23. Hukuk Dairesi 2019/3544 E. , 2020/4583 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün asıl ve birleşen davalarda davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davada davalı vekili Avukat ... ile asıl ve birleşen davada davacı vekili Avukat ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacı vekili, taraflar arasında, baraj ve HES inşaatına ilişkin olarak, kontrolörlük ve müşavirlik hizmetlerini konu alan sözleşme düzenlendiğini, müvekkilinin sözleşme kapsamındaki tüm edimlerini yerine getirdiğini, dava dışı yüklenici firmanın inşaatı süresinde bitirdiğini ve geçici kabulün yapıldığını, müvekkilinin hizmet bedeli alacağının ödenmesinde önemli bir aksaklık yaşanmadığını ancak, son aşamada bir kısım alacaklarının ödenmediğini, bu kapsamda nakit teminat ve cari hesap bakiyesi tutarı 90.816,80 TL, sözleşme harici personel giderleri 11.800,00 TL, personel eksikliği bahane edilerek ödenmeyen tutar 29.600,00 TL ve sözleşmenin 19. maddesi gereği maliyet tasarrufu nedeniyle ödenmesi gereken pirim tutarı 100.000,00 TL olmak üzere toplam 232.216,80 TL tutarındaki alacağın ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, anılan meblağın davalıdan ticari avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş; birleşen davada ise baraj ve HES inşaatının, dava dışı yüklenici firma tarafından süresinden önce bitirildiğini, bu nedenle, taraflar arasındaki sözleşmenin 19. maddesi kapsamında müvekkiline süre tasarrufu nedeniyle de pirim ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin ticari avans faize ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla asıl ve birleşen davalara ilişkin talebini toplam 3.152.867,00 TL’ye arttırmıştır.
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, davacının edimlerini tam olarak yerine getirmediğini, prim talep edilen hususların birebir davacı şirket tarafından yapılan mühendislik çalışmaları olmadığını, bunların bir kısmının maliyet azalmasına değil bilakis artmasına neden olduğunu savunarak, davaların reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, asıl davanın kabulü ile 1.757.457,00 TL’nin, temerrüd tarihi olan 08.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faize ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, birleşen davanın kabulü ile 1.395.390,00 TL’nin temerrüd tarihi olan 08.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faize ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı, asıl ve birleşen davalarda taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince, bilirkişi kurulundan alınan ek rapora göre, tesisin 18 ay önce bitirilerek elektrik üretimine başlandığını, davalının kusuru nedeniyle kaybedilen ve davacı tarafça muhtelif maliyetler ile risklere katlanılarak telafi edilen bu sürede üretilen elektriğin karşılığının KDV dahil 27.907.800,00 TL olduğu, sözleşme uyarınca bu tutarın %5 olan 1.395.000,00 TL’nin davacıya pirim olarak ödenmesi gerektiği, davacının maliyet tasarrufu nedeniyle de pirime hak kazandığını, söz konusu alacakların KDV’sinin de ödenmesi gerektiği, bu itibarla asıl ve birleşen davalarda davacı tarafın KDV’ye yönelik, asıl ve birleşen davalarda davalı tarafın ise faiz başlangıcına ilişkin istinaf itirazlarının yerinde olduğu gerekçesiyle, tarafların istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, buna göre; asıl davanın 1.757.477,00 TL+KDV yönünden kabulü ile bu tutarın 915.210,24 TL+KDV’sinin temerrüt tarihi olan 09.12.2012 tarihinden itibaren, 842.266,76 TL + KDV’sinin dava tarihi olan 04.02.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davanın 1.395.390,00 TL+KDV yönünden kabulü ile bu tutarın 877.212,00 TL+KDV’sinin temerrüt tarihi olan 25.10.2013 tarihinden itibaren, 518.178,00 TL + KDV’sinin dava tarihi olan 06.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davalarda davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava taraflar arasındaki kontrolörlük ve müşavirlik sözleşmesinde yer alan prim alacağının tahsili istemine ilişkindir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu hükümlerine göre KDV'den sorumlu olan mal ve hizmeti alan kişi ise de bu vergiyi devlete yatırmakla yükümlü olan kişi, mal ve hizmeti teslim eden kişidir. Mal ve hizmeti teslim eden kişi bu vergiyi yatırmakla yükümlü olduğu gibi, aynı mal ve hizmet nedeniyle kendisinin daha önce yatırdığı KDV'yi de indirme hakkına sahiptir. İndirimin sonucu ise her aşamada aynı oranda KDV yeniden ödenmiş olmayıp sadece o aşamada yaratılan katma değer vergilendirilmiş olmaktadır. Vergi yükümlüsü KDV'yi mal veya hizmeti alan kişiden tahsil edip devlete yatıracağından KDV'yi alıcıdan tahsil etmelidir. Tahsil etmemiş ise KDV'yi yatıracak yükümlü olarak KDV'yi üstlenmiş olacaktır. KDV'nin bedele dahil olup olmadığı vergi hukukuna ait bir sorun olmayıp, borçlar hukukuna ilişkin bir konudur. KDV'nin bedele dahil olup olmadığı sözleşmede kararlaştırılmış ise buna göre toplam bedel belirlenir. Sözleşmede bu konuda açık bir kararlaştırma yok ise KDV'yi yatırmakla yükümlü ve bunun sonucunda kendi ödediği KDV'yi indirme hakkına sahip olan mal veya hizmeti verenin, ödemek zorunda olduğu KDV'yi de ekleyerek bedeli belirlediği ve karşı tarafa bu bedeli bildirdiğinin kabulü gerekir. Hizmet alım sözleşmelerinde de KDV'nin hariç veya dahil olduğuna dair bir açıklama bulunmuyor ise bu bedelin KDV'yi de içerdiği ve ayrıca KDV istenemeyeceği kabul edilmelidir. Hukuk Genel Kurulu'nun 13.10.2004 tarih, 2004/19-456 Esas, 2004/531 Karar sayılı kararında da sözleşmede açıkça belirtilmemiş ise bedele KDV'nin dahil olduğu belirtilmiştir. Bu karar taşınmaz satışına ilişkin olsa da hizmet alım sözleşmeleri için de emsal niteliktedir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesinde, iş bedeli 1.375.000,00 TL + KDV olarak belirlenmiştir. Dava konusu prim alacağının dayanağı olan 19. maddede ise süre veya maliyet açısından sağlanacak tasarruflarda %5 prim ödeneceği kararlaştırılmış olup bu prim alacağının KDV 'siyle birlikte ödeneceğine dair açık bir hüküm bulunmadığından, bölge adliye mahkemesince KDV'nin de tahsiline hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, bölge adliye mahkemesince, asıl ve birleşen davalarda, davadan önce gönderilen ihtarnameyle davalı tarafın temerrüde düştüğü miktarlar yönünden, temerrüd tarihlerinden itibaren ticari avans faizine hükmedilmesi isabetli olmuş ise de kalan kısımlara dava tarihlerinden itibaren avans faizi uygulanmasına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Zira, asıl ve birleşen davalarda dava değeri ıslah yoluyla arttırılmış olup ıslah edilen kısımlara, ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca, asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin istinaf itirazlarının da kısmen kabul edilmiş olmasına göre, yatırdığı istinaf harcının, talep halinde iadesine hükmedilmesi gerekirken, üzerinde bırakılması isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı benette açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 18.10.2019 tarih ve 2018/1912 E., 2019/1146 sayılı, ilk derece mahkemesince verilen kararı kaldırarak yeniden esas hakkında verdiği karar usul ve yasaya aykırı görüldüğünden, asıl ve birleşen davalarda davalı yararına BOZULMASINA, 373/2. maddesi gereğince dosyanın ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, takdir olunan 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin, asıl ve birleşen davalarda davacıdan tahsili ile vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan asıl ve birleşen davalarda davalıya ödenmesine, 30.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
23. Hukuk Dairesi 2019/3544 E. , 2020/4583 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 80 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat