19. Hukuk Dairesi 2011/1443 E., 2011/4127 K.
İFLASIN ERTELENMESİ
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Şikayetçi vekili borçluya ait taşınmazların satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde üst sıraya alınan Sami'nin alacaklı olduğu takip dosyasından konulan haczin İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 106 ve 110. maddeleri gereği düştüğünü, adı geçenin 19.11.2007 günü tekrar haciz talebinde bulunduğunu; müvekkilinin atacaktı olduğu dosyadan konutan haczin ise 11.11.2003 tarihinde konulduğunu ve satış tarihinde ayakta bulunduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline ve müvekkilinin alacaklı olduğu dosyanın birinci sıraya alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Şikayet olunan vekili müvekkilinin haczinden sonra borçlunun iflas erteleme talebinde bulunduğunu ve alınan tedbirler nedeniyle haczin düşmediğini bildirerek şikayetin reddi gerektiğini savunmuştur.
İcra Mahkemesi'nce alınan rapor içeriğine göre ilk kesin haczin 30.09.2003 günü şikayet olunanın alacaklı olduğu dosyadan konulduğu, iflasın ertelenmesine ilişkin ihtiyati tedbirin, hükmün Yargıtay'ca bozulduğu 30.12.2004 tarihinde ortadan kalkacağı ve şikayet olunanın da yasal süresi içinde satış istemediği gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verilmiş; hüküm şikayet olunan vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Ticaret Kanunu'nun 324 ve İcra ve İflas Kanunu'nun 179 vd. maddeleri hükümleri uyarınca borçlunun iflasın ertelenmesi talebinin kabulü halinde borçlu hakkında takip yapılamayacağı ve yapılan takiplerin duracağı yönünde İhtiyati tedbir uygulaması başlamaktadır. Karardan önce de, mahkemece gerek görülmesi halinde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 100 vd. maddeleri uyarınca tensiben ya da ara karan ile bu tür tedbirler verilebilmektedir. Kararla birlikte kendiliğinden uygulamaya konan, yeni takip yapılamaması ya da mevcut takiplerin durması yönündeki ihtiyati tedbirler doğrudan yasadan kaynaklanmakta ve iflas ertelemesi müessesesinin vazgeçilmez bir parçası olarak ayakta kalmaktadır. Bir diğer ifade ile Yargıtay'ca hükmün bozulması halinde dahi, mahkemenin yeni bir karar vermesine kadar bu tedbirlerin mevcudiyetini koruması yasanın amacına ve düzenleniş biçimine uygundur. Bu itibarla, iflas ertelemesine ilişkin kararın bozulması ile tedbirlerin kalkacağına yönelik gerekçe ile bunun dayandığı bilirkişi görüşünde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle İcra Mahkemesi'nce tedbirin iflas ertelemesinin reddi kararının kesinleşmesi anına kadar yürürlükte kalacağı ilkesi çerçevesinde inceleme yapılarak bir karar verilmek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan nedenle (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 30.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İFLASIN ERTELENMESİ
- Hepsihukuk
- Mesaj Panosu Yöneticisi
- Mesajlar: 2291
- Kayıt: 28 Mar 2021, 13:29
- İletişim:
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 232 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 421 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 469 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 338 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 796 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 695 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk