22. Hukuk Dairesi 2017/22308 E. , 2019/10631 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/22308 E. , 2019/10631 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının, davalı şirkete ait gazetede muhabir olarak çalıştığını, son iki yıl spor müdürü olarak görev yaptığını, işverence düzenlenen ibranameyi yasal hakları saklı kalmak kaydı ile imzaladığını, Basın İş Kanunu kapsamında olan işyerlerinde görevlerinin niteliği gereği sürekli çalışan gazeteciler için günlük iş süresinin gece ve gündüz devrelerinde 8 saat ve aynı kanuna göre gündüz çalışan işçiler için haftalık çalışma süresinin 48 saat olduğunu, müvekkilinin çalışma süresinin 48 saatin üzerinde olduğunu, ayrıca bazı izin günlerinde de izin kullanmadığını ve çalıştığını, davalıdan ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile fazla çalışma ücreti alacaklısı olduğunu ileri sürerek anılan alacakların gününde ödenmeemsi nedeniyle yasa gereği ödenmesi gereken %5 faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cavap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili gazetede spor ile ilgili haberleri yapmak üzere istihdam edilmesine rağmen, gazetenin 2008 yılında ekonomik nedenlerle maliyeti olan gece maçlarını takip etmek ve bu maçları haber yapmaktan vazgeçtiğini, spor sayfasının bir sayfaya düşürülmesi nedeni ile gazete dışında muhabir olarak çalışılmadığını, davacının normal mesaisine dahi riayet etmediğini, fazla mesai yaptığı iddiasının hiç bir şekilde gerçeği yansıtmadığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de çalışmadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece toplanan delillere, tanık beyanlarına ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, yasal süresi içerisinde taraflar vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla mesai yapıp yapmadığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı, bu alacak taleplerine ilişkin işverence ödenmemiş karşılığının bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Aynı esaslar ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı için de geçerlidir.
Somut olayda, Mahkemece “ davalı vekili ilk cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunmamış fakat 04.06.2015 havale tarihli dilekçesi ile ilk cevap dilekçesini bu hususta ıslah etmiş ve zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Zamanaşımı def’inin sonradan ıslah yolu ile ileri sürülmesinde usule aykırılık yoktur. Davacının varsa ücret niteliğindeki fazla çalışma ve genel tatil ücret alacakları dava tarihinden geriye dönük beş yıllık süre başlangıcı olan 21.05.2009 tarihinden önceki dönemler için zamanaşımına uğramış olup gerekli hesaplama bilirkişi marifetiyle buna göre yapılmıştır.” şeklindeki gerekçe ile davacının bir kısım alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığı kabul edilmiş, zamanaşımı başlangıç tarihi olarak da 21.05.2009 tarihi belirlenmiştir.
Mahkemece, davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilerek davacının fazla çalışma yaptığı ve ulusal bayram genel tatil günlerinde de çalıştığı kabul edilerek bu alacakları, bilirkişi incelemesi ile hesaplanmış ve hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, dinlenen davacı tanıklarından ... “2006/Temmuz-2008/Aralık tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını” ifade etmiş, diğer tanık ... ise “ 2009 yılının mayıs ayının sonunda davalı işyerinden ayrıldığını” beyan etmiştir. Davacı tanıklarının beyanlarına sadece davalı işyerinde çalıştıkları süre ile sınırlı olarak itibar edilmesi gerekmektedir. Mahkemece uyuşmazlık konusu alacakların 21.05.2009 tarihinden önce zamamaşımına uğradığının kabul edilmesi karşısında, görgüye dayalı tanık anlatımı bulunmayan dönem için de fazla mesai alacağı ve genel tatil ücreti alacağı hesaplanması doğru olmamıştır. Davacının talep konusu yaptığı alacaklarının 21.05.2009 tarihinden önceki kısmının zamanaşımına uğradığının kabulü nedeniyle tanık ...’ın beyanı da nazara alınarak davacının sadece 21.05.2009-31.05.2009 tarihi için fazla mesai yaptığının kabulü ile bu dönem için alacak hesabı yapılması ve fazlaya ilişkin talebinin reddedilmesi gerekirken, tüm çalışma dönemi için fazla mesai alacağının kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Dosya kapsamından davalının ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, davalı tanık beyanları ile de doğrulanmaktadır. Ancak yaptırılan bilirkişi incelemesinde, 2010 yılından sonraki dönemlerde fiilen çalışılan genel tatil günleri karşılığında ek birer yevmiye genel tatil ücreti tahakkuku yapıldığı ve ihtirazi kayıtsız davacı imzasına ödendiği gerekçesi ile 2010 yılı Aralık ayından önceki dönem için hesaplama yapılmıştır. Dosya kapsamında yer alan davacı imzasına havi ücret bordrolarının incelenmesinde 2010 yılı Ocak, Nisan, Mayıs, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ayları için de genel tatil ücreti tahakkuku yapıldığı görülmektedir. Davacının imzasına ilişkin herhangi bir itirazı bulunmadığı gibi, irade fesadı iddiasında da bulunulmamıştır. Dolayısıyla davacının imzalı ücret bordroları ile genel tatil ücreti ödemesi aldığı ayların dışlanarak hesaplama yapılması gerekirken, bu ayların da hesaplamaya esas döneme dahil edilmesi hatalı olup ayrı bir bozma sebebidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön