22. Hukuk Dairesi 2017/21739 E. , 2019/9068 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/21739 E. , 2019/9068 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 15.05.2002 - 31.05.2009 tarihleri arası davalı ... işyerinde alt işverenler yanında çalıştığını, çalışma koşullarında esaslı değişiklik yapılması üzerine iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini beyanla kıdem tazminatının davalılardan tahsilini istemiştir.Davalıların cevaplarının özeti: Davalı ... vekili, davacının Belediyenin hizmet işlerini yapan müteahhit firma işçisi olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkil ile davacının aralarında iş sözleşmesi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı Şirket vekili, davacının işveren yetkililerine daha iyi bir ücretle başka bir işyerinde iş bulduğunu ve kendi isteği ile işten ayrılmak istediğini beyan ederek işten ayrıldığını, şoför olarak çalışmaya zorlandığının doğru olmadığını, belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-İşçi veya işveren bakımından haklı fesih nedenlerinin ortaya çıkması halinde, iş sözleşmesinin diğer tarafının sözleşmeyi haklı nedenle fesih yetkisinin kullanılma süresi sınırsız değildir. Bu bakımdan 4857 sayılı İş Kanunu’nun 26. maddesinde, fesih nedeninin öğrenildiği tarih ile olayın gerçekleştiği tarih başlangıç esas alınmak üzere iki ayrı süre öngörülmüştür. Bu süreler içinde fesih yoluna gitmeyen işçi ya da işverenin feshi, haklı bir feshin sonuçlarını doğurmaz. Bu süre, feshe neden olan olayın diğer tarafça öğretilmesinden itibaren altı işgünü ve herhalde fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren bir yıl olarak belirlenmiştir.Haklı fesih nedeninin devamlı olması durumunda hak düşürücü süre işlemez. Örneğin, ücreti ödenmeyen işçi ödeme yapılmadığı sürece her zaman haklı nedenle iş sözleşmesini feshedebilir. Bu örnekte işçi açısından haklı fesih nedeni her an devam etmektedir. Ancak işçinin daimî olarak bir başka göreve atanması veya iş şartlarının esaslı şekilde ağırlaştırılması halinde, bu değişikliğin sonuçları sürekli gibi görünse de işlem anlıktır. Buna göre sözleşmesini feshetmeyi düşünen işçinin bunu altı işgünü içinde işverene bildirmesi gerekir. Yine işyerinde işi yavaşlatma ve üretimi düşürme eyleminin süreklilik göstermesi durumunda, altı iş günlük süre eylemin bittiği tarihten başlar.İşçinin ücretinin ödenmemesi temadi eden bir durum olmakla birlikte fesih hakkı ödemenin yapıldığı ana kadar kullanılabilir. Aksi halde Yasanın 24/III-e maddesinde öngörülen neden ortadan kalkmış olur. Fesih iradesinin altı iş günü içinde açıklanması yeterli olup, bu süre içinde tebligatın muhatabına ulaşmış olması şart değildir.
4857 sayılı Kanun'un 26. maddesinde öngörülen altı işgünlük ve bir yıllık süreler ayrı ayrı hak düşürücü niteliktedir. Bir başka anlatımla fesih hakkının öğrenmeden itibaren altı iş günü ve olayın gerçekleşmesinden itibaren bir yıl içinde kullanılması şarttır. Sürelerden birinin dahi geçmiş olması haklı fesih imkânını ortadan kaldırır. Hak düşürücü sürenin niteliğinden dolayı taraflar ileri sürmese dahi, hâkim resen dikkate almak zorundadır.
Somut olayda, davacı işçi işyerinde 2002 yılında kaynak ustası olarak çalışmaya başladığını, 2005 yılında geçirdiği iş kazası sonrası bir gözünde %96 oranında görme kaybı meydana geldiğini, işverence bu durum bilindiği halde 2009 yılında şoför olarak çalışmasının istenmesi üzerine iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini iddia etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, iş ilişkisinin devamı sırasında işveren tarafından çalışma koşularında esaslı değişiklik yapılarak davacının görev yerinin değiştirildiği ve işçinin haklı feshi ispat ettiği gerekçe gösterilerek kıdem tazminatının kabulüne karar verilmiş ise de davacının görev yerinin 19.08.2005 tarihinde meydana gelen iş kazası sonrasında değiştirildiği, davacının işyerinde 19.08.2005 tarihi sonrasında silindir operatörü olarak çalışmaya devam ettiği ve iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürdüğü 31.05.2009 tarihine kadar bu görevde çalıştığı anlaşılmış olup işçinin daimî olarak bir başka göreve atanması veya iş şartlarının esaslı şekilde ağırlaştırılması halinde, bu değişikliğin sonuçları sürekli gibi görünse de işlemin anlık olduğu ve değişikliği kabul etmeyen işçinin bunu altı işgünü içinde işverene bildirmesi gerektiği düşünüldüğünde davacının görev yerinin değiştirilmesinin üzerinden üç yıldan fazla süre geçtiği ve davacının altı işgünlük hak düşürücü süresi içinde haklı fesih yetkisini kullanmadığı gözetilerek kıdem tazminatı isteğinin reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön