22. Hukuk Dairesi 2016/14775 E. , 2019/10796 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2016/14775 E. , 2019/10796 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 2006 yılı Şubat ayından itibaren ... İl Özel İdaresi asıl işverenliğinde alt işveren şirket yanında temizlik görevlisi olarak çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın işverence feshedildiği 30/03/2014 tarihine kadar çalıştığını beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacaklarını tahsilini talep etmiştir.
Davalıların Cevaplarının Özeti:
Davalı ... Belediyesi vekili, 6360 sayılı Kanun gereğince İl Özel İdaresi personelinin ilgili kurum ve kuruluşlara paylaştırıldığını, ilçe belediyeleri, Büyükşehir Belediyesi ve ... Valiliği Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığına devredildiğini, İl Özel İdaresi ile ... arasında doğrudan hak ve borçlarının devrinin söz konusu olmadığını, davacının Büyükşehir Belediyesine devredilen personel arasında bulunmadığını, borcun da devredilmediğini, hizmet akdinin İl Özel İdaresi ile taşeron şirket arasında temizlik hizmeti alımına ilişkin olması nedeniyle devir kapsamına girmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ...Yapı Endüstriyel Tic. Ltd. Şti. vekili, müvekkilinin davalı İl Özel İdaresinin açtığı ihaleyi alarak 01.02.2013 tarihinden itibaren temizlik işini yürüttüğünü, davacının da 01.02.2013-30.03.2014 tarihleri arasında müvekkili şirketin aldığı ihale kapsamında temizlik işçisi olarak çalıştığını, davacı tarafın iş sözleşmesinin Kurumun kapanması nedeniyle sona erdiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
... Valiliği vekili, ... Valiliğinin ... İl Özel İdaresinin halefi olmadığını, tüzel kişiliği ortadan kalkan özel idareyi ... Valiliğinin temsil etmediğini, ... İl Özel İdaresinin tüzel kişiliğinin 30.03.2014 tarihi itibariyle ortadan kalkması ile tüm mallarının ve borçlarının devredildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı ... Belediyesi, ...Yapı Endüstriyel Tic. Ltd. Şti. ve ... Valiliği tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-12.11.2012 tarihli 6360 sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 1. maddesinin 1. ve 5. fıkrası ile ... İl Özel İdaresinin kaldırıldığı, yürürlük başlıklı 36.maddesinde de kanunun bu hükümlerinin ilk mahalli idareler seçiminde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir. Anılan Kanunun kabul edildiği tarihten sonraki ilk mahalli idareler seçimi ile yürürlüğe girmesiyle ... İl Özel İdaresini tüzel kişiliği sona ermiştir.
6360 sayılı Kanun'un 3. maddesinin 2. fıkrasıyla; mevzuatla il özel idarelerine yapılan atıflar bu Kanun kapsamında tüzel kişiliği kaldırılan il özel idareleri için ilgisine göre bakanlıklara, bakanlıkların bağlı veya ilgili kuruluşları ile bunların taşra teşkilatına, Hazineye, valiliklere, büyükşehir belediyelerine ve bağlı kuruluşlarına veya ilçe belediyelerine yapılmış sayılacağı, tüzel kişiliği kaldırılan il özel idarelerine 22.02.2005 tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ve diğer mevzuatla verilmiş olan yetki, görev ve sorumluluklar ilgisine göre bu kurum ve kuruluşlar tarafından kullanılacağı ve yerine getirileceği, söz konusu il özel idarelerinin mahkemelerde süren davaları ile il özel idaresi olarak faaliyet gösterdikleri dönem ve yapılan işlemlere ilişkin olarak açılacak davalarda muhatap, devir işleminin yapıldığı ilgili kurum ve kuruluş olduğu açıkça düzenlemiştir. Bu durumda kaldırılan il özel idareleri hakkındaki davaların ilgilisine göre devredildiği kurum ve kuruluşa yöneltileceği tartışmasızdır. Somut uyuşmazlıklarda il özel idaresine karşı açılan davalarda öncelikle dava konusunu oluşturan faaliyet ve işlemlerle ilgili konuların hangi kurum ve kuruluşlara devredildiği ve devralanın tüzel kişiliğinin de bulunup bulunmadığı belirlenerek davalı sıfatının kime yöneltileceğinin tespiti gerekir.
Tüzel kişiliği sona eren il özel idarelerinin devir, tasfiye ve paylaştırılma işlemlerini düzenleyen 6360 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında; devir, tasfiye ve paylaştırma işlemlerini yürütmek üzere vali tarafından, bir vali yardımcısının başkanlığında, valinin uygun göreceği kurum ve kuruluş temsilcilerinin ve ilgili belediye başkanlarının katılımıyla devir, tasfiye ve paylaştırma komisyonu kurulacağı bu komisyona yardımcı olmak üzere valinin görevlendirmesi ile alt komisyonlar da kurulabileceği, 4. fıkrasında bu kanun ile tüzel kişilikleri kaldırılan il özel idareleri; personelini, her türlü taşınır ve taşınmaz malları ile hak, alacak ve borçlarını bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir ay içinde valiliğe bildirileceği, bu idarelerin taşınmazlarının satışı, tahsisi ve kiralanması, iş ve toplu iş sözleşmesinin yapılması, her türlü imar uygulaması (inşaat ruhsatı hariç), iş makineleri ve diğer taşıtların satışı ile borçlanmaları İçişleri Bakanlığının onayına bağlı olduğu, 5. fıkrasında ise tüzel kişilikleri kaldırılan il özel idarelerinin her türlü taşınır ve taşınmaz malları, hak, alacak ve borçları, komisyon kararıyla ilgisine göre bakanlıklara, bakanlıkların bağlı veya ilgili kuruluşları ile bunların taşra teşkilatına, valiliklere, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığına, büyükşehir belediyesine ve bağlı kuruluşuna veya ilçe belediyesine devredilmesine karar verileceği, devir işlemi, yapılacak ilk mahalli idareler genel seçimi tarihinde uygulamaya konulacağı Maliye Hazinesine devredilen taşınmazlar Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla kullanmakta olan kurumlara tahsis edilmiş sayılacağı Hazinenin özel mülkiyetindeki veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlardan Maliye Bakanlığınca, bu Kanunun 1. maddesiyle tüzel kişilikleri kaldırılan il özel idarelerine, belediyelere ve köy tüzel kişiliklerine tahsis edilmiş olanlar; kuruluş kanunlarıyla kendilerine verilen kamusal nitelikteki görevleri yerine getirmeleri amacıyla ve komisyon kararıyla; ilgisine göre bakanlıklara, bakanlıkların bağlı veya ilgili kuruluşlarına, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına, büyükşehir belediyelerine, büyükşehir belediyelerinin bağlı kuruluşlarına ve ilçe belediyelerine tahsis edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında, Mahkemece ... Büyükşehir Belediyesi ve ... Valiliğine karşı yargılamanın sonuçlandırılması doğru olmamıştır.
Somut olayda davacı dava devam ederken vermiş olduğu dilekçesinde kapatılan il özel idaresinin bir kısım mal varlıklarının ... Valiliğine devredildiğinden bahisle ... İl Özel idaresini temsilen ... Valiliğinin davaya dahil edilmesini talep etmiş ve Mahkemece söz konusu talep kabul edilerek ... Valiliği aleyhine hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmış ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda, dava açıldıktan sonra diğer kişilerin davaya dahil edilmek suretiyle davalı sıfatını kazanması ve husumetin bu kişilere yöneltilmesi konusunda bir düzenleme yer almamaktadır.Alacak davalarında, davaya zorunlu dava arkadaşlığı dışında dahili dava yolu ile davalı olarak taraf eklenmesi mümkün olmadığı gibi somut uyuşmazlıkta davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı da bulunmamaktadır. Bu nedenle hakkında usulüne uygun dava açılmayan ... Valiliği hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur. Kaldı ki dava tarihinin 29/12/2014 olduğu ve dava tarihi itibari ile İl Özel İdaresinin kapanmış olduğu da düşünüldüğünde İl Özel İdaresini temsilen Valilik aleyhine dava açılması mümkün değildir. Bu itibarla ... Valiliği hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Davalı ... Belediyesi yönünden ise yukarıdaki düzenlemeler kapsamında, devir öncesi doğan ve bir kurum ve kuruluşa devredilemeyen işçilik alacaklarının tahsili için açılan davalarda taraf sıfatının kime ait olduğu konusunda anılan kanunda bir düzenleme bulunmamaktadır. Dava konusu olayda davacı işçinin talep ettiği işçilik alacaklarından kimin sorumlu olduğunun belirlenmesi gerekecektir. Öncelikle devir, tasfiye ve paylaştırma komisyon kararı ve ilgili belgeler getirtilerek tüzel kişiliği kaldırılan il özel idaresinin borçlarının devredildiği kurum belirlenmiş ise davalı taraf sıfatını borcu devralan bu kurum veya kuruluşun taşıdığı, borçların devri konusunda alınmış bir karar yok ise davanın İçişleri Bakanlığına yöneltmesi için süre verildikten ve taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekmektedir. Anılan hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Diğer taraftan dava konusu ihbar tazminatı bakımından uygulanması gereken faiz oranı yasal faiz olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde bankalarca mevduata uygulanan en yüksek mevduat faizine hükmedilmesi isabetli olmamıştır.
3-Öte yandan davacının son çıplak ücretinin brüt 1.071,00 TL olduğu gözetilmeksizin brüt 1.135,00 TL kabul edilmesi de hatalı olmuştur.
4-Ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, Mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının sekiz yıldan fazla olan hizmet süresi boyunca yıllık ücretli izin kullanmadığı varsayılarak, yıllık ücretli izin hesabı yapılmıştır.
Davacının, emsal işçinin dosyasında (... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/695 esas-2016/180 karar sayılı) tanık olarak dinlendiği sırada yıllık ücretli izin kullandığına ilişkin beyanları ile işyerinde çalıştığı sürece hiç yıllık izin kullanmadığı iddiasının çelişkili olduğu ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu anlaşılmış olup Mahkemece davanın aydınlatılması ödevi çerçevesinde davacının bu konudaki beyanları alınmalı ve tanık olarak yıllık izin kullanımına ilişkin ifadeleri de değerlendirilerek sonucuna göre yıllık ücretli izin alacağı hesaplanması gerekirken, belirtilen hususlar yerine getirilmeden yazılı şekilde eksik inceleme ile verilmiş olan karar usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16/05/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön