22. Hukuk Dairesi 2017/22980 E. , 2019/13281 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalılardan ...... Üniversitesi Atatürk Eğt. Ve Araşt. Hastanesi ve ... .... Tem. İnş. Oto Turz. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, davacının davalıya ait hastanede değişen alt işverenler bünyesinde zayıf elektrik akımı atölye işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davacı tarafından askerlik sebebiyle feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Sağlık Bakanlığı vekili, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, Bakanlığa husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davacının 01.01.2007-02.02.2014 tarihi arasında ... ... Üniversitesi Atatürk Eğt. Ve Araş. Hastanesinde temizlik işçisi olarak çalıştığını, davalı şirketin emir ve talimat verme yetkisine sahip olmadığını, davacının davalı şirket bünyesinde çalışma süresinin 01.01.2008-05.05.2008 tarihleri arasında olduğunu, bu sebeple davalı şirketin son işveren olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davacı ve davalılardan ...... Üniversitesi Atatürk Eğt. Ve Araşt. Hastanesi ve ... Tabldot Tem. İnş. Oto Turz. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında kıdem tazminatı ile yıllık izin ücretine uygulanacak faizin başlangıcı uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretinin faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, ancak faiz oranı ve faiz başlangıç tarihi belirtmemiştir. Islah dilekçesinde ise, faiz başlangıç tarihinin iş sözleşmesinin zorunlu askerlik sebebiyle sona erdirildiği 02/02/2014 tarihi olması gerektiğini, dava dilekçesini bu yönden ıslah ettiklerini beyanla kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretinin 02/02/2014 tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Mahkemece kıdem tazminatı için dava tarihinden itibaren, yıllık izin ücreti için ise için dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmiştir. Ne var ki, davacının iş sözleşmesini askerlik sebebi ile feshettiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu halde mülga 1475 sayılı İş Kanununun 14. maddesi gereği kıdem tazminatına iş sözleşmesinin feshi tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekir. Mahkemece, kıdem tazminatına uygulanacak faiz oranı ve faiz başlangıç tarihinin kanunda düzenlendiği dikkate alınmadan, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi yerinde değildir.
Diğer taraftan, mahkemece yıllık izin ücretine yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi yerinde ise de, dosya kapsamında davacı tarafından ...- Sefil İş Ortaklığına hitaben yazılan 30/01/2014 tarihli dilekçede yıllık izin ücreti talep edildiği, yine asıl işverene yazılan 31/01/2014 tarihli yazıda da yıllık izin ücreti talebi bulunduğu tespit edilmektedir. Şu halde, anılan yazıların davalılara tebliğ edilip edilmediği açıklığa kavuşturularak sonucuna göre yıllık izin ücreti yönünden temerrüt oluşup oluşmadığının belirlenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile dava ve ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi hatalıdır.
3-Taraflar arasında asıl işveren ve alt işverenlerin talep edilen alacaklardan sorumluluğunun belirlenmesi noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 2/6. maddesine göre bir işverenden işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir.Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. Ancak asıl işverenin müteselsil sorumluluğu alt işverenin işçisinin asıl işverenin işyerinde özgülenmiş olarak çalıştığı süre ile sınırlıdır.
İşçinin asıl işverenden alınan iş kapsamında ve değişen alt işverenlere ait işyerinde ara vermeden çalışması halinde, işyeri devri kurallarına göre çözüme gidilmesi gerekmektedir. Devir hükümlerine göre ise; feshe bağlı diğer haklardan olan kullanılmayan izin ücretlerinden ve ihbar tazminatından son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun120. maddesi hükmüne göre, 1475 sayılı Yasanın 14. maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi, işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.
Somut uyuşmazlıkta mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek, davacının davalıya ait işyerinde 01/01/2007-02/02/2014 tarihleri arasında belirsiz süreli hizmet sözleşmesine dayalı olarak 2589 gün süreyle çalıştığı, işyerinin değişmediği ancak alt işverenlerin değiştiği gerekçesiyle belirlenen çalışma süresine isabet eden alacaklar hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının hangi tarihler arasında, hangi işverene ait işyerinde çalıştığı hususunda gerek Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları, gerekse davalı Kurum ile diğer işverenler arasındaki hizmet alım sözleşmelerine göre herhangi bir değerlendirme yapılmadan farazi şekilde “Davacı tarafın taleplerinin, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ve davalı taraf beyanları ile aynı yönde olması sebebiyle 01.01.2007-02.02.2014 (davacı taraf talepleri ve SGK kayıtları esas alınarak) tarihleri arasında (2.589gün) hizmet süresi olduğunun” belirlenmesi yerinde değildir. Dosya kapsamından davacının uyuşmazlık konusu dönemde birçok işyerine giriş çıkışı bulunduğu anlaşılmakta olup, bu işyerlerinin hizmet alım sözleşmesi kapsamında davacıyı çalıştıran işyerleri olup olmadığı denetlenememektedir. Bu bakımdan özellikle tüm Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ile hizmet alım sözleşmeleri birlikte değerlendirilmek suretiyle davacının hangi dönemde hangi işverene ait işyerinde çalıştığı, bu işverenle davalı Kurum arasında hizmet alım sözleşmesi bulunup bulunmadığı, davacının çalışmasının kesintili olup olmadığı yönlerinden gerekli araştırma yapılarak gerek davacının çalıştığı alt işverenler arasında devir olgusu bulunup bulunmadığı, gerekse asıl işverenin tüm çalışma süresi yönünden sorumluluğu bulunup bulunmadığı belirlenmeli, davacının asıl işveren alt işveren ilişkisi kapsamındaki çalışma süresine göre davalıların sorumluluk miktarı konusunda ayrı ayrı karar verilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi bozma sebebidir.
Ayrıca dosya kapsamına göre davalılardan ... son alt işveren olmadığı halde kıdem tazminatı alacağının tamamından ve feshe bağlı alacak olan yıllık izin ücretinden sorumlu tutulması hatalı olup kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.06.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
22. Hukuk Dairesi 2017/22980 E. , 2019/13281 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat