22. Hukuk Dairesi 2017/26754 E. , 2020/507 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/26754 E. , 2020/507 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:Karar, davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davalılar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği bakımından uyuşmazlık bulunmaktadır. Alt işveren; bir iş yerinde yürütülen mal ve hizmet üretimine ilişkin asıl işin bir bölümünde veya yardımcı işlerde, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren alanlarda iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini, sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir. Alt işverenin iş aldığı işveren ise asıl işveren olarak adlandırılabilir. Bu tanımlamalara göre asıl işveren - alt işveren ilişkisinin varlığından söz edebilmek için iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerekmektedir.Alt işverene yardımcı işin verilmesinde bir sınırlama olmasa da, asıl işin bir bölümünün teknolojik uzmanlık gerektirmesi zorunludur. 4857 sayılı İş Kanununun 2'nci maddesinde, asıl işveren alt işveren ilişkisinin sınırlandırılması yönünde yasa koyucunun amacından da yola çıkılarak, asıl işin bir bölümünün alt işverene verilmesinde “işletmenin ve işin gereği” ile “teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” ölçütünün bir arada bulunması şarttır. Yasanın 2'nci maddesinin altıncı ve yedinci fıkralarında “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” sözcüklerine yer verilmiş olması bu gerekliliği ortaya koymaktadır. Alt İşverenlik Yönetmeliğinin 11'inci maddesinde de yukarıdaki anlatımlara paralel biçimde, asıl işin bir bölümünün alt işverene verilebilmesi için “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirmesi” şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği belirtilmiştir.
Somut olayda; mahkemece daha önce verilen 2014/122 esas sayılı örnek kararda da davalı Kardemir A.Ş’nin bünyesinde yatırım yenileme bakım çalışmalarının diğer davalıya ihale ile verildiği yapılan işlemin kapsamı nedeni ile Kardemir’in asıl işveren diğer davalının alt işveren olduğunun görüldüğü belirtilerek davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu kabulüyle karar verilmiştir. Davalı ... ve Çelik San. ve Tic. A.Ş., davacının şirketlerinden ihale yoluyla anahtar teslimi olarak iş üstlenen davalı şirketin işçisi olduğunu, şirketlerinin cevherden demir çelik imalatı yapmakta olan entegre bir demir çelik tesisi olduğunu, diğer davalının aldığı işin üretim faaliyeti ile ilgili olmadığını savunmuştur. Mahkemenin kararında belirtmiş olduğu 2014/122 Esas sayılı dosyanın temyiz incelemesi neticesinde Dairemizin 2017/18703-2018/26200 sayılı kararında “Sözleşme kapsamı ve yapılan iş itibariyle, davalılar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. İşin belirlenen süre içerisinde tamamlanıp teslimi ile sona ermesinin kararlaştırılması ve sözleşme konusu işte davalı ... Çelik San. ve Tic. A.Ş.’nin işçisinin çalıştığının iddia ve ispat edilmemesi de gözetildiğinde, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. İş sahibine tanınan denetim ve kontrol yetkisi kapsamında, sözleşme konusu işin, sözleşmeye uygun yapılıp yapılmadığının davalı ... Çelik San. ve Tic. A.Ş.’nin işçileri tarafından kontrol edilmesi ile işte kullanılacak malzemelerin ve bir kısım araçların iş sahibi tarafından temin edilmesine yönelik sözleşme hükümlerinin varlığı, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğunu göstermez. Anılan sebeplerle, davalı ... Çelik San. ve Tic. A.Ş.’ye yönelik açılan davanın taraf sıfatı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, aksi yönde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.” denilerek bozma kararı verilmiştir.Dosya içeriğinde davalılar arasındaki sözleşme de bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davalılar arasındaki hukuki ilişkinin tespiti için aralarındaki sözleşme ve ekleri dosyaya getirtilerek davalılar arasındaki hukuki ilişkiye yönelik bir değerlendirme yapılmalıdır. Mahkemece bu husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacının Temmuz 2015 ayına ilişkin ücret alacağı olup olmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının Temmuz 2015 ayına ilişkin 7 günlük ücret alacağı 489,86 TL/brüt olarak hesaplamıştır. Davacı tanıkları, davacının 30.6.2015 tarihinde işten ayrılmak zorunda kaldığı, 2015 yılı Haziran ayında davacının iş akdine son verildiğine dair beyanda bulunmuşlardır. Hizmet döküm cetvelinde ve işten ayrılış bildirgesinde davacının davalı işyerinden ayrılışı 30.6.2015 olarak belirtilmiştir.
Tanık beyanları ile hizmet döküm cetveli ve diğer evraklarla birlikte tüm dosya kapsamına göre davacının iş sözleşmesinin fesih tarihinin 30.06.2015 tarihi olduğu, mahkemece hükümde de bu tarihin fesih tarihi olarak kabul edildiği görülmekle davacının Temmuz 2015 ayında çalışması olmadığı anlaşıldığından Temmuz 2015 ayına ilişkin ücret alacağının reddi gerekirken kabulü hatalı olup kararın bu yönüyle de bozulması gerekmiştir.
4-Taraflar arasında davacının hafta tatili çalışması yapıp yapmadığı konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.Somut olayda, davacı taraf haftanın 7 günü çalıştığını iddia etmiştir. Davalı ... Makine Mühendislik Hizmet Organizasyon San. Tic. Ltd. Şti. ise davacının hafta tatilini kullandığını savunmuştur. Mahkemece, davacının bir kısım hafta tatillerinde çalıştığının ve ücretlerinin ödenmediğinin tanık anlatımları ile sabit olduğu gerekçesiyle hafta tatili alacağına hükmedilmiştir.
Yargılama esnasında davacı tarafça bildirilen tanıklar dinlenilmiş olup davacı tanıklarının beyanlarında, davacının hafta tatili yaptığını, hafta tatilini isteyenin kullandığı istemeyenin çalıştığında ücretini aldığını, Pazar günlerinin tatil günleri olduğunu ama işin durumuna göre Pazar günlerin de çalıştıkları olduğunu, bunun parasının da elden kendilerine ödendiğini beyan ettikleri görülmektedir. Bu durumda, davacının hafta tatilinde çalıştığını tanık beyanları ile ispat edemediği, yazılı delil de sunulmadığı anlaşılmakla hafta tatili ücreti alacağının reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 16.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.











Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön