22. Hukuk Dairesi 2017/20955 E. , 2019/5185 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/20955 E. , 2019/5185 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davcının iş aktine haksız olarak son verildiğini belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı , yıllık izin alacağı, fazla mesai ücreti ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı talebinde bulunmuştur.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlirin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen ulusal bayram ve genel tatil günü çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yapılan çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, bu çalışmaların yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, davacı ulusal bayram ve genel tatil günlerine çalıştığının ispatı konusunda tanık deliline dayanmıştır. Davacı tanıkları davacının ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı hakkında bilgilerinin olmadığını beyan ederken davalı tanıkları ise davacının çalıştığı dönemde ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma olmadığını belirtmiştir. Tanık anlatımları bir bürün olarak değerlendirildiğinde davacı ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını usulüne uygun deliller ile kanıtlayamamıştır. Bu gerekçelerle mahkemece davacının ulusal bayram ve genel tatil ücretine yönelik talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin Genel Hükümlerinin 3. maddesinde “Yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, ekli Tarifede yazılı miktardan az ve üç katından çok olamaz. Bu ücretin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi niteliği ve davanın süresi göz önünde tutulur.” düzenlemesine yer verilmiştir. 13. maddesinde ise “ Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez. “ düzenlemesi bulunmaktadır.
Kabule göre her ne kadar davalı lehine 2,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiş ise de davacı vekili tarafından sunulan 24.12.2015 tarihli ıslah dilekçesinde davacının ihbar tazminatı talebini 1.651,12 TL olarak ıslah ettiği ve yargılama sonucunda ise davacının ihbar tazminatı talebinin reddine karar verildiği anlaşıldığından artık reddedilen bu alacak kalemi de göz öründe bulundurularak tarife genel hükümlerinin 3 ve 13. maddelerine göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemesi de hatalı olup bozma sebebidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön