22. Hukuk Dairesi 2017/21609 E. , 2019/8841 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/21609 E. , 2019/8841 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, davacının davalı Belediyeye ait işyerinde kamyon şoförü olarak çalıştığını, ilaçlama bölümünde çalıştığı dönemlerde 5. aydan 11. aya kadar 17.00-03.00 saatleri arasında haftada yedi gün çalıştığını, diğer aylarda haftada beş gün 08.00-17.00 saatleri arasında ve cumartesi günü öğleye kadar çalıştığını, fazla çalışma ücretlerinin ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan diğer alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın davacının nakledildiği ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yöneltilmesi ve husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının fazla çalışma alacağı bulunmadığını, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz :
Karar, yasal süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Taraflar arasında davacının davayı somutlaştırma yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği uyuşmazlık konusudur.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 194. maddesinde, somutlaştırma yükü düzenlenmiş olup, maddenin birinci fıkrası uyarınca, taraflar dayandıkları vakıaları, ispata elverişli bir şekilde somutlaştırmakla yükümlüdür. Madde gerekçesinde, maddenin ihdas amacının, uygulamada genel geçer ifadelerle somut vakıalara dayanmadan davaların açılıp yürütülmesinin önüne geçmek olduğu belirtilmiştir. Gerekçenin devamında, 'Bir davada, ispat faaliyetinin tam olarak yürütülebilmesi, mahkemenin uyuşmazlığı doğru tespit ederek yargılama yapabilmesi, karşı tarafın ileri sürülen vakıalara karşı kendini savunabilmesi için, iddia edilen vakıaların açık ve somut olarak ortaya konulması gerekir. Genel geçer ifadelerle, somut bir şekilde ortaya koymadan iddia veya savunma amacıyla vakıaların ileri sürülmesi durumunda, yargılamanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi mümkün olmayacağı gibi, vakıaların anlaşılması için ayrıca bir araştırma yapılması ve zaman kaybedilmesi sözkonusu olacaktır. Taraflar, haklarını dayandırdıkları hukuk kuralının aradığı koşul vakıalara uygun, somut vakıaları açıkça ortaya koymalıdırlar. Bu vakıaların somut olarak ileri sürülmesi, ilgili taraf için bir yüktür; bu yükü yerine getirmeyen sonuçlarına katlanacaktır.' şeklindeki ifadelere yer verilerek somutlaştırma yükünün anlam ve önemi vurgulanmıştır.Davacının dilekçesinde talebine dayanak yaptığı bazı iddialar (vakıalar) olmakla birlikte, bunlar somut ve açık değilse, o zaman somutlaştırma yükünün yerine getirilmemesinden söz edilmelidir. Nitekim davanın dayanağı olan vakıaların soyut olarak gösterilmesi yetmez, bu vakıaların ispata elverişli şekilde zaman, mekan ve içerik olarak somutlaştırılması zorunludur. Somutlaştırmak, bir iddiayı, zaman, mekân, kişi, oluş şekli gibi unsurlarıyla algılamaya, anlamaya, tartışmaya, ispata elverişli şekilde ortaya koymaktır. Vakıaların somutlaştırılmasından sonra, karşı tarafça savunma yapılabilir ve mahkemece bir vakıa tam olarak algılanabilir, ispat faaliyeti yürütülebilir ve vakıa üzerinde inceleme ve tartışma yapılarak karar verilebilir (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 665). Soyut ve genel ifadelerle dilekçe yazmak, tarafın kendi bilmediği bir şeyi karşı tarafın bilmesini ve mahkemenin de talepte dahi bulunanın bilmediği, somut olarak ileri sürmediği, belirsiz bir şeyden sonuç çıkarmasını beklemek anlamına gelir ki, bu durum hukuk kuralları bir yana mantık kurallarıyla da bağdaşan bir durum değildir.Somutlaştırma yükünde bir vakıa mevcut, ancak kanunun aradığı şekilde açık ve somut olmadığından, 'maddi ve hukuk açıdan belirsiz yahut çelişkili' hususlarda hâkimin davayı aydınlatmak durumunda (V. Karaaslan, Medenî Usûl Hukukunda Hâkimin Davayı Aydınlatma Ödevi, Ankara 2013) olduğu göz önüne alınarak hâkimin davayı aydınlatma ödevi (HMK m. 31) kapsamında değerlendirme yapılmalıdır. Somut olmayan vakıalarda, maddi ve belirli ölçüde hukuki belirsizlik mevcuttur, bu belirsizliğin giderilmesi hakimin ödevidir. Bu sebeple, sadece tarafların dilekçelerini tekrar ettikleri yönündeki beyanların tutanağa geçirilmesi veya soyut ifadelerle tespit yapılması yeterli değildir. Bunun gibi, tarafların üzerinde bulunan yükleri (iddia, somutlaştırma ve ispat yükü) ve hâkimin görevi ve ödevini bilirkişinin yapması da beklenemez ve bu tespitlere göre dava yürütülemez. Zira, tarafın iddiası olmayan veya somutlaştırmadığı bir hususu, bilirkişi incelemez, değerlendiremez; bilirkişi hâkimin yerine de geçerek davayı aydınlatamaz, uyuşmazlık ve vakıa belirlemesinde bulunamaz. Bilirkişi ancak, varolanı inceleyebilir, açıklayabilir, teknik bilgisiyle istenen hususu tespit edebilir. Başlangıçta taraflarca ve hâkim tarafından gerçekleştirilmeyen bu işlemlerin sonradan bilirkişi marifetiyle giderilmesi usûlen mümkün değildir.Somut uyuşmazlıkta, davacı dava dilekçesinde toplu iş sözleşmesi farkı talep ettiğini bildirmiş ise de, bu talebini somutlaştırmamış, talebinin dayanağını ve açıkça toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan hangi fark alacağını talep ettiğini netleştirmemiştir. Bu bakımdan öncelikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 194. maddesine göre davasını ve taleplerini somutlaştırmak üzere süre verilmeli, sonucuna göre işin esası hakkında hüküm tesis edilmelidir.
2-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda zamanaşımı gözetilerek davacının toplu iş sözleşmesinin uygulanmasından doğan ücret farklarının hesaplandığı belirtilmiş, raporda sonuç itibariyle 2006 yılından itibaren toplu iş sözleşme zamları uygulanarak son ücretin tespiti yapılmıştır. Ancak dosya kapsamındaki toplu iş sözleşmelerinin bir kısmı davalı ... ile Belediye İş Sendikası, bir kısmı ise Hizmet İş Sendikası ile davalı ... arasında bağıtlanmış olup, dosyada davacının taraf sendikaya üyeliğine ilişkin herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Bu bakımdan, davacının hangi sendikaya üye olduğu, toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanmadığı yahut hangi tarihten yararlanmaya başladığı gibi yönlerden gerekli araştırma yapılmadan ve davacının Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 194 kapsamında toplu iş sözleşmesinden doğan hangi alacağını talep ettiği hususu açıklığa kavuşturulmadan 2006 yılından itibaren toplu iş sözleşmesi zamları uygulanmak suretiyle ücret farkı alacağı hesaplanması isabetsizdir.
3-Davacının dava dilekçesinde faiz talebi olmadığı halde dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi bir başka hatalı yöndür.Ayrıca ilave Tediye ücreti alacağı, Kanundan doğan bir alacak olup, bu alacağa uygulanacak faiz yasal faiz olduğu halde mahkemece işletme kredilerine uygulanan faizi geçmemek üzere mevduata uygulanan en yüksek faizine hükmedilmesi isabetsizdir.Davacının en yüksek işletme kredisi faizine hükmedilmesi yönünde bir talebi olmadığı halde, işletme kredilerine uygulanan faizi geçmemek üzere mevduata uygulanan en yüksek faizine hükmedilmesi hatalıdır. Kaldı ki, en yüksek işletme kredisi faizine sadece alacağın toplu iş sözleşmesine göre belirlenen kısmı için hükmedilebileceği, 4857 sayılı Kanuna göre belirlenen kısım için en yüksek işletme kredisi faizi uygulanamayacağı gözden kaçırılmamalıdır. Mahkemece belirlenen yönler dikkate alınmadan faize hükmedilmesi hatalı olup kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
4-Davacı dava dilekçesinde ilave tediye alacağı talep etmiş olup, davacının fark ilave tediye alacağına yönelik bir talebi bulunmamaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ilave tediyenin 2004 yılından bu yana bordroda tahakkuk ettirilerek ödendiği belirtilerek, toplu iş sözleşmesinden doğan fark ücret üzerinden hesaplanan fark ilave tediye alacağının hesaplandığı ifade edilmiştir. Mahkemece davacıya Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 194. maddesine göre talebini somutlaştırması için süre verilmeden fark ilave tediye alacağına hükmedilmesi yerinde değildir.
5-Davacı işçinin fazla çalışma ve hafta tatili ücretlerine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.Öte yandan, yukarıda fazla çalışmanın ispatı konusunda anlatılan ilkeler, hafta tatili günlerinde yapılan çalışmalar açısından da geçerlidir.Somut uyuşmazlıkta, davacı dava dilekçesinde “ilaçlama bölümünde çalıştığı dönemlerde 5. aydan 11. aya kadar akşam 17:00-03:00 saatleri arasında haftada yedi gün çalıştığını, diğer aylarda haftada beş gün 08:00-17:00 saatleri arasında Cumartesi günü ise öğleye kadar çalıştığını” beyan etmiş olup, davacının taleplerinin bu beyan ile sınırlı olarak değerlendirilmesi gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık anlatımlarının çelişki olduğu bu sebeple davacının haftada üç saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş ise de, günlük çalışmanın başlangıcı ve bitişi ile haftalık çalışma süresine dair bir değerlendirme yapılıp davacının işyerindeki çalışma düzeni netleştirilmeden fazla çalışma yapıldığı noktasında sonuca gidilmesi isabetsizdir. Ayrıca davacının dava dilekçesinde bildirdiği çalışma düzeni dikkate alındığında, ilaçlama bölümünde çalıştığı dönemde yılın 5. ve 11. ayı arasındaki dönem dışındaki sürede fazla çalışma yapmadığı kabul edilmelidir.Aynı durum hafta tatili ücreti yönünden de geçerli olup, davacının bildirdiği çalışma düzenine aykırı olarak yılın 5. ve 11. ayı arasındaki dönem dışındaki diğer dönemlerde de hafta tatili çalışması yapıldığının kabulü talebin aşılması niteliğindedir.Dosya kapsamındaki bir kısım bordrolarda imza bulunmamakla birlikte, ‘pazar mesaisi’ adı altında ödemeler yapıldığı tespit edilmektedir. Bu ödemeler konusunda yukarıda açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadan hafta tatili ücreti hesaplanmış olması da yerinde değildir. banka kayıtları ile karşılaştırılmak suretiyle sonucuna göre mahsup yapılması gerektiği,SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.













Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön