22. Hukuk Dairesi 2017/26757 E. , 2020/512 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/26757 E. , 2020/512 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkat edilmesi gereken bir olgudur ve mahkemenin, taraf teşkilini sağlaması, gerek 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, gerekse 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun amir hükmü gereğidir (Hukuk Genel Kurulu'nun 04.03.2009 gün ve 2009/9–52–105 esas, karar; 14.04.2010 gün ve 2010/21–200–216 esas, karar sayılı ilamları). Bu husus kamu düzenine ilişkin olmakla yargılamanın her aşamasında re’sen nazara alınması gerektiğinden, usulü kazanılmış hakkın da istisnasıdır.Somut olayda, davalı Belediyenin davacı işçinin çalıştığı iş koluna ait işler ve alacak/borçların 6360 sayılı Yasayla 30.03.2014 tarihinde ... Büyükşehir Belediye Başkanlığına devredildiği ve bu konuda ... Valiliği Devir ve Tasfiye Üst Komisyon Kararının getirtilmesine ilişkin itirazları bulunmakla birlikte mahkemece bu husus üzerinde durulmamıştır. Davacının çalıştığı işlerin devrine dair Devir ve Tasfiye Komisyonu kararı olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre değerlendirme yapılmalıdır.Mahkemece bu husus gözetilmeksizin karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
2-Davacının fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı olup olmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.Somut uyuşmazlıkta, davacı taraf davacı tanığı olarak ... ve ...’ı dinletmiştir. Davacıyla birlikte çalışan tanık ... olup diğer tanık ise davacının mahalleden arkadaşı olduğu beyanında bulunmuştur. Hükme esas bilirkişi raporunda; davacı tarafın tanık deliline başvurduğundan, davalı tarafların konuyla ilgili olarak delil sunamadığından bahisle davacının günlük ortalama 12 saat çalıştığı, günlük 3 saat haftalık 21 saat fazla çalışma yaptığı, tanık ifadelerinden davacının hafta tatilinde çalıştığı belirtilerek hafta tatillerinde çalıştığı, aynı işyerinde çalışan tanık anlatımlarına göre davacının dini ve milli bayramlarda çalıştığı, sadece Kurban bayramında nöbet haricinde çalışma olmadığı ifade edilmiştir. Bilirkişi tarafından yapılan hesaplamalarda (fazla mesai alacağı hesabında taleple de bağlı kalınarak) davacı tanığı Ziya Güneş’in beyanlarının değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde davacı tanığı Ziya Güneş’in hakkında dava dosyası da belirterek husumetli tanık itirazında bulunmuştur. Diğer yandan, davacıyla benzer işleri yapan işçinin açtığı ve Dairemizin 2017/20919 esas sayılı dosyasında belirtildiği üzere (bozma dışında kalan) 15 günde bir hafta tatilinde çalışıldığı ve dini bayramların 1. gününde çalışılmadığı, diğer günlerde çalışıldığı kabulüyle hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil alacakları hesaplanmış, (bozma kararında ise) iki hafta 18 saat, iki hafta 21 saat haftalık fazla mesai yapıldığı kabulüne göre fazla mesai alacağının belirlenmesi istenilmiştir.
Fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden mahkemece yapılacak iş; taleple bağlılık ilkesine ve usuli müktesep hakka riayet edilmek suretiyle yapılan araştırmada davacı tanığı ...’in dava dosyası tespit edilemediğinden bu hususun araştırılarak ...’in husumetli olması halinde diğer davacı tanığı da davacıyla birlikte çalışması olmayan bir kişi olduğundan Dairemiz temyiz incelemesinden geçen 2017/20919 esas sayılı dosyadaki kabuller gibi aksi halde davacı tanığı ... beyanlarına göre değerlendirme yapılmalıdır.
3-Davacının yıllık izin ücreti alacağı olup olmadığı konusunda da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.4857 sayılı İş Kanununun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.Sözleşmenin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır.Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı işyerinde 9 yılı aşkın çalışması olduğu tespit edilen davacının tüm çalışma süresi boyunca hak ettiği yıllık ücretli izin süresinin 150 gün olduğu belirlenmiş ve davacının hiç izin kullanmadığı kabul edilerek karar verilmiştir. Davacının uzun yıllar (9 yıl boyunca) yıllık ücretli izin kullanmadan çalışması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; mahkemece, davacı asil çağrılarak çalışma süresi boyunca yıllık izin kullanıp kullanmadığı konusundaki beyanının alınmasından sonra sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre değerlendirme yapılarak bir karar verilmelidir.
4-Somut uyuşmazlıkta, mahkemece kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağından davalı ... Temizlik Nak. Taah. Tic. Ltd. Şti. sınırlı miktarlardan sorumlu tutulmuştur. Dosyadaki evraklara göre, davalı şirketin davacının çalışmış olduğu son alt işveren olduğu sabittir. Mahkemece davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu da tespit edilmiştir. Bu durumda, hükmedilen kıdem tazminatı ile yıllık izin ücretli alacağının da tamamından davalı şirketin diğer davalı ... ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
5-Diğer yandan, davacı taraf dava dilekçesinde hafta tatili ücreti alacağına yasal faiz talebinde bulunmasına ve ıslah dilekçesinde de mevduat faizi talebi olmamasına rağmen hafta tatili ücreti alacağına yasal faiz yerine bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi uygulanması hatalı olmuştur.SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.











Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön