22. Hukuk Dairesi 2017/21502 E. , 2019/9284 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/21502 E. , 2019/9284 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı iş yerinde çalıştığı süre içerisinde ödenmediğini iddia ettiği fazla mesai, ulusal bayram genel tatil ve yıllık izin ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporlarına dayanılarak yıllık izin ücret talebinin reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının ulusal bayram genel tatil ücret alacağının hesaplanması konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.Yukarıdaki açıklamalar ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı bakımından da geçerlidir.Somut olayda, davacının davalı iş yerinde temizlik işçisi olarak 21.04.2011 tarihinde işe başladığı, 30.04.2012 tarihinde işten çıkarıldığı ve akabinde işe iade davası açtığı ve davasının kabul edilerek 26.09.2013 tarihinde davalı iş yerinde yeniden işe başladığı anlaşılmıştır. Bu itibarla her ne kadar davacının fazla mesai ücret alacağı 30.04.2012 tarihine kadar hesaplanmış olduğundan fazla mesai hesabı yönünden uyuşmazlık bulunmamakta ise de davacının hizmet döküm cetveli içeriğine göre de 30.04.2012–26.09.2013 tarihleri arasında davalı iş yerinde çalışmadığı görüldüğünden bu tarihler arasında kalan dönemin hesaplamadan dışlanması gerekirken hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 21.04.2011 tarihinden dava tarihi olan 15.12.2014 tarihine kadar kesintisiz olarak ulusal bayram genel tatil ücretinin hesaplanması hatalı olmuştur. Ayrıca dosya içerisinde personel döküm kontrol sistemine (PDKS) ilişkin bir kısım kayıtlar bulunmakta olup bu kayıtların 01.10.2013 tarihinden itibaren başladığı görüldüğünden fazla mesai hesabına esas alınmaması isabetli ise de davacının kayıt altına alınan dönemde hangi günler işe geldiği belli olduğundan mahkemece bu kayıtların ulusal bayram ve genel tatil ücretinin hesaplanmasında dikkate alınmaması hatalıdır. Bu nedenle yapılacak iş öncelikle kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak, kayıtlara göre; davacının ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışmasının bulunup bulunmadığının tespiti ile varsa bu günlere ait ücret alacaklarının hesaplanarak hüküm altına alınarak hakkaniyet indirimi yapılmaması ve kayıt altına alınmayan dönemler yönünden ise şimdiki gibi tanık beyanlarına göre hesaplama yapılarak uygun bir hakkaniyet indirimi de yapıldıktan sonra sonuca gitmekten ibarettir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön