22. Hukuk Dairesi 2016/30177 E. , 2020/3648 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVALILAR : 1-) ... ADINA VEKİLİ
AVUKAT ...
2-) ... ADINA VEKİLİ AVUKAT ...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Davalılar Temyizi Yönünden;
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Dosya içeriğine göre; hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktarın toplamı 1.103,97 TL olup karar tarihi itibari ile 2.190,00 TL temyiz kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalı vekilinin temyiz isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427, 432. maddeleri uyarınca REDDİNE, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde ilgililere iadesine,
2- Davacı Temyizi Yönünden;
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı Kuruma ait işyerinde diğer davalı alt işverenin işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız ve kötüniyetli olarak feshi üzerine ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 04/02/2014 tarih 2013/776 esas-2014/120 karar sayılı kararıyla feshin geçersizliğine davacının işe iadesine karar verildiğini ve bu kararın Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'nin 03/06/2014 tarih, 2014/13542 esas-2014/15684 karar sayılı kararıyla onandığını, davalılara gönderilen ihtarname ile davacının işe iadesinin istenildiğini, ancak talep reddedilerek tazminat ödendiğini, İş Kanunundan doğan diğer alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalıların Cevabının Özeti:
Davalı şirket vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ..., davacının asıl işvereninin ... İnş. Gıda Tem. San. Tic. Ltd. Şti olduğunu, davacının diğer davalı ile kurum arasında yapılan hizmet alım sözleşmesine göre çalıştırıldığını, davalı şirket tarafından yapılan feshin kurumu bağlamadığını, davacı ile davalı şirket arasında bir yıllık belirli süreli iş sözleşmesi bulunduğunu, davacının sözleşme süresi dolmadan işten çıkartıldığını, İş Kanununa göre ihbar koşullarına uyulduğundan ihbar tazminatı talebinin haksız olduğunu, iş arama izni bulunmadığını, fazla çalışmaya ilişkin taleplerinin reddi gerektiğini beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir
2-Somut olayda davacı, çalışma süresi, ücret miktarı, yıllık izin süresi, haftalık çalışma süresi gibi verilere göre her bir alacağını ayrı ayrı hesaplamak ve dava dilekçesine (işçi alacakları dökümü başlığı ile) eklemek suretiyle toplam 15.511,48 TL alacağın davalılardan tahsilini talep etmiştir. Şu halde davanın tam eda davası olarak açıldığı açıktır. Davacı tarafça yargılama aşamasında sunulan 16/06/2015 tarihli dilekçede, dava dilekçesinde bildirilen her bir alacak kaleminin miktarının dava tarihinde tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olmadığı, esasen davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 107. maddesine göre belirsiz alacak davası olduğu, bu itibarla dava değerinin ileride artırılmak üzere 10.000,00 TL olarak kabulü gerektiği şeklindeki sonraki beyanı, herhangi bir hukuki sonuç doğurmaz. Dava belirsiz alacak davası olarak açılmamıştır. Bu bakımdan mahkemece, 16/06/2015 tarihli dilekçeye itibar edilerek davanın belirsiz alacak olarak açıldığının kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatının bu sebeple hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Davacının tam eda davası açtığı dosya kapsamı ile sabit olup, Mahkemece kıdem ve ihbar tazminatı talepleri yönünden esas yönünden bir değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken hatalı gerekçe taleplerin usulden reddi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27.02.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
22. Hukuk Dairesi 2016/30177 E. , 2020/3648 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 31 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 3 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 46 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 47 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat