22. Hukuk Dairesi 2017/21638 E. , 2019/8818 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/21638 E. , 2019/8818 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde şoför olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğini, aylık net ücreti 1.500,00 TL olmasına rağmen sigorta primlerinin bu ücret miktarı üzerinden yatırılmadığını, farklı işyerlerinde sigortalı gösterildiğini, ancak bu süre zarfında sürekli olarak davalı işverene ait işyerinde çalıştığını ileri sürerek, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının bir kısım hizmetlerinin başka işveren bünyesinde geçtiğini, davacının 10.04.2013 tarihinde istifa ettiğini, bu halde ihbar tazminatına hak kazanmadığını, davacının ücretinin asgari ücret olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, yasal süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Davalı şirket ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin niteliğinin belirlenmesi ve davalı şirketin davacının uyuşmazlık konusu döneme ilişkin alacaklarından sorumlu olup olmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.Davacı taraf dava dilekçesinde, 2003 yılından itibaren davalı ... Petrol bünyesinde şoförlük yaptığını, ancak farklı şirketlerden sigortalı gösterildiği hususunu fesih tarihinde öğrendiğini ileri sürmüş, davalı taraf ise davacının şirket bünyesindeki çalışmalarının sınırlı olduğunu, davacının başka işyerlerinden sigortalı olduğu dönemlerin bulunduğunu ve bu çalışma süresinin davalı şirket ile ilgili olmadığını savunmuştur.Mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davacının uyuşmazlık konusu dönemde sigortalı olarak göründüğü işverenler tespit edilmiş, ayrıca bu işverenlere ait ticaret sicil kayıtları da getirtilerek davalı şirket ile dava dışı bir kısım şirketler arasında organik bağ bulunduğu sonucuna varılmış ise de, hem mevcut deliller yöntemince değerlendirilmeden hem de eksik inceleme ile sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamındaki kayıtlara göre davacının gerçekten de 05/09/2003-11/04/2013 tarihleri arasında farklı şirketler bünyesinde (... Petrol, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., gibi..) sigortalı çalışmaları bulunmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bu şirketlerden davalı ... Petrol Şirketinin ortaklarının ..., ... ve ...; dava dışı ... Ltd Şti ortaklarının ... ve ...; ... Seyahat Turz A.Ş.’nin ortaklarının ise (... Oğlu) ... ve (... oğlu) ... olduğu ve bir başka dosyada bu şirketler arasında organik bağ bulunduğunun Yargıtayca da kabul edildiği gerekçesiyle, bu şirketler arasında organik bağ bulunduğu kabul edilmiş, böylece davacının anılan şirketler bünyesindeki çalışma süreleri toplanarak, üç farklı şirkette geçen çalışma süresinin 6 yıl 11 ay 4 gün olduğu ve bu süreye isabet eden alacakların tamamından davalı ... Petrol Şirketinin sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır. Ancak, salt Ticaret Sicil kayıtlarından yola çıkılarak şirketler arasında organik bağ bulunduğu sonucuna varılması yerinde olmadığı gibi, aynı mahkemece bir başka dosyada organik bağ bulunduğunun kabulüne karar verilmesi, bu dosya yönünden de böyle bir sonuca ulaşılması için yeterli değildir. Kaldı ki dosya kapsamında emsal olabilecek böyle bir mahkeme kararına rastlanmamıştır. Yargılama sırasında dinlenen tanıkların davalı şirket ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkiye ilişkin herhangi bir anlatımı bulunmamaktadır. Davalı taraf, ... Petrol şirketi ile dava dışı ...Şirketi arasında aile ortaklığı bulunduğunu açıkça ifade etmiş ise de, davacının dava dışı ... Seyahat şirketi bünyesindeki çalışmasının davalı şirket ile ilgisi bulunmadığını savunarak, bu döneme ilişkin alacaklardan sorumlu tutulmalarına açıkça itiraz etmiştir.Bu itibarla, öncelikle davacı tarafın mahkemece dışlanan diğer dava dışı şirketler bünyesindeki çalışma süreleri yönünden bir itirazının bulunmadığı dikkate alınarak, sadece dava dışı ...Petrol şirketine ait kayıtlar eksiksiz olarak getirtilmek ve gerekirse tanıklar da yeniden dinlenmek suretiyle, davalı şirket ile dava dışı diğer iki şirket arasındaki ilişkinin (organik bağ, birlikte istihdam, işyeri devri, iş sözleşmesinin devri gibi) açıklığa kavuşturulmalı, bu şirketlerin davacının çalışmasından sorumlu olup olmadıkları yahut hangi ölçüde sorumlu oldukları buna göre netleştirilmelidir. Ayrıca davacının 05/09/2003-01/09/2008 tarihleri arasında ... Petrol Şirketinde çalıştıktan sonra, beş farklı işyerinde çalıştığı, ardından 04/02/2010 tarihinde ... Seyahat Şirketi bünyesinde çalışmaya başladığı görülmektedir. Buna göre davacının bu şirketler ve davalı şirket bünyesindeki çalışmasının aralıklı çalışma mı, yoksa yeni bir iş sözleşmesi şeklinde mi değerlendirileceği noktasında da dosya kapsamındaki tüm deliller yeniden birlikte ele alınarak sonuca gidilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık iş sözleşmesinin feshi noktasındadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini, davalı işveren ise sözleşmenin işçinin istifası suretiyle sona erdiğini ileri sürmüştür. Mahkemece istifa dilekçesinin tarih içermediği, matbu şekilde hazırlandığı, dinlenen tanık ...'in beyanına göre de davacının işten çıkartıldığının anlaşıldığı, buna göre davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından işin bitimi nedeniyle sona erdirildiği ve sözleşmenin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdiğinin ispat edilemediği sonucuna varılmıştır.
Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarından ... davacı ile aynı gün işten çıkartıldığını ve çıkartılma sebebinin işin bitimi olarak söylendiğini ifade etmiş, diğer davacı tanığı ise davacının işten ne şekilde ayrıldığını bilmediğini beyan etmiştir. Diğer taraftan davalı tanıkları da davacının istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını, hatta daha iyi bir iş bulduğunu beyan etmiş olup dosya kapsamında bulunan sigorta kayıtlarına göre davacının 11/04/2013 tarihinde çıkışının yapıldığı, 12/04/2013 tarihinde dava dışı ...Petrol şirketine ait işyerine girişinin yapıldığı tespit edilmektedir. Davacı vekili, davalı tarafından dosyaya sunulan istifa dilekçesi ile ilgili olarak, “ istifa dilekçesini kabul etmiyoruz ön inceleme aşamasından sonra sunulduğu için muvafakatimiz yoktur” şeklinde beyanda bulunmuş ise de, somut olayda davacı asil çağrılarak istifa dilekçesindeki yazı ve imzaya ilişkin beyanının alınmamış olması yerinde değildir. Hal böyle iken, iş sözleşmesinin feshi noktasında eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.















Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön