23. Hukuk Dairesi 2016/2674 E. , 2018/5179 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı ... ...yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, diğer davalılar yönünden reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin Bodrum'da yaptırdığı sitenin inşaatı sırasında 25.09.1992 tarihinde meydana gelen patlama sonucu inşaatta çalışan bir işçinin vefat ettiğini, bu kişinin mirasçılarının dava dışı SSK tarafından bağlanan maaşının sorumluluklardan rücuen tahsili için ...İş Mahkemesinde adı geçen idare tarafından açılan dava sonucunda müvekkili kooperatif tarafından icra dosyasına 38.088,00 TL ödeme yapıldığını, davacıların kazanın meydana geldiği tarihte müvekkili kooperatifin yönetim kurulu üyesi olduklarını ve kazadan sonra yaptıkları müracaatlar ve aldıkları kararlar sonucunda sorumluluğun müvekkilinin üzerine kalmasına sebep olduklarını, zira inşaat işini yüklenici firmanın yaptığını ve ölen işçinin de bu firmanın taşeronunun işçisi olduğunu, ancak sanki bu kişinin davacı kooperatifte çalışıyormuş gibi 29.09.1992 tarihinde ise giriş bildirgesi ile sigorta girişi yapıldığını oysa patlamanın 25.09.1992 tarihinde meydana geldiğini ve işçinin ağır yaralı olarak hastahanede bulunurken işe giriş bildirgesini imzalayamayacağını, imzanın ölen işçiye ait olmadığını, davalıların ise giriş bildirgesi vermek suretiyle sorumluluğu davacının üzerine bıraktıklarını ayrıca ölen kişinin ailesine 125.000,00 TL tazminat ödendiğini, bu ödemenin SSK'ya bildirilmediği için adı geçen idare tarafından ölen işçinin ailesine yapılan ödemeden tenkis edilmediğini, müvekkili kooperatifin 12.03.2005 tarihli genel kurulda alınan karar uyarınca dava açma zarureti doğduğunu ileri sürerek meydana gelen 38.088,00 TL zararın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 62. maddesi uyarınca yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., kazanın 1992 yılında meydana geldiğini, bu nedenle davanın zamanaşımına uğradığını yine davalılar ... ve ...'da ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçesinde, davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürmüşlerdir. Davalı ..., duruşma sırasında davanın reddini istemiştir.
Davalı ... ise cevap dilekçesinde dava konusu işlerin kooperatifin müdürü ve avukatı tarafından takip edildiğini, tüm yönetim kurulu üyelerinin sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, sorumluluğun davacı kooperatife ait olduğunu savunmuş, davalı ...
... vekili ise, davanın davacı kooperatifin denetçileri tarafından açılması gerektiğini, davacı kooperatifin aktif dava ehliyeti olmadığını, ayrıca müvekkilinin ve diğer davalıların olayda kusurlarının olmadığını ifade ederek davanın reddini istemiş, diğer davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın, davanın davalılar ..., ... ve ... yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine, diğer davalılar M. Suat İnce, ..., ... ve ... yönünden ise kabulüne dair verilen karar bir kısım davalıların ayrı ayrı temyiz etmesi üzerine Dairemizin 28.11.2013 tarihli ve 2013/1970 Esas, 2013/7538 Karar sayılı ilamıyla Kooperatifin sorumlular hakkında açtığı davada zamanaşımı, zarar verici olduğu iddia edilen eylemin dava açmaya yetkili organ tarafından öğrenildiği tarihinden başladığı somut olayda bunun öğrenilmesinin de iş kazası nedeniyle işçiye ödeme yapan Sosyal Güvenlik Kurumunun kooperatife karşı rücu davası açıp, dava sonucu hükmedilen miktarı icra yoluyla tahsil ettiği tarih olduğu dikkate alınarak davalıların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davacı kooperatifin asıl işveren sıfatı ile zarardan sorumlu tutulmasının yasal bir zorunluluk olduğu, yönetim kurulu üyesi olan davalılardan rücuen istenebilecek bir zararı kanıtlayamadığı, bu nedenle davanın reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine, davalı ... hakkında ki davanı kabulüne ilişkin Mahkememizin 29.04.2009 tarihli, 2005/547 E -2009/290 K. Sayılı kararı taraflarca temyiz edilmediğinden kesinleşmiş olup, adı geçen davalı yönünden yeniden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına karar verilmiştir
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 07.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
23. Hukuk Dairesi 2016/2674 E. , 2018/5179 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat