22. Hukuk Dairesi 2016/13756 E. , 2019/11744 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2016/13756 E. , 2019/11744 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile eşitlik ilkesine aykırı davranılması sebebine dayalı tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının sık sık uyarı aldığını, izinsiz işe gelmediğini, çalışma arkadaşlarına olumsuz davranışlarda bulunduğunu, işi yavaşlattığını, tedbirsiz davranışları ve dikkatsiz çalışması nedeniyle müvekkili şirkete zarar verdiğin, davacının söz konusu tutanaklar ile defalarca uyarıldığını ancak davacıda herhangi bir düzelmenin meydana gelmediğini, son olarak davacının şirket bünyesinde çalışan bir kısım işçiler tarafından İnsan Kaynakları Bölümüne verilen dilekçe ile şikayet edildiğini ve savunmasının alındığını, sonrasında ise yönetim kurulu kararı ile davacının iş akdinin müvekkili şirket tarafından haklı nedenlerle feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iş akdinin işverence haklı sebeple feshedilip feshedilmediği ve dolayısıyla kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Somut olayda, davacının davalı işyerinde 25.03.2011 tarihinden itibaren metal-montaj işçisi olarak çalışmaktayken, “ Çalışmış olduğunuz günden bu yana işi yavaşlatma, dikkatsiz çalışma, habersiz devamsızlık vs. konularda çok sayıda uyarı aldığınız bilginiz dahilindedir. Son olarak gerek birim sorumlunuz gerekse iş arkadaşlarınızdan bölüm içinde tartışma çıkardığınız çalışanları bir birine karşı kışkırttığınız, çalışma arkadaşlarınızın rencide edici sözler sarf ettiğiniz, küfürlü konuştuğunuz yönünde şikayetler tarafımıza ulaşmıştır. Tarafınıza yapılan sözlü bildirimlere, tüm yazılı uyarılara rağmen davranışlarınızda olumlu bir değişiklik olmadığı, işinizin ciddiyetine bir özen göstermediğiniz, hatta işi yavaşlattığınız gözlemlenmiştir. Bu durum çalışan personel beyanları ile de sabit hale gelmiş olup iş sözleşmeniz 4857 sayılı Yasanın 25/II maddesinin ilgili bentleri gereği 06/03/2015 tarihinden itibaren bildirimsiz ve tazminatsız olarak feshedilmiştir “ şeklindeki fesih bildirimi ile iş akdinin haklı nedenle feshedildiği anlaşılmaktadır. Davacı ise, davalı işverenin kendisinin işi bırakması için uğraştığını ancak yapamayınca gerçeğe aykırı tutanaklar tutarak ve savunmasını isteyerek haksız nedenle iş akdinin feshedildiğini iddia etmektedir.
Dosyada yer alan tutanak ve belgeler incelendiğinde, 03.03.2015 tarih ve ... isimli işçi tarafından el yazısı ile düzenlenen tutanakta, davacının kendisine yaklaşarak eğer istediği zammı alamazsa istifasını vereceğini, başka şirketin 1500 TL maaş verdiğini söyleyerek kendisini ve diğer arkadaşları yanlış yönlendirdiğini, ... isimli çalışanın kolu ağrıdığından bölüm şefi tarafından ön kısımda görevlendirildiğini, davacının bu kişinin arkasından kendisine ve diğer elemanlara ...’ün numara yaptığını bilerek ağır iş yapmayım diye önde çalıştığını kışkırtıcı bir şekilde söylediğini, bir gün ...’in çalışırken yanına gelerek sırtını sıvazladığını ve aferin dediğini bunu gören davacının kendisine yalaka ve taklacı sıfatını koyduğunu ve kendisine bölüm şefine yalakalık ve takla atıyorsun dediği hususunun, 04.03.2015 tarih ve Yusuf Dinler, ... ve ... isimli işçiler tarafından düzenlenen tutanakta, davacının bölüm içi davranışlarının uygun olmadığı, sürekli tartışma ortamı yarattığı, bölüm arkadaşlarını birbirine karşı kışkırttığı ve bu tip davranışlarından rahatsız olunduğu hususunun, 04.03.2015 tarih ve ... isimli işçi tarafından düzenlenen tutanakta, davacının bölümdeki hal ve hareketlerinden çok rahatsız olduğu, işe girdiği tarihte yazıhane bölümündeki bayanlar hakkında belden aşağıya çok pis konuştuğu, herkesin anası bacısı var diye tepki gösterdiğinde küçük tartışma yaşadıkları ve kendisi ile uğraşmaya başladığı, arkasından el hareketleri yaptığı, utanç verici duruma düşürdüğü, bölüm şefine yapılan şikayetlerden sonra uyarılan davacının diğer arkadaşların yanında kendisini içeriye şikayet edenin “ anasını bacısını s….. “ şeklinde sinkaflı olarak çok büyük küfürler ettiği ve bayanlar hakkında ileri geri sapıkça konuşmalarından rahatsız olduğu hususlarının düzenlendiği, 05.03.2015 tarihinde ise davacıdan çalışanlara taklacı yalaka şeklinde isimler takarak huzursuz bir ortam yarattığı sebebi ile savunmasının istendiği, davacının da kimseyi rahatsız edecek şekilde konuşmadığı,şaka olarak birbirlerine karşı söylemlerde bulundukları ancak artniyet olmadığı ve arkadaşları ile arasının iyi olduğu şeklinde savunmasını verdiği görülmüştür.
Yargılama esnasında davalı tanığı olarak dinlenen tutanak tanıklarından ..., davacının huzursuzluk yapıp, işi yavaşlattığını, arkadaşları kışkırttığını, istifamı verip gideceğim dediğini, işyerinde zammın herkese yapıldığını, diğer işçilere nazaran herhangi bir ayrım yapılmadığını, tutanaklardaki imzanın kendisine ait olduğunu, ... ise davacının huzursuzluk yarattığını, devamlı kendisi ile uğraştığını, içeride dedikodular yaptığını, işe gittiğinde çalışmasından dolayı kendisini sevemediğini, sevmediği kişi ile uğraştığını, işyerinde kilolu bir bayan işçi arkadaşın yürüyüşünü taklit edip kendilerini güldürmeye çalıştığını, bayan işçiler hakkında çok pis konuştuğunu, kendisinin de buna karşı geldiği için herkesin anası bacısı var dediği için kendisiyle uğraştığını, bayan arkadaşlara 'işte bunun fiziği iyi, işte bunu şöyle yapacaksın' gibi şeyler söylediğini, ekip olarak çalıştıkları için muhabbet ettiğinden ve davacının da bölümde en kıdemli olduğundan bandı kapattığını, diğer ekibinde çalışamadığını, davacı en kıdemli olduğu için kendilerinin de muhabbet ettiğini, bandı kapatmanın bazen 5 ila 10 dakika olduğunu, işyerine yeni gelen arkadaşlara kendilerinin hayırlı olsun dediğini davacının ise Allah kurtarsın dediğini ve bölümde başka firmanın ismini söyleyip şu kadar maaş veriliyordu dediğini ve tutanaklardaki imzanın kendisine ait olduğunu beyan etmiştir.
Tüm dosya içeriği, tutulan tutanaklar ve dinlenen tanık beyanlarına göre davacının iş yerinde arkadaşlarına yönelik söylemleri ve hareketleri ile çalışma ortamını bozduğu, bayan çalışma arkadaşları ile ilgili söylediği sözlerin iş yerindeki çalışma ahlakına uygun düşmediği ve bu itibarla davacının iş yeri huzur ve sükunu bozan eylemlerinin sabit olduğu anlaşılmıştır. Davacının bu davranışları 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25/II uyarınca açıkça işverene haklı fesih imkanı tanımaktadır.
Mahkemece, davalı tanıklarının beyan ettikleri hususların İş Kanunun 25/II maddesi kapsamında haklı fesih sebebi oluşturmadığı ancak işveren açısından geçerli fesih sebebi oluşturduğu, geçerli fesih hallerinde ise davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı kaldı ki davalı işverenin fesih yazısında belirtilen fesih sebepleri ile bağlı olduğu, cevap dilekçesi ve davalı tanıklarının davacının bir kısım işçiler hakkında küfürlü konuştuğu yönündeki beyanının somut olarak fesih sebebi yapılmadığı şeklinde ki hatalı gerekçe ile davacının iş akdinin işveren tarafından haksız feshedildiğinden kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne karar verilmiştir.
Yukarıda bahsedilen ve tutanak tanıklarınca da doğrulanan somut vakıalar karşısında Mahkemece kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne karar verilmesi hakkaniyet ilkesine ve menfaatler dengesine aykırı olmuştur.
Bu nedenlerle, davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön