22. Hukuk Dairesi 2016/13332 E. , 2019/11970 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2016/13332 E. , 2019/11970 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde mekanik ustası olarak çalıştığını,iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının oto mekanikeri olarak çalıştığını, davalı şirketin yetkili servis olarak vasıtaların bakım tamir ve servis hizmeti kapsamında 7/24 acil yol yardımı hizmeti verdiğini, davacının bu hizmet kapsamında işverence kendisine yapılan çağrılara birkaç kez haklı neden dahi olmadan yanıt vermediğini, davacının iş sözleşmesinin amirlerinin işin mahiyetine uygun talimatlarına uymaması ve bu hususta ısrar etmesi sebebiyle feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedilip feshedilmediği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (h) alt bendinde, işçinin hatırlatıldığı halde görevlerini yapmamakta ısrar etmesi durumunda işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu hükme bağlanmıştır.
İş görme edimi işçi tarafından işverenin verdiği talimatlara uygun olarak yerine getirilmelidir. İşverenin talimatlarının, bireysel ya da toplu iş sözleşmesi ile getirilebilecek sınırlamalar ile işçinin eğitimi, yeteneği ve takati gibi hususlara aykırılık oluşturmamalıdır.
1475 sayılı Yasada işçinin hatırlatıldığı halde görevlerini yapmaması haklı fesih nedeni olarak sayılmış ve işçinin bu anlık durumu yeterli görülmüşken, 4857 sayılı Yasa ile işçinin “görevi yapmamakta ısrar etmesi” kuralı getirilmiştir. Bu noktada işverenin hatırlatmasının ardından sadece bir kez görevi yapmama yeterli sayılmamalıdır. İşçinin görevi yapmama eylemi hatırlatmanın ardından devamlılık arz etmelidir.
İşveren tarafından fesih öncesinde, işçinin yapmakla yükümlü olduğu görevleri hatırlatılmalıdır. Bu hatırlatmanın sözlü ya da yazılı biçimde yapılması mümkündür. Bu konuda ispat yükü de işverendedir.
İşçinin görev tanımının, bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde açıkça öngörülmüş olması işverenin hatırlatma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
İşçiye yapılacak hatırlatmada/uyarıda, işçiye yapması istenen görev açık biçimde bildirilmeli ve işin tamamlanmasına yetecek bir süre öngörülmelidir. Bildirimde, görevin hatırlatılması yeterlidir. Görevin gereklerinin yerine getirilmemesi durumunda iş sözleşmesinin feshedileceği hususunun ayrıca bildirilmesi gerekmez. Ancak, işveren tarafından işçiye bu yönde bir bildirim yapılmış ise, işçinin yeni bir eylemi gerçekleşmedikçe, önceki eylemlerine dayanılarak iş akdi feshedilemez.
İşçinin iyiniyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmek işveren açısından çekilmez hale gelmişse, diğer bir anlatımla güven temeli çökmüşse işverenin haklı sebeple derhal fesih hakkı doğar. Buna karşılık, işçinin davranışı taraflar arasında bulunması gereken güven temelini çökertecek ağırlıkta bulunmamakla, iş ilişkisine devamı tam anlamıyla çekilmez hale getirmemekle birlikte, işin normal işleyişini bozuyorsa, işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve işverenden bu nedenle iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemiyorsa 4857 sayılı Kanun'un 18/1. maddesi gereği geçerli fesih hakkı doğar.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece iş sözleşmesinin işveren tarafından verilen emrin yerine getirilmemesi nedenine dayalı olarak feshedildiği, feshin haklı olduğu, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamadığı sonucuna varılmıştır. Ne var ki mahkemece varılan sonuç dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Dosya kapsamında mevcut 09/01/2015 tarihli fesih yazısına göre, davacının iş sözleşmesi verilen görevleri yerine getirmediği gerekçesiyle İş Kanununun 25/2 maddesine göre haklı sebeple feshedilmiştir. Davacının 08.01.2015 tarihinde saat 20.45 civarında işverence 7/24 yol yardımı işi kapsamında arandığı, ancak çağrıya uyarak çalışmaya gitmediği sabit olup, taraflar arasında bu konuda uyuşmazlık bulunmamaktadır. işverence davacının son olay tarihinden daha önce de birden fazla kez çağrıldığı halde, çağrıya yanıt vermediği savunulmuş ise de dosya kapsamında bu yönde bir delil bulunmamaktadır. İşverence sunulan 2013 yılına ait iki adet tutanakta ise, davacıya farklı sebeplerden dolayı yazılı uyarı yapıldığı tespit edilmektedir. Yargılama sırasında dinlenen davacı ve davalı tanıklarının da davacının daha önce yol yardımı çağrısına uymadığına veya işverence hatırlatıldığı halde görevini yapmadığına yönelik anlatımı tespit edilememiştir. İş sözleşmesinin haklı sebeple feshi için, işçinin davranışının taraflar arasında bulunması gereken güven temelini çökertecek ağırlıkta bulunması gerekmekte olup, somut olayda güven temelinin çökmesine sebep olacak bir davranış söz konusu değildir. Şu halde, davacının bir defaya mahsus (tek bir) eyleminin İş Kanununun 25. maddesinin 2. fıkrası bağlamında haklı bir fesih sebebi oluşturmadığı açıktır. Ayrıca davacının bir defa işverenin çağrısına uymayarak verilen görevi yapmaması “ısrar” halini de oluşturmaz. Davacının işverence verilen görevi bir defa yapmadığının anlaşılmasına göre, bu davranışın haklı sebep ağırlığında olmamakla birlikte geçerli sebep oluşturduğunun kabulü gerekirken, aksi yönde değerlendirme yapılması hatalı olmuştur.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular ışığında, somut olayda feshin haklı bir sebebe dayanmadığı gözetilerek, davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmelidir. Mahkemece yazılı gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön