22. Hukuk Dairesi 2016/16809 E. , 2019/14370 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının kesintisiz çalışmış olmasına rağmen bilgisi dışında işe giriş-çıkış yapıldığını, alacaklarının ödenmediğini bu nedenlerle iş akdini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile yıllık izin, ücret, asgari geçim indirimi, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Anayasa'nın 141. maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekir. Hükmün sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Diğer taraftan, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların Mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Somut olayda, davanın reddine ilişkin karar gerekçesi kendi içinde çelişkilidir.
Öncelikle; davalı kurum ile davacı işçi arasında işçi-işveren ilişkisinin bulunup bulunmadığının irdelenmesi gerekmektedir.
Mahkemece yüklenici işçileri ve davalı kurum arasında 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesi anlamında işçi işveren ilişkisinin de bulunmadığından davanın reddine karar verildiği belirtilmiştir. Dosyada bulunan Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları, tanık beyanları, tarım ve hayvancılık işçilikleri hizmet alım sözleşmeleri ve idari şartnameler dikkate alındığında, davacının davalı kuruma bağlı alt işverenler bünyesinde çalıştığı anlaşılmakla, davalı kurumun asıl işveren olduğu sabittir. Bu nedenle mahkemenin işçi -işveren ilişkisi olmadığına dair gerekçesi hatalıdır.
Diğer yandan, mahkemenin davanın reddine ilişkin gerekçelerinden birisi de davacının 01.04.2014 tarihli iş akdini feshettiğine ilişkin yazılı beyanıdır.
4857 sayılı Kanun'un 24/2-e maddesine göre işçinin alacaklarının tam ve zamanında ödenmemesi işçiye haklı fesih hakkı verir.
Somut olayda; davacı, dava dilekçesinde davalı kurumda kesintisiz çalışmış olmasına rağmen bilgisi dışında işe giriş çıkış yapıldığını, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının ödenmediğini bu nedenle iş akdini haklı nedenle feshettiğini iddia etmiş ve delillerini bildirmiştir. Mahkemece davacının alacak taleplerine ilişkin inceleme ve araştırma yapılmadan davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. Buna göre, mahkemece davacının delilleri toplanıp gerekli araştırma ve inceleme yapılarak davacının ödenmeyen alacaklarının çıkması durumunda haklı fesih yaptığının kabulüyle kıdem tazminatına hükmedilmesi gerekir.
Eksik araştırma ve incelemeyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
22. Hukuk Dairesi 2016/16809 E. , 2019/14370 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat