22. Hukuk Dairesi 2017/29091 E. , 2020/6459 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/29091 E. , 2020/6459 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, iş sözleşmesinin emeklilik koşullarının oluşması nedeniyle son bulduğunu öne sürerek kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı ve davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
I- Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların Mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. ... tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi sebeple o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı ilamı gereğince bozma sebebidir.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece davacının davalı şirkete ait işyerinde belirsiz süreli iş sözleşmesiyle 01.09.1993 ve 01.09.2013 tarihleri arasında toplam 7300 gün sürekli çalıştığı sonucuna varılmıştır. Öte yandan davacının 1998 yılına kadar mevsimlik çalıştığı kabul edilerek yıllık ücretli izin alacağı talebi reddedilmiştir.
Dolayısıyla; kıdem tazminatı bakımından, davacı tüm çalışma süresi boyunca daimi işçi kabul edilmiş; yıllık ücretli izin alacağı bakımından ise davacı 15.04.1998 tarihine kadar mevsimlik işçi kabul edilmiştir. Bu şekilde kendi içerisinde çelişkili şekilde oluşturulan karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
II- Kabule göre ise,
1- Dosya içeriğine göre; davacı konserve üretimi yapılan işyerinde üretim işçsi olarak çalışmış olup tanık beyanları, ... kayıtları ve yapılan işin niteliği dikkate alındığında davacının 01.19.1993-15.04.1998 tarihleri arasında mevsimlik işçi olarak çalıştığı bu tarihten sonra davalının da kabulünde olduğu üzere 01.09.2013 tarihine kadar ise daimi işçi olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Şu halde, bu kabule davacının askıda kalan süreler dışlanarak davalıya ait işyerinde çalıştığı toplam süre 6951 gündür. Mahkemece bu süre yerine 7300 gün hizmet süresi kabul edilmesi hatalıdır.
2- Öte yandan; davalı tarafça yemek ve yol giderlerine ilişkin belgeler sunulmuş olup (muavin defteri vs) mahkemece bu belgelere neden değer verilmediği açıklanmadan bilirkişi raporundaki takdiri hesaplamaya göre belirlenen yol ve yemek giderlerine göre hüküm kurulması da doğru bulunmamıştır.
3- Ayrıca; davacının 01.09.1993-15.04.1998 yılları arasında mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönemde 11 ayı aşan çalışması bulunmadığından yıllık ücretli izin hakkı yoktur. Ancak daimi işçi olarak çalıştığı 15.4.1998-01.09.2013 tarihleri arasında davacının her yıl için kıdemine göre kullanacağı yıllık ücretli izin süresi hesaplanırken 1.9.1993-15.4.1998 tarihleri arasında geçen toplam 1340 gün sürenin de kıdem süresine dahil edilmesi ve buna göre davacının fesih tarihine kadar her yıl için hak kazandığı yıllık ücretli izin süresinin hesaplanması bundan sonra kullandırılan 266 gün iznin mahsubu ile bakiye yıllık ücretli izin alacağının olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
Mahkemece belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile kendi içerisinde çelişkili olacak şekilde karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyizlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 11.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön