinde davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
I-Taraflar arasında öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, adi ortaklığa yöneltilen davada, taraf teşkilinin nasıl sağlanacağı konusundadır.
Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz.
Hukuk Genel Kurulunun 08.10.2003 tarih, 2003/12-574-564 sayılı kararında vurgulandığı üzere ortak girişim iki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri bir ortaklık türü olup, bu ortaklığın tek başına tüzel kişiliği bulunmamaktadır.
Dava dilekçesinde ... davalı olarak gösterilmiş ve dava dilekçesi bu şekilde tebliğ edilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ve hizmet alım sözleşmesine göre davalı .... ile hizmet alım sözleşmesinin ... Pozitif Temizlik Ltd. Şti.; Fcs Dan. Temizlik Ltd. Şti. ve ... Mad. Temizlik Ltd. Şti. İş Ortaklığı tarafından yapıldığı anlaşılmıştır. Yargılama aşamasındaki tüm tebligatlar ortaklığı oluşturan her üç şirket adına davacının bildirdiği tek bir adrese ve iş ortaklığı adına yapılmıştır. İş ortaklığının ayrı bir tüzel kişiliği bulunmadığı gibi ortaklığı oluşturan şirketler tüzel kişiliklerini koruduğundan, dava dilekçesinin ayrı ayrı iş ortaklığını oluşturan şirketlere tebliğ edilmesi ve taraf teşkilinin usulüne uygun olarak sağlanması gereklidir. Eldeki davada, davalı tarafın yanlış gösterilmesi, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124/5. maddesi uyarınca, kabul edilebilir bir yanılgıya dayanmaktadır. Bu sebeple davacı vekiline, adi ortaklığı oluşturan tüm ortaklara tebligat yapılması için süre verilmeli ve taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam edilmelidir. Taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilmesi hatalı olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
II- Kabule göre;
1-Mahkemece, kısa kararda sadece .... aleyhine hüküm kurulmasına karşın gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, '....' sözcüklerinden sonra, ' davalı ... ve müştereken ve müteselsilen' sözcüklerinin de HMK 304. maddesi gereğince tashihen eklendiği belirtilerek hüküm kurulması, kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki yaratması nedeniyle doğru bulunmamış, az yukarıdaki bozma sebebi nedeni ile ayrıca bozma konusu yapılmayıp eleştirilmek ile yetinilmiştir.
2-Taraflar arasında yıllık ücretli izin alacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacı 06.01.2000 tarihinde işe başlamıştır. 4857 sayılı İş Kanunu 10.06.2003 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Dolayısıyla davacının 06.01.2000-10.06.2003 tarihleri arasında hak kazandığı yıllık ücretli izin süresinin 1475 sayılı Kanuna göre belirlenmesi yerine bu süre için de 4857 sayılı Kanuna göre hesaplama yapılması doğru bulunmamıştır.
Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davalıya ait işyerinde 14 yıl çalışması bulunduğu kabul edilen davacının kıdemine göre hak ettiği yıllık ücretli izni hiç kullanmadığı kabul edilmiştir. Davacının kabul edilen çalışma süresi boyunca hiç izin kullanmamış olması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; mahkemece, davacı asilin çalışma süresi boyunca izin kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise kaç gün yıllık izin kullandığı konusunda beyanı alınmalı bundan sonra sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususun gözetilmemesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.06.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön