22. Hukuk Dairesi 2016/9747 E. , 2019/7892 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2016/9747 E. , 2019/7892 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının davalı şirkete ait işyerinde, 01/04/2005 tarihinden itibaren ... de bulunan şubesinde işe satış danışmanı olarak çalışmaya başladığını, 31/05/2013 tarihinde davalı şirkete vermiş olduğu dilekçede 1475 sayılı Yasadan faydalanmak üzere kendi isteği ile kıdem tazminatının ödenmesinin istendiğini, davalı tarafın 01/07/2013 tarihinde davacı hesabına 12.934,27 TL ödeme yapıldığını, kıdem tazminatının eksik ödendiğini, diğer alacaklarının ödenmediğini beyanla, 50,00 TL fazla mesai alacağı, 50,00 TL yıllık ücretli izin alacağı, 50,00 TL milli ve dini bayramlardan kaynaklanan izin alacağı, 50,00 TL kıdem tazminatı alacağının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacının yıllık izin ücreti alacağı olup olmadığı konusunda da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.Sözleşmenin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır.
Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı işyerinde 8 yılı aşkın çalışması olduğu tespit edilen davacının tüm çalışma süresi boyunca hak ettiği yıllık ücretli izin süresinin 130 gün olduğu belirlenmiş ve davacının hiç izin kullanmadığı kabul edilerek karar verilmiştir. Davacının uzun yıllar (8 yıl boyunca) yıllık ücretli izin kullanmadan çalışması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; mahkemece, davacı asil çağrılarak çalışma süresi boyunca yıllık izin kullanıp kullanmadığı konusundaki beyanının alınmasından sonra sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre değerlendirme yapılarak bir karar verilmelidir.3- Taraflar arasında ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı savunmasına değer verilip verilmeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.Somut uyuşmazlıkta, davacı 04.03.2015 tarihinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 176 gereğince davayı ıslah ettiğine dair ıslah dilekçesi sunmuş, anılan dilekçeye karşı davalı vekili tarafından yasal süresi içinde ıslaha karşı zamanaşımı savunmasında bulunulmuştur. Mahkemece davalının ıslaha karşı zamanaşımı savunmasında bulunduğu dikkate alınmadan, yazılı şekilde karar verilmesi yerinde değildir. Davalının ıslaha karşı zamanaşımı konusunda bir değerlendirme yapılarak, sonucuna göre davacının talep ettiği alacaklar ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
4- Taraflar arasında vekalet ücreti konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Mahkemece, davacının hakkaniyet indirimi dışında reddedilen alacakları için, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davalı lehine hiç vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalı olmuştur. Dairemizin 3 nolu bozma kararı kapsamında, davacının zamanaşımına uğramış olan alacakları belirlendikten sonra, davacının hakkaniyet indirimi dışında reddedilen alacakları için davalı vekili lehine yargılama giderine ve vekalet ücretine karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece, davalı lehine vekalet ücretine karar verilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön