22. Hukuk Dairesi 2017/22574 E. , 2019/11079 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/22574 E. , 2019/11079 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya hitaben keşide edilen 12.12.2014 tarihli ihtarnameyle talep ettiği 1989 – 2013 yılları arasında hak etmiş olduğu fazla çalışma ücretlerinin davalı kurumca ödenmediğini ileri sürerek fazla çalışma ücret alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, zamanaşımı def'inde bulunmuş, davacının her gün ve teftiş döneminde 09:00 ila 22:00-23:00 saatleri arasında çalışmasının kabul edilemeyeceğini, yılda bir defa teftiş yapılmasının söz konusu olmadığını, davacının tabi olduğu yönetmelik gereğince yıllık 270 saatlik fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğunu ve davacıya 2011-2014 yıllarına ilişkin yıllık 270 saati aşan fazla çalışmasının karşılığı ücretlerin davacıya ödendiğini beyanla, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödemenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı banka nezdinde servis yetkilisi unvanı ile çalışan davacının fazla çalışması; davalı işyerine ait alarmın işyerinin açılış kapanış saatlerini gösterdiği; ancak, bu haliyle tek başına davacının çalışma saatlerinin tespitine elverişli olmadığının kabulü ile hem dinlenen davacı tanıklarının anlatımları hem de emsal nitelikteki dosyaların birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacının hafta içi 09:00-21:00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenmesinin tenzili ile fiilen günlük 10,5 saat; cumartesi günleri ise 09:00-19:00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme yaparak fiilen 9 saat çalışarak rutinde haftalık 16,5 saat olarak hesaplanmıştır. Davalı yanca sunulan sistem açılış kapanış saatlerine ilişkin kayıtlar bireysel giriş çıkış saatlerini içermeyip bankanın açılma ve kapanma saatlerine göre en son çıkan güvenlik görevlisinin çıkış saatine ilişkin olduğundan, Mahkemece, bu kayıtların tek başına davacının çalışma saatlerinin tespitine elverişli olmadığının kabulü isabetli ise de, söz konusu kayıtların davacının çalışma düzeninin denetimi açısından nazara alınması gerekmektedir. Ayrıca; bankalarda cumartesi ve pazar günlerinde çalışma yapılması halinde güvenlik açısından önceden ilgili Emniyet birimlerine yazılı olarak bilgi verildiği gözetilerek davacının çalışma dönemi belirtilmek suretiyle, davacının görev yaptığı banka şubesinde cumartesi günleri çalışma yapılıp yapılmadığı hususu ilgili Emniyet Müdürlüğünden sorulmalı; diğer taraftan, davacının çalıştığı şubeden, çalıştığı dönemler itibariyle kullandığı bilgisayarların açılış kapanış saatlerini gösterir kayıtlar tespit edilmeli, gerektiğinde bilirkişiye yerinde inceleme yapma yetkisi de verilerek, işyeri giriş çıkış ile bilgisayar kayıtları, varsa mesai formları ve emsal dava dosyalarındaki tespitlerle örtüştüğü noktada davacı tanıklarının beyanları ile birlikte değerlendirilmek suretiyle yeniden rapor alınmalı ve sonucuna göre usuli kazanılmış hak ilkesi de gözetilerek bir karar verilmelidir.
Öte yandan, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, her yıl Kasım ve Aralık aylarında teftiş geçirildiği kabul edilerek bu dönemlerde çalışma saatlerinin haftanın 6 günü 09:00-23:00 arasında günde 14 saat olduğu, anılan çalışmadan yasal sınırlamalar ve ara dinlenmeler dikkate alındığında davacının 1,5 saat ara dinlenmesinin tenzili ile günde fiilen 12,5 saat çalıştığı, böylece haftalık 30 saat fazla çalışma yaptığı tespit edilmiştir. Ancak, davalı yanca sunulan teftiş tarihlerini gösterir 2009, 2010, 2011, 2012, 2013 ve 2015 yıllarına ilişkin listede anılan yıllarda, değişen aylarda ve yaklaşık bir ila iki aylık zaman zarfında teftiş yapıldığının belirtildiği görülmektedir. Buna göre, hesaplamaya konu döneme ilişkin tüm yıllarda teftiş olduğu anlaşılmakla, aksi yöndeki davalı savunması yerinde değil ise de, sunulan listede davalı banka kaşesi ve banka yetkilisinin imzası bulunmadığından, bu listenin resmi kayıtlara geçen imzalı bir sureti var ise getirtilerek teftiş tarihlerinin net olarak belirlenmesi ve yine kazanılmış hak da nazara alınarak ilgili aylara ilişkin fazla çalışma ücret alacaklarının saptanması, rutin çalışmanın yapıldığı diğer aylardaki çalışma düzeninin ise yukarıda bahsedilen hususlar çerçevesinde tespiti gerekmektedir. Eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön