22. Hukuk Dairesi 2017/20361 E. , 2019/7171 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/20361 E. , 2019/7171 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının 2 yıl belirli süreli iş sözleşmesiyle davalı yanında 23.03.2014-28.06.2014 tarihleri arası aylık net 4.000,00-TL ücretle çalıştığını, iş akdinin işverence haksız olarak fesih edildiğini, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kaydının hiç yapılmadığını daha sonra öğrendiğini beyan ederek birkısım işçilik alacağının davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamaya, dosya kapsamındaki delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
İş sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şartın koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Cezai şart öğretide, mevcut borcun ifa edilmemesi veya eksik ifası halinde ödenmesi gereken mali değeri haiz ayrı bir edim olarak tanımlanmıştır (Tunçomağ, Kenan: Türk Hukukunda Cezai Şart, İstanbul 1963).
Cezai şart 818 sayılı Borçlar Kanunun 158 – 161'inci maddeleri arasında, yeni 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 179-182'inci maddeleri arasında düzenlenmiş olup, İş Kanunlarında konuya dair bir hükme yer verilmemiştir. İş hukuku açısından Borçlar Kanunun sözü edilen hükümlerini uygulamakla birlikte, Dairemizce bazı yönlerden iş hukukuna özgü çözümler üretilmiştir. İş hukukunda “İşçi Yararına Yorum İlkesi”nin bir sonucu olarak sadece işçi aleyhine yükümlülük öngören cezai şart hükümleri geçersiz sayılmış ve bu yönde yerleşmiş içtihatlar öğretide de benimsenmiştir.Cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gereği, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olmaması sonucunu da ortaya koymaktadır. Başka bir anlatımla işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, koşulları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez. İki taraflı cezai şartta işçi aleyhine bir eşitsizlik durumunda, cezai şart hükmü tümden geçersiz olmamakla birlikte, işçinin yükümlülüğü işverenin sorumlu olduğu miktarı ve halleri aşamaz.
İşçiye verilen eğitim karşılığı belli bir süre çalışması koşuluna bağlı olarak kararlaştırılan cezai şart tek taraflı olarak değerlendirilemez. İşçiye verilen eğitim bedeli kadar cezai şartın karşılığı bulunmakla eğitim karşılığı cezai şart hükmü belirtilen ölçüler içinde geçerlidir.
Gerek belirli gerekse belirsiz iş sözleşmelerinde, cezai şart içeren hükümler, karşılıklılık prensibinin bulunması halinde kural olarak geçerlidir. Ancak, sözleşmenin süresinden önce feshi koşuluna bağlı cezai şartın geçerli olabilmesi için, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olması zorunludur. Asgari süreli iş sözleşmelerine de aynı şekilde hükümler konulması mümkündür.
Borçlar Kanunu'nun 182. maddesine göre, taraflar cezanın miktarını seçmekte serbesttirler. Buna göre belirli süreli iş sözleşmesinin kalan süresine ait ücretlerinin ya da bunun katlarının ödenmesi gerektiği yönünde ceza miktarı belirlenmesi mümkündür. Böyle bir cezai şart hükmü, Borçlar Kanunu'nun 325. maddesine göre talep konusu yapılabilecek olan sözleşmenin kalan süresine ait ücret isteğinden farklıdır. Bu durum, konuya dair yasal düzenlemenin tekrarı mahiyetinde de değildir. Gerçekten tarafların iradesi özel biçimde cezai şart düzenlemesi yönünde ortaya çıkmış olmakla, iradeye değer verilmeli ve cezai şart hükümlerine göre çözüme gidilmelidir. İşçinin bakiye süre ücreti ölçüt alınarak kararlaştırılmış olan cezai şarttan başka, sözleşmenin kalan süresine ait ücretlerin de Borçlar Kanunu'nun 325. maddesine göre talep edilip edilemeyeceği sorununa değinmek gerekir ki, koşulların varlığı halinde sözleşmenin kalan süresine ait ücretlerin ayrıca talep edilebileceği kabul edilmelidir. Gerçekten, Borçlar Kanununun 158/II maddesine göre, borcun belli zaman ve yerde ifa edilmemesi hali için cezai şart kararlaştırılmışsa, alacaklı hem ifa hem de cezai şartı talep edebilecektir.Borçlar Kanunu'nun 161/son (182/son) maddesinde ise, fahiş cezai şartın hâkim tarafından tenkis edilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. İş hukuku uygulamasında işçi aleyhine cezai şart düzenlemeleri bakımından konunun önemi bir kat daha artmaktadır. Şart ve ceza arasındaki ilişki gözetilerek, işçinin iktisadi açıdan mahvına neden olmayacak çözümlere gidilmelidir. İşçinin belli bir süre çalışması şartına bağlanan cezalardan, sözleşme kapsamında çalışılan ve çalışması gereken sürelere göre oran kurularak indirime gidilmelidir.Somut olayda, davacı sözleşmenin belirli süreli olması nedeni ile bakiye ücret alacağını talep etmiş mahkemece, işletmelerde müdür ihtiyacının süreklilik arzettiği, bu itibarla işletme müdürlüğü sözleşmesinin belirli süreli yapılmasını gerektirecek objektif bir neden bulunmadığından taraflar arasındaki iş sözleşmesinin başından itibaren belirli süreli iş sözleşmesi olmadığı sonucuna varıldığı gerekçesi ile davacının çalışmadığı dönemdeki ücret talebine ilişkin cezai şart alacağı istemi reddedilmiştir.Dosya içeriğine göre; taraflar arasında belirli süreli iş sözleşmesi başlıklı sözleşme düzenlenmiş olup, sözleşme süresi 2 yıldır. Taraflar sözleşmenin başlangıç tarihini başta 16.01.2014 olarak düzenlemişler iken daha sonra sözleşmenin 23.03.2014 tarihinde başlaması konusunda mutabık kalmışlardır. Sözleşmenin 4 maddesinde 'İşçi ve işveren haklı bir neden bildirmeksizin yukarıda belirtilen sözleşme süresi tarihi itibari ile bu tarihten önce taraflar anlaşmayı fesh eder ise işe başlama tarihinden sona erme tarihine kadar işveren işçiye geri kalan kısımı işçiye ödemeyi tahaahüt eder ' düzenlemesi yer verilmiştir.
Somut olayda belirli süreli iş sözleşmesi yapılması için objektif şartlar bulunmamakta ise de, 08.03.2019 tarih ve 2017/10-2019/1 sayılı Yargıtay İçtihadi Birleştirme kararı uyarınca belirsiz süreli kabul edilen sözleşmedeki cezai şart kararlaştırılan süre için geçerlidir. Davacının iş sözleşmesi öngörülen süreden önce haksız feshedildiğine göre cezai şart isteminin Türk Borçlar Kanunu 182. maddesi hükmü çerçevesinde değerlendirmeye tabii tutularak hüküm altına alınması gerekir. Yazılı gerekçe ile isteğin reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 01/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
















Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön