22. Hukuk Dairesi 2017/25275 E. , 2019/22352 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/25275 E. , 2019/22352 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davalı işçinin müvekkili şirkete ait okulda 02.08.2013 tarihli iş sözleşmesine istinaden Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak çalıştığını, taraflar arasındaki sözleşmeye göre; davalının 02.08.2013 tarihinden itibaren bir yıl geçerli olmak üzere müvekkili okulda öğretmenlik yapacağının, yine aynı sözleşmenin 6/a maddesine göre de taraflardan herhangi biri sözleşmeyi yenilemek istemediği takdirde sözleşmenin süresinin bitiminden en az bir ay önce karşı tarafa bu hususu yazılı olarak bildirmesinin mecburi olduğunun kararlaştırıldığı, sözleşmenin bitiminden bir ay önce ... 4. Noterliğinin 02.07.2014 tarih ve 11128 sayılı yazısı ile ihtar çekildiğini, sözleşmenin 02.08.2014 tarihi itibariyle sona ereceğini ve yenilenmeyeceği hususunun davalı tarafa bildirildiğini, davalının daha sonra haksız olarak İşkur İl Müdürlüğüne dilekçe ile başvurarak kıdem, ihbar ve yıllık izin ücret alacağı konusunda alacaklı olduğunu bildirdiğini, İşkur tarafından yapılan tespitin haksız olduğunu, taraflar arasında yapılan sözleşmenin belirli süreli iş sözleşmesi olduğunu, İş Kanununa göre ihbar ve kıdem tazminatı talep edemeyeceğini, yıllık izin hakkının bulunmadığını beyan ederek ... Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü'nün 53421419-663.5-26128 sayılı, 26.12.2014 tarihli yazısı ile ihbar, kıdem tazminatına ve yıllık izin ücretinin ödenmesine ilişkin tespit işleminin iptali ile davalının müvekkili okuldan hak ve alacağının olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının iptalini istediği tutanağın kurum memurları tarafından tutulması nedeniyle bu memurlar tarafından tutulan tutanakların iptaline ilişkin davalara bakmaya yetkili mahkemelerin idari mahkeme olması ve davanın idari nitelikte bir tespit içermesi ve dava konusu yönünden hukuki yararın bulunmaması gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve yargı yolunun farklı olması nedeniyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta mahkemece, 4857 Sayılı Kanun 6111 Sayılı Yasa 78. maddesi ile değişik 92/3 madde içeriğinden işçi şikayetlerinin iş müfettişleri ve bölge Müdürlüğü memurları tarafından incelenebileceği, maddenin değişikliğinden önceki düzenleme incelendiğinde çalışma hayatına ilişkin raporların sadece iş müfettişleri tarafından tutulabildiği, 6111 Sayılı Kanun ile Bölge Müdürlüğü memurlarının da denetlemeye yetkili kılındıkları, bu değişiklik dışında ayrıca kararlara karşı yargı yolu da düzenlendiği, maddedeki açık düzenlemeye göre sadece iş müfettişi raporlarına karşı adli yargı yolu açık bırakıldığı, tutanak düzenlemeye yetkili bölge müdürlüğü memurları tarafından tutulan tutanaklara ilişkin yasa yolundan maddede bahsedilmediği, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 125. Maddesine göre idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu, Bölge Müdürlüğü memuru tarafından tutulan tutanaklara karşı adli yargının görevli olduğuna ilişkin düzenleme bulunmadığına göre Anayasanın açık hükmü karşısında davaya bakmakla idari yargı yerinin görevli olduğu ve görev hususu Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/b-c, 115/2 maddeleri gereğince dava şartı olduğu gerekçesiyle davacının davasının dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 92. maddesine göre: “91 inci madde hükmünün uygulanması için iş hayatının izlenmesi, denetlenmesi ve teftişiyle ödevli olan iş müfettişleri, işyerlerini ve eklentilerini, işin yürütülmesi tarzını ve ilgili belgeleri, araç ve gereçleri, cihaz ve makineleri, ham ve işlenmiş maddelerle, iş için gerekli olan malzemeyi 93 üncü maddede yazılı esaslara uyarak gerektiği zamanlarda ve işçilerin yaşamına, sağlığına, güvenliğine, eğitimine, dinlenmesine veya oturup yatmasına ilişkin tesis ve tertipleri her zaman görmek, araştırmak ve incelemek ve bu Kanunla suç sayılan eylemlere rastladığı zaman bu hususta T.C Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılacak İş Teftişi Tüzüğünde açıklanan şekillerde bu halleri önlemek yetkisine sahiptirler.
Teftiş, denetleme ve incelemeler sırasında işverenler, işçiler ve bu işle ilgili görülen başka kişiler izleme, denetleme ve teftişle görevli iş müfettişleri ve işçi şikayetlerini inceleyen bölge müdürlüğü memurları tarafından çağrıldıkları zaman gelmek, ifade ve bilgi vermek, gerekli olan belge ve delilleri getirip göstermek ve vermek; iş müfettişlerinin birinci fıkrada yazılı görevlerini yapmaları için kendilerine her çeşit kolaylığı göstermek, bu yoldaki isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler.
Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri ile işçi şikayetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca otuz gün içerisinde yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir”.
Anılan yasal hükümler ile çalışma ilişkilerini korumak ve geliştirmek, ortam ve koşullarını denetlemek görevi iş müfettişleri ve şikayetler konusunda Bölge Müdürlüğü memurlarına verilmiştir. Buna göre iş müfettişleri işyerinde genel, kontrol ve inceleme denetimi, memurlar ise sadece inceleme denetimi yaparlar.
İşyerinde işin yürütümü yönünden çalışma hayatı ile ilgili tüm mevzuat hükümlerine ve işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından ise; işçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin mevzuat hükümlerinin uyulup uyulmadığının tespiti, genel denetimdir. Genel denetim ise yargısal faaliyet olarak nitelendirilemez.
Kontrol denetimi ise, genel denetim sonrası (işin yürütümü veya işçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin) mevzuata aykırılık ve eksiklik olarak tespit edilen olguların, verilen süre içinde giderilip giderilmediğini kontrol edilmesidir.
İnceleme denetimi, bir kişinin ya da kurumun başvurusu üzerine yapılan denetimdir. Bu denetimi iş müfettişi ve memurlar yapmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 92/3 maddesi uyarınca itiraza tabi olan denetim, inceleme denetimidir. Dolayısı ile ister müfettiş tarafından isterse memurlar tarafından yapılsın, itirazın incelenmesi gerekir.
Dosya içeriğine göre, davalı işçi ...'nın 18.11.2014 tarihinde ... Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne şikayeti üzerine, ... Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü memuru inceleme denetimi ile adı geçenin işçilik alacaklarını tespit etmiştir.
Davacı her ne kadar kurum işleminin iptalini ve borçlu olmadığının tespitini istese de bu talep sonuç itibari ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 92/son maddesi uyarınca itirazdır.
Bu nedenle uyuşmazlıkta İş Mahkemesinin görevli olduğunun kabulü ile işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile mahkemenin görevsizliğine ve yargı yolunun farklı olması nedeniyle, davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilmesi gereken diğer bir hususta, somut uyuşmazlıkta; dava, sadece davalı işçiye karşı açılmış olup Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yöntemince davaya katılımı ile taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi de hatalı bulunmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön