22. Hukuk Dairesi 2019/2265 E. , 2019/7876 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin davalı ... Anonim Ortaklığı’na ait işyerinde kayden alt işveren bünyesinde çalıştığını, sendika üyesi olduğunu, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğundan baştan itibaren davalının işçisi sayılması gerektiğini, müvekkiline ödenmesi gereken ücretin, davalının kadrolu emsal çalışanlarına ödediği ücret miktarında olması gerektiğini, buna bağlı olarak ücret farklarının ödenmesi ile toplu iş sözleşmesinde düzenlenen sendikal haklardan yararlanması gerektiğini, ödenmemiş işçilik alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek, asıl işveren-alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu ile müvekkilinin gerçekte alması gereken ücret miktarının tespitiyle, kök ücret ve bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı vekili, davacının müvekkilinin işçisi olmadığını, çalıştığı süre boyunca sendika üyeliği bulunmadığını, bir kısım işçiler için ise iş sözleşmelerinin son bulduğu tarihten sonra sendika üyeliğinin müvekkiline bildirildiğini, davacının çalışma süresi boyunca toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmadığını, ... Kapsam İçi Personel Yönergesinin ise müvekkili işyerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan ve toplu iş sözleşmesi kapsamında olan personele uygulandığını, davacının iddia ve taleplerinde haksız olduğunu, taleplerin zamanaşımına da uğradığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nce bozulmuştur. Bozma ilamına uyma kararı verilerek devam edilen yargılama neticesinde, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Seri içerisindeki dava dosyalarında, bozma sonrası devam edilen yargılamada aynı bilirkişi tarafından hazırlanmış hükme esas alınan raporların bir kısmında; fazla çalışma ücreti tahakkuklu ayların hesaptan dışlanacağı açıklanmış olmasına rağmen, bu açıklamayla çelişkili olacak şekilde hesaplama tablosunda bir dışlama (ya da mahsup) yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bir kısım raporlarda ise, bordroların imzasız olması ve ödemenin kanıtlanmamış olması gerekçesi açıklanarak tahakkukların dikkate alınmadığı belirtilmiştir.Öncelikle, sunulan bordrolar imzasız ise de, bozma öncesindeki bilirkişi raporunda, bordro tahakkuklarının ödendiği kabul edilerek, fazla çalışma tahakkuk bedellerinin hesaptan mahsup edilmesi gerektiği esası benimsenmiştir. Bozma öncesindeki ilk karar, davacı tarafça temyiz edilmediğinden imzasız bordrolardaki tahakkukların ödendiğinin kabul edilmesi gerekecektir.Diğer taraftan, aynı seri içerisindeki dava dosyalarının bir kısmında, Yargıtay 7. Hukuk Dairesince tesis edilmiş bozma ilamlarında, fazla çalışma ücreti tahakkuklu ayların hesaptan dışlanması gerekirken, tahakkukların mahsup edilmesinin hatalı olduğuna yönelik ilave bozma sebebi bulunduğu görülmektedir. Ancak, fazla çalışma ücreti tahakkuklu ayların hesaptan dışlanması gerekliliğine yönelik ilke, sadece imzalı bordrolar açısından geçerlidir. İmzasız bordrolar yönünden ise, işçinin yapılan fazla çalışma ücreti tahakkukunun ayrıntılarını görme ve değerlendirme imkanı bulunmadığından, ödenmiş tutarların mahsup edilmesi gereklidir. Dolayısıyla, söz konusu bozma ilamlarında, fazla çalışma ücreti tahakkuklarının değerlendirilmesinde, imzasız bordrolar yönünden mahsup değil, dışlama yapılması gerektiğine ilişkin bozma sebebinin maddi hataya dayalı olduğu kabul edilmelidir. Maddi hataya dayalı karar ise, taraf yararına usulü müktesep hak oluşturmaz. Keza, seri içerisindeki dava dosyalarının çoğunluğunda, yine Yargıtay 7. Hukuk Dairesince tesis edilmiş bozma ilamlarında, mahsup değil, dışlama yapılması gerektiğine yönelik ilave bir bozma sebebi yoktur.Yukarıda açıklandığı üzere, bozma ilamından sonra hükme esas alınan bilirkişi raporlarında, fazla çalışma ücreti tahakkuklu ayların hesaptan dışlanacağı açıklanmış olmasına rağmen, bu açıklamayla çelişkili olacak şekilde hesaplama tablosunda bir dışlama (ya da mahsup) yapılmadığı sabittir. Bir kısım raporlarda ise, bordroların imzasız olması ve ödemenin kanıtlanmamış olması gerekçesi açıklanarak tahakkukların dikkate alınmadığı belirtilmiş olup, bu yönler hatalıdır. Ücret bordrolarının incelenerek, imzasız bordrolardaki fazla çalışma ücreti tahakkuklarının ödendiği esas alınmalı ve hesaptan mahsup edilmesi gerektiği de dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir.Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 08/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
22. Hukuk Dairesi 2019/2265 E. , 2019/7876 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 35 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 66 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat