22. Hukuk Dairesi 2017/19635 E. , 2019/14223 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 21.03.2007 tarihinden itibaren davalı işverene ait ... İstasyon Müdürlüğü bünyesinde yolcu hizmetleri memuru olarak çalıştığını, iş akdinin 31.03.2014 tarihli disiplin kurulu kararı ile 04.04.2014 tarihinde tek taraflı olarak feshedildiğini, davalı işverenin fesih nedeni olarak 23.02.2014 tarihinde görevli olduğu 95 KOND PNR numaralı ... seferinde kontuara başvuran ... isimli yolcuyu oturum süresi sona ermiş olmasına rağmen uçuşa kabul etmesi ve bu sebeple ilgili havayolu ve müşteri nezdinde hatalı işlem yapılması sonucunda cezai müeyyide meydana gelmesi, bu ve buna benzer olaylardan dolayı da daha önceden uyarı, kınama, bir ve iki günlük ücret kesimi cezası verilen müvekkilinin eğitim verilmesine rağmen yapmakta olduğu yükümlülüklerini yerine getirmediği sebeplerinin ileri sürüldüğünü, müvekkilinin eylemlerinin iş sözleşmesinin feshini gerektirecek ağırlıkta olmadığını, davalı işverenin kendisine işini yapması ile ilgili bir uyarıda bulunmadığını, feshi 6 günlük hak düşürücü süre içerisinde yapılmadığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret alacağı alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iş sözleşmesinin davalı tarafından 04.04.2014 tarihinde İş Kanununun 25-II/h maddesi uyarınca yapmakta olduğu görevini tam olarak yerine getirmemesi nedeni ile gerekli uyarılar yapılmasına rağmen bu uyarılara dikkate almadan aynı hataları yapmaya devam ettiği, en sonunda 23.02.2014 tarihinde görevli olduğu, 25 KONT PNR nolu ... seferinde kontuara başvuran ... isimli yolcuyu oturma süresi sona ermiş olmasına rağmen uçuşa kabul etmesi nedeni ile davalı şirketin cezalandırılmasına neden olması nedeni ile İş Kanununu 25/II-h maddesi uyarınca fesih edildiği, davacının iş sözleşmesinin feshine neden olan olayın 23.02.2014 tarihinde gerçekleştiği, iş sözleşmesinin ise 31.03.2014 tarihli disiplin kurulu kararı uyarınca 04.04.2014 tarihinde fesih edildiği, bu sebeple davacının iş sözleşmesinin 6 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra fesih edildiği gerekçesiyle davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle değil geçerli nedenle fesih edildiği kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-İş sözleşmesinin hak düşürücü süre içinde feshedilip feshedilmediği hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
İşçi veya işveren bakımından haklı fesih nedenlerinin ortaya çıkması halinde, iş sözleşmesinin diğer tarafının sözleşmeyi haklı sebeple fesih yetkisinin kullanılma süresi sınırsız değildir. Bu bakımdan 4857 sayılı İş Kanunu'nun 26. maddesinde, fesih sebebinin öğrenildiği tarih ile olayın gerçekleştiği tarih başlangıç esas alınmak üzere iki ayrı süre öngörülmüştür. Bu süreler içinde fesih yoluna gitmeyen işçi ya da işverenin feshi, haklı bir feshin sonuçlarını doğurmaz. Bu süre, feshe neden olan olayın diğer tarafça öğretilmesinden itibaren altı işgünü ve herhalde fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren bir yıl olarak belirlenmiştir.
4857 sayılı Kanun'da, işçinin maddî çıkar sağlamış olması halinde bir yıllık sürenin işlemeyeceği öngörülmüştür. O halde, haklı feshe neden olan olayda işçinin maddî bir menfaati olmuşsa, altı işgününe riayet etmek koşuluyla olayın üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin işverenin haklı fesih imkânı vardır.
Altı iş günlük süre işçi ya da işverenin haklı feshe neden olan olayı öğrendiği günden itibaren işlemeye başlar. Olayı öğrenme günü hesaba katılmaksızın, takip eden iş günleri sayılarak altıncı günün bitiminde haklı fesih yetkisi sona erer.
İşverenin tüzel kişi olması durumunda altı işgünlük süre feshe yetkili merciin öğrendiği günden başlar. Bu konuda müfettiş soruşturması yapılması, olayın disiplin kurulunca görüşülmesi süreyi başlatmaz. Olayın feshe yetkili kişi ya da kurula intikal ettirildiği gün altı iş günlük sürenin başlangıcını oluşturur. Bir yıllık süre ise her durumda olayın gerçekleştiği günden başlar.
Haklı fesih sebebinin devamlı olması durumunda hak düşürücü süre işlemez. Yine işyerinde işi yavaşlatma ve üretimi düşürme eyleminin süreklilik göstermesi durumunda, altı iş günlük süre eylemin bittiği tarihten başlar.
İşçinin ücretinin ödenmemesi temadi eden bir durum olmakla birlikte fesih hakkı ödemenin yapıldığı ana kadar kullanılabilir. Aksi halde Kanun'un 24/II-e maddesinde öngörülen neden ortadan kalkmış olur. Fesih iradesinin altı iş günü içinde açıklanması yeterli olup, bu süre içinde tebligatın muhatabına ulaşmış olması şart değildir.
4857 sayılı Kanun'un 26. maddesinde öngörülen altı iş günlük ve bir yıllık süreler ayrı ayrı hak düşürücü niteliktedir. Bir başka anlatımla fesih hakkının öğrenmeden itibaren altı iş günü ve olayın gerçekleşmesinden itibaren bir yıl içinde kullanılması şarttır. Sürelerden birinin dahi geçmiş olması haklı fesih imkânını ortadan kaldırır. Hak düşürücü sürenin niteliğinden dolayı taraflar ileri sürmese dahi, hâkim resen dikkate almak zorundadır.
Bu maddede belirtilen süreler geçtikten sonra bildirimsiz fesih hakkını kullanan taraf, haksız olarak sözleşmeyi bozmuş sayılacağından ihbar tazminatı ile şartları oluşmuşsa kıdem tazminatından sorumlu olur.
Yukarıda değinilen altı iş günlük ve bir yıllık hak düşürücü süreler, işçi açısından 24/II madde, işveren açısından ise 25/II maddede belirtilen sebeplere dayanan fesihler yönünden aranmalıdır. Bu itibarla, geçerli nedene dayanan fesih durumlarında, 26. maddede öngörülen hak düşürücü süreler işlemez.
Somut olayda, davacının iş sözleşmesi, Merkezi Disiplin Kurulunun 31.03.2014 tarihli 2014/205 sayılı kararı ile, “... İstasyon Müdürlüğü Yolcu Hizmetleri Departmanı'nda Yolcu Hizmetleri Memuru olarak görev yapmaktasınız. 23.02.2014 tarihinde yolcu hizmetleri memuru olarak görevli olduğunuz 95K0ND PNR numaralı ... seferinde kontuara başvuran... isimli yolcuyu oturum süresi sona ermiş olmasına rağmen uçuşa kabul ettiğiniz ve bu sebeple ilgili havayolu nezdinde ve müşteri nezdinde hatalı işlem yapılması sonucunda cezai müeyyide meydana gelmiştir. Çalışma süreniz boyunca bu ve buna benzer dikkatsiz ve düzensiz çalışmanız sebebiyle tarafınıza, birçok kez 'Uyarı' 'Kınama, 'Bir Günlük Ücret Kesim' ve 'İki Günlük Ücret Kesim' cezaları verilmiştir. Bu güne kadar tarafınıza yapılan yazılı ve sözlü uyarılara rağmen bu tür davranışlara devam ederek, iş akışını, çalışma düzenini ve iş barışını olumsuz yönde etkilediğiniz ve ilgili havayolu firmaları ve müşterimiz olan şirketler nezdinde şirketimizi zor durumda bıraktığınız belgelerle tespit edilmiştir. Genel Müdürlük Disiplin Kurulu tarafından yapılan araştırma neticesinde yukarıda özetlenen ve ekli savunma tutanaklarında da belirtilen fiil dolayısı ile yapmakla ödevli bulunduğunuz görevleriniz defalarca hatırlatıldığı ve bu konularla ilgili eğitimler verildiği halde yapmamakta ısrar etmeniz nedeniyle iş sözleşmeniz, Disiplin Yönetmeliğinin 8.7. Maddesinde belirtilen ve 4857 sayılı İş Kanunun 25/II-h maddesine istinaden fesh edilmesine oybirliği ile karar verilmiştir.” denilerek haklı nedenle feshedilmiş ve fesih bildirimi 04.04.2014 tarihinde davacıya tebliğ edilmiştir. Ancak feshe yetkili makamın fesih sebebi yapılan olayı öğrendiği tarih dosya kapsamından anlaşılamadığından, haklı fesihte altı işgünlük sürenin geçirilip geçirilmediği de denetlenememektedir. Bu sebeple, davalı işveren işyerinde feshe yetkili makam belirlendikten sonra feshe yetkili makamın fesih sebebi yapılan olayı öğrenme zamanı tespit edilmeli ve fesih yetkisini altı işgünlük sürede kullanıp kullanmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Bu araştırma neticesine göre, feshin altı günlük hakdüşürücü sürede yapılıp yapılmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
22. Hukuk Dairesi 2017/19635 E. , 2019/14223 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 38 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat