22. Hukuk Dairesi 2016/20008 E. , 2019/21841 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2016/20008 E. , 2019/21841 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde muavin olarak çalışırken iş sözleşmesinin davalı işverence yerlerine yeni işçi almak maksadı ile haklı neden olmaksızın feshedildiğini beyanla kötüniyet tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, yıllık ücretli izin ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşçinin fazla çalışma alacaklarından indirim yapılması konusunda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtayca son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Bu indirim, dosyadaki delillerin durumu ve niteliğine göre yapılması gerekli uygun bir indirimdir. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline, işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma ücreti miktarına göre takdir edilmelidir. Somut olayda, davacı taraf davalı işyerinde fazla çalışma yaptığını iddia ederek fazla çalışma ücreti talebinde bulunmuş, tanık beyanlarının değerlendirilmesi neticesinde hükme esas alınan hesap raporuna göre fazla çalışmanın kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar hükme esas alınan raporda hesaplanan fazla çalışma ücretinden %30 uygun indirim yapıldığı ifade edilmiş ise de yapılan hesaplamadan uygun indirim yapılmadığı anlaşılmış olup tanık anlatımlarına göre kabul edilen söz konusu alacaktan uygun bir indirim yapılmaması hatalı olmuştur. Davacının işyerinde yaptığı işin niteliğine, çalışma süresine ve hesaplanan fazla çalışma ücreti miktarına göre uygun bir oranda indirim yapılarak fazla çalışma alacağı hüküm altına alınmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar öneli tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi Medenî Kanunun 2. maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir.
Fesih hakkını kötüye kullanan işveren, 4857 sayılı İş Kanununun 17. maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir.Kötü niyet tazminatına hak kazanma koşulları ve tazminat miktarının hesaplanması açısından, 4857 sayılı Kanunun 17. maddesinin altıncı fıkrasının açık hükmü gereğince, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötü niyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.1475 sayılı Yasada, “işçinin sendikaya üye olması, şikâyete başvurması” gibi sebepler ileri sürülerek iş sözleşmesinin sonlandırılması, kötü niyetin varlığı açısından örnekseme biçiminde sayıldığı halde, 4857 sayılı Yasada genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikâyet etmesi, aleyhine dava açması veya tanıklık yapması nedenlerine bağlı fesihlerin kötü niyete dayandığı kabul edilmelidir.Somut olayda, her ne kadar mahkemece davacının iş güvencesi kapsamı dışında olduğu ve davalı işverenliğin kötü niyetle hareket ettiğinin davacı tarafından ispatlandığı gerekçesiyle kötü niyet tazminatı kabul edilmişse de davalı ... işyerinde, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Kontrolörlüğü tarafından yapılan denetim sonucunda düzenlenen 30/09/2014 tarihli raporda, belediyenin personel giderleri kesinleşen bütçe gelirlerinin %40’ını aştığı ve 5393 sayılı Kanunun 49. maddesine göre belediye başkanına kamu zararı çıkarıldığı anlaşılmış olup davalı işverenlikçe iş sözleşmesinin 5393 sayılı Kanunun 49. maddesi düzenlemesi doğrultusunda personel giderlerinin azaltılması kapsamında feshedildiğinden kabul edilenin aksine davacı tarafından iş sözleşmesinin kötü niyetle feshedildiği ispat edilememiştir. Hal böyle olunca mahkemece kötü niyet tazminat talebinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28/11/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön