22. Hukuk Dairesi 2016/17512 E. , 2019/14723 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :.İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 1997 yılından başka bir kuruma gönderildiği 15.10.2011 tarihine kadar davalı işverenlik yanında Temizlik İşleri Müdürlüğünde bölge amiri olarak çalıştığını, müvekkili işçinin işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, sosyal yardım, yakacak yardımı, ücret, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yemek yardımı, yol yardımı, gece zammı, koku yardımı ve üst grup ücret farkı alacakları ve bu alacaklara işlemiş geçmiş gün faizleri ile yıllık izin ücreti alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının hafta tatilllerinde çalışıp çalışmadığı ve çalışmış ise ücretinin ödenip ödenmediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Öncelikle, 4857 sayılı İş Kanunu uyarınca hafta tatili, yedi günlük zaman dilimi içindeki yirmidört saatlik dinlenme hakkını ifade etmektedir. İşyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinde, Cumartesi günü akdi tatil, Pazar günü hafta tatili olarak tanımlanmış; vardiyalı çalışmalarda ise beşinci günden sonraki altıncı gün akdi tatil, altıncı günden sonraki yedinci gün ise hafta tatili olarak tanımlanmıştır. Toplu iş sözleşmesinde akdi tatil olarak tanımlanan gün, 4857 sayılı Kanun uyarınca hafta tatili günü sayılmamaktadır.
Davacı dava dilekçesinde çalışma şeklini, 2009 yılı Mart ayından sonra gündüz 06:00-15:00 arasında çalıştığı ve haftada bir gün izin kullandığı bu tarih öncesinde ise haftanın yedi günü çalıştığı şeklinde ifade etmiştir. Bu beyana göre 2009 Mart ayından sonra hafta tatili alacağı doğmadığı anlaşılmaktadır. Akdi tatil yönünden ise davacı dava dilekçesinde cumartesi çalışmalarının karşılığının ödendiğini belirtmiştir. Bilirkişi raporunda puantaj kayıtlarında hafta tatili kabul edilen pazar günü çalışmalarının bulunmadığı, işverence hafta tatili sütununda yapılan ödemelerin 1+1=2 yevmiye olarak ödendiğinin tespit edildiği belirtilmiştir. Bilirkişi pazar günü olan hafta tatili çalışmaları için ücret bordrolarında ödeme yapılmadığının tespit edildiği gerekçesiyle hesaplama yapmıştır. Hafta tatili günü için puantaj kayıtları ve ücret bordroları karşılaştırılmalı, söz konusu hafta tatili çalışması için bordrolardaki tahakkukların yüzde elli zam kısmını içermediğinin tespit edilmesi halinde, aradaki fark hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır. Hesaplamanın 2009 Mart ayına kadar yapılması gerekirken fesih tarihine kadar yapılması da isabetsiz olmuştur.
3-Taraflar arasında ıslaha karşı ile sürülen zamanaşımı savunması nedeniyle zamanaşımına uğrayan alacağı bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu 'eksik bir borç' haline dönüştürür ve 'alacağın dava edilebilme özelliği'ni ortadan kaldırır.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre,kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
Somut olayda davacının dava dilekçesi incelendiğinde davanın kısmi dava olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı ıslah dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olduğunu, talebini arttırdığını belirtmişse de bunu ancak davanın tam ıslahı yoluyla yeni bir dava dilekçesi vererek yapabilir. Mahkemece; davacının talebini 27.03.2014 tarihli dilekçesi içeriğinde belirsiz alacak davası olarak açıkladığı gerekçesiyle hatalı olarak dava belirsiz alacak davası olarak sonuçlandırılmış ise de davacı hükmü temyiz etmediğinden hükmü temyiz eden taraf için kazanılmış haklar da gözetilerek; davacı vekilinin ıslah talebine karşı, davalı vekili süresinde zamanaşımı defini ileri sürdüğünden davalının, ıslaha karşı vaki zamanaşımı definin değerlendirilmemesi de hatalı olmuştur.
4-Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı kabul edilerek, ulusal bayram ve genel tatil ücreti hesaplanmıştır.
Dinlenen davacı tanıklarının işverenle davasının bulunduğu anlaşılmakta olup, husumet sebebiyle beyanlarına tek başına itibar edilerek sonuca gidilmesi mümkün değildir. Dinlenen davalı tanıkları ise, varsa çalışmaların puantaj kayıtlarında gösterildiğini bildirmişlerdir.
Dosyaya sunulan puantaj kayıtlarına göre, davacının ulusal bayram ve genel tatil günü çalışması bulunmamaktadır. Söz konusu kayıtlarda, davacının imzası yok ise de, işverenlik yetkililerinin imzası vardır. Davalının kamu tüzel kişisi olduğu nazara alındığında, söz konusu kayıtlar resmi belge niteliğinde olup, aksi aynı güçte delillerle ispatlanmadığı sürece kayıtlara itibar edilmesi gereklidir.
Açıklanan delil durumu itibariyle, davacı tarafça, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıldığı hususu usulünce ispatlanamadığından, ulusal bayram ve genel tatil ücreti talebinin reddi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm altına alınması hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.07.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
22. Hukuk Dairesi 2016/17512 E. , 2019/14723 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat