22. Hukuk Dairesi 2017/26749 E. , 2020/516 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında, davacının yol ve yemek ücreti alacaklarının bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlık vardır.Somut olayda Mahkemece emsal dosyalara atıf yapılmak sureti ile yol ve yemek ücretine yönelik hesap yapılan bilirkişi raporuna dayanılarak davacının yol ve yemek ücretleri hüküm altına alınmıştır.Ancak yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Şöyle ki; davacının çalıştığı alt işverenlerin davalı ile yaptıkları hizmet alım sözleşmesi ve ekleri dosyaya kapsamında bulunmamaktadır. Bu sebeple, öncelikle, davacının çalıştığı alt işveren şirketlerle yapılan tüm hizmet alım sözleşmeleri, teknik ve idari şartnameler ile hizmet sözleşmelerinin ekleri ile birlikte davalı ...Ş.'den temin edilerek, yemek ve yol yardımına ilişkin düzenleme bulunup bulunmadığı, ihale sözleşmelerinde şartnameye atıf olup olmadığı ve sözleşmede birim fiyata yol ve yemek ücretinin dahil edilip edilmediği belirlenmeli emsal olduğu değerlendirilen dava dosyası içeriğindeki bilgi ve belgeler de incelenerek, aylık 200,00 TL yol ücreti ve aylık 300,00 TL yemek ücreti ödenmesine ilişkin kabullerin dayanaklarının ne olduğu tespit edilmelidir.Ayrıca, dava dilekçesi ekinde sunulan ve başka bir dava dosyasına cevaben düzenlendiği anlaşılan 31.10.2012 tarihli ... Dağıtım A.Ş. ... İl Müdürlüğü’nün cevabi yazısında, yol ve yemek ücretlerinin nakdi olarak ödendiğine ilişkin ifade bulunmakta olup, bu yazı içeriği üzerinde durularak, hangi tarih aralıklarında ne miktarda ödeme yapıldığı hususunun kararlaştırıldığı, ilgili müdürlükten sorularak, alınacak cevabi yazı ve ekleri değerlendirilmelidir. Yukarıda belirtilen eksiklikler tamamlandıktan sonra davalının yemek ve yol ücreti ödemesi gerektiği anlaşılıp da ödenecek yemek ve yol yardımının miktarının belirlenememesi halinde ilgili oda ve kurumlara müzekkere yazarak, davacının çalıştığı döneme ilişkin her yıl için ayrı ayrı ve gidiş geliş toplu taşıma ücreti sorulmalı, yine davacının çalıştığı döneme ilişkin her yıl için ayrı ayrı günlük yemek ücreti konusunda emsal araştırması yapılmalı, gelen yazı cevapları ve araştırma yazıları ile birlikte dosya bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor alınmalı ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
3-Davacının yıllık izin alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunda uyuşmazlık mevcuttur.Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu eksik bir borç haline dönüştürür ve alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.Zamanaşımı, bir maddi hukuk kurumu değildir. Diğer bir anlatımla zamanaşımı, bir borcu doğuran, değiştiren ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu bakımdan zamanaşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır. Bunun sonucu olarak da, mahkemece kendiliğinden göz önünde tutulamaz. Borçlunun böyle bir olgunun var olduğunu, kanunda öngörülen süre ve usul içinde ileri sürmesi zorunludur. Demek oluyor ki zamanaşımı, borcun doğumu ile ilgili olmayıp, istenmesini önleyen bir savunma olgusudur. Şu durumda zamanaşımı, savunması ileri sürülmedikçe, istemin konusu olan hakkın var olduğu ve kabulüne karar verilmesinde hukuksal ve kanuni bir engel bulunmamaktadır.4857 sayılı Kanun'un 32/8 maddesinde, işçi ücretinin beş yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Ancak bu Kanundan önce tazminat niteliğinde olmayan, ücret niteliği ağır basan işçilik alacakları ise mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 126/1 maddesi uyarınca beş yıllık zamanaşımına tabidir. 01.06.2012 tarihinden sonra yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 147. maddesi ise ücret gibi dönemsel nitelikte ödenen alacakların beş yıllık zamanaşımına tabi olacağını belirtmiştir. 7036 sayılı Kanun'un 15. maddesi ile İş Kanunu'na eklenen ek 3. maddesinde de yıllık izin alacağının beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu öngörülmüştür.Somut olayda; dosya kapsamına göre davacının iş sözleşmesinin 16.02.2010 tarihinde feshedildiği, 24.08.2015 olan ıslah tarihi itibariyle feshin üzerinden 5 yıllık zamanaşımı süresi geçtiğinden, davalının üzerinde tarama tarihi olarak 27.08.2015 tarihi belirtilmiş olan ve UYAP sisteminde ise 31.08.2015 tarihli olarak kayıtlı dilekçesinde ıslah dilekçesine karşı süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı itirazı nedeniyle yıllık izin alacağının dava dilekçesi ile talep edilen 20,00 TL’lık kısmı dışında zamanaşımına uğradığı anlaşılmakla, davalının ıslaha karşı zamanaşımı itirazı değerlendirilmeksizin hüküm kurulması hatalı bulunmaktadır.
4-Diğer yandan, davalı tarafça cevap dilekçesinde belirtmiş olduğu davacının tüm özlük dosyası, bordroları ve diğer belgeleri ile davacının iş sözleşmesi, işletme hakkı devir sözleşmesi ve yukarıda da belirtildiği üzere yüklenici ile yapılan sözleşmenin celbedilmemesi de hatalı olup söz konusu davalı delillerinin de dosyaya celbedilerek değerlendirme yapılması gerektiğinden kararın bu yönüyle de bozulması gerekmektedir.SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
22. Hukuk Dairesi 2017/26749 E. , 2020/516 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 68 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 49 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat