22. Hukuk Dairesi 2017/22056 E. , 2019/10532 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı 16/04/2010 tarihinden itibaren davalı işyerinde çalıştığını, makine teknikeri-şef olarak çalışmasını sürdürürken iş akdinin 10/03/2015 tarihinde davalı işveren tarafından yapılan haksız ve usule aykırı fesih bildirimi ile yasal hakları ödenmeden sona erdirildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik ücret alacaklarına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanamadığı noktasında uyuşmazlık mevcuttur.
Somut olayda; davacı iş akdinin feshinin haklı nedene dayalı olmadığını ileri sürmektedir. Davalı vekili ise; davacının çalıştığı Kandilli İşyerlerinde Türkiye Taşkömürü Kurumu tarafından gösterilen mahaldeki rezervin bittiğini, 6 ayı aşan bir süre boyunca üretim yapılamamasına karşın işçi ücretlerinin ödenmeye devam edildiğini, Türkiye Taşkömürü Kurumu ile akdedilen sözleşmenin feshi için dava açıldığını,toplu işçi çıkartma prosedürüne bağlı olarak işçi çıkartımı ve ‘Kandilli İşyerinin’ kapanmasına dair üst yönetimce karar verildiğini, bu nedenle iş sözleşmesinde yer alan; işverenin ihtiyacı halinde Türkiye’nin herhangi bir yerinde çalışmanın peşinen kabul edildiğine dair 20. maddesi gereğince, davacının almakta olduğu ücret ve mevcut ünvanı ile 10.03.2015 tarihinden geçerli olmak üzere ‘... İşyerine’ naklen atanmasına karar verildiğinin 09.03.2015 tarihinde davacıya bildirildiğini, davacının bu bildirimi tebliğ almaktan imtina ederek ve atamayı kabul etmediğini şifahen bildirdiğini, bu nedenle 10.03.2015 tarihinde iş akdinin İş K. 25/II-h maddesi gereğince haklı nedenle feshedildiği, savunulmuştur.
Mahkeme tarafından; davacının davalı ile akdettiği iş sözleşmesinin 20. maddesinde işverenin Türkiye'nin herhangi bir yerinde mevcut veya faaliyete geçecek diğer işyerlerinde aynı veya değişik görevlerde çalışmayı peşinen kabul ettiğini, işverenin sözleşmenin bu hükmü de dikkate alındığında genişletilmiş yönetim hakkı gereğince objektif sebeplerin varlığı halinde işçisinin başka bir işyerinde çalışmasını isteyebileceğini, 4857 sayılı Yasa'nın 22. maddesinin sözleşmede işçinin ülkenin herhangi bir yerinde çalışmayı kabul ettiği hükmünün bulunmaması halinde işyeri değişikliğinin 22. madde anlamında esaslı değişiklik olabileceği, davaya konu uyuşmazlıkta taraflar arasında davacının davalının başka bir ilde çalışmayı iş sözleşmesiyle kabul ettiğinin sabit olduğu, davalı işverenin Kandilli İşletmesindeki maden sahasında kömür rezervinin bittiği gerekçesiyle davalı tarafça işletilemediği, davalı tarafça Kandilli işyerinin kapanmasına karar verildiğini, bu karar neticesinde bazı işçilerini ... işletmesinde istihdam etmeye başlandığını, bu haliyle somut olaya ilişkin subjektif bir durum değil davacının davalının Kandilli işyerinde istihdam edilememesinin objektif nedene dayandığını, davacının görev yeri değişikliği dışında ücretinde ve görev ünvanında bir değişiklik yapılmadığını, işyerinin değiştirilmesinin taraflar arasında akdedilen sözleşmeye uygun olduğunu, davacının imzadan imtina ederek yeni işyerine gitmeyerek sözleşme şartlarına uymadığı, bu haliyle iş sözleşmesinin haklı olarak işveren tarafından feshedildiğinin kabulü gerekeceği ifade edilerek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının reddine karar verilmişse de; 4857 sayılı İş Kanunu 22. maddesinde çalışma koşullarında değişiklik ve iş aktinin feshi usulü düzenlenmiş olup, buna göre işveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarındaki esaslı değişiklikleri ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilecektir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamamaktadır. İşçi değişiklik önerisini bu süre içerisinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir.
Dosya kapsamına göre ise; davalı işveren tarafından, davacı işçinin çalışma yerinde dolayısıyla çalışma koşullarında esaslı bir değişiklik yapılmış olmasına karşın, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. maddesinde öngörülen 6 günlük süre tanınmaksızın, bildirimin ertesi günü işçinin değişikliği kabul etmediği gerekçesiyle iş akdi feshedilmiştir. Davacının iş sözleşmesinde hüküm olup olmaması, davacının ve ailesinin yaşadığı şehir değişeceğinden esaslı değişiklik unsurunda bir fark meydana getirmeyecektir. Davalı işveren bu prosedüre uymadığı gibi, fesih gerekçesini İş K. 25/II-h maddesine dayandırması da fiili duruma uygun bulunmamaktadır. Bu nedenle feshin haklı nedene dayalı olmadığı ve davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı gözetilmeksizin yerinde olmayan gerekçelerle aksi yönde verilen karar hatalı olup , bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında fazla çalışma ücret alacaklarının hesaplanmasında hafta tatili günlerindeki çalışmalarının dahil edilip edilmeyeceği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı tanıklarının beyanlarına göre;davacının haftanın 4 günü 07:30-16:30 saatleri arası 9 saat, 1 saat ara ile 8 saat olmak üzere 32 saat, haftanın 2 günü ise yarım saat ilavesiyle 9,5 saat ,1 saat ara dinlenme ile 8,5 saat olmak üzere 17 saat, buna ilave olarak ise ayda 2 pazar günü yine 07:30-16:30 saatleri arası 9 saat, 1 saat ara ile 8 saat olmak üzere 16 saat çalışarak, haftalık ortama 4 saat çalıştığı, toplamda haftalık 53 saat çalışarak haftalık 8 saat fazla mesai yaptığı tespit edilmiştir.Ancak, davacının hafta tatili ücret alacağı talebi de bulunduğundan, aynı dönem için ayrıca hafta tatili ücret alacağı da hesap edilmek suretiyle, mükerrerliğe neden olunmuştur. Oysa, hafta tatili günlerinde yalnızca 7,5 saati aşan çalışmalar için fazla mesai alacağı hesaplanması gerekirken, bu hususa dikkat edilmeden mükerrer alacağa sebebiyet verecek şekilde yapılan hesaplama hatalı bulunup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
22. Hukuk Dairesi 2017/22056 E. , 2019/10532 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat