1. Hukuk Dairesi 2018/3903 E. , 2018/13230 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar mirasbırakanları ...’nın paydaşı olduğu 9974 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkında ... 2.Sulh hukuk mahkemesinin 2000/1337 Esas, 2001/1295 Karar sayılı kararı ile ortaklığının giderilmesine karar verildiğini ve söz konusu taşınmazın üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilerek taşınmazın diğer paydaşı olan davalıya ihale edildiğini, mirasbırakanları ...'nın 22/08/1994 tarihinde anılan dava açılmadan evvel öldüğü halde adına ilanen tebligat yapıldığını, ortaklığın giderilmesi davasının taraf teşkili sağlanmadan karara bağlandığını, davalının murisin öldüğünü bilmemesinin mümkün olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile hisseleri oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, ihalede en yüksek teklifi vererek paydaşı olduğu taşınmazın tamamını edindiğini, davacıların mirasbırakanı ...'nın ölümünden haberdar olmadığını, ortada kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile herkese açık olarak yapılan bir ihalenin bulunduğunu, bu sebeple davacı tarafın yargılanmanın yenilenmesini talep etmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı tarafın hukuki yararı olmadığı ve derdest bir davanın bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden davacıların mirasbırakanı ...’nın 22.08.1994 tarihinde öldüğü, çekişme konusu 9974 ada 1 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakan ... 150/2063 hisse ve davalı da 1139/2063 hisse ile paydaş iken, davalının 13.09.2000 tarihinde çekişmeli taşınmazdaki ortaklığın giderilmesi istemiyle ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/1337 esasına kayıtlı davayı açtığı, anılan davada yapılan yargılamada çekişmeli taşınmazın paydaşı ... adına dava dilekçesi ile yargılama sırasında yapılan diğer bildirimlerin ilanen tebligat suretiyle yapıldığı, yargılama sonucunda ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/1337 Esas, 2001/1295 Karar sayılı kararı ile çekişmeli parseldeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği, anılan kararın 07.11.2001 tarihinde kesinleştirildiği, davalı vekilinin talebi ile ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğunun 2001/28 Satış sayılı dosyası üzerinden yapılan takip sonucunda çekişmeli taşınmazın 26.03.2002 tarihinde davalıya ihale edilmesi ve ihalenin de 02.04.2002 tarihinde kesinleşmesi ile taşınmazın 23.08.2002 tarihinde davalı adına cebri satış suretiyle tescil edildiği, ne var ki ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/1337 Esas, 2001/1295 Karar sayılı kararının dava dışı diğer paydaş ... tarafından 29.07.2011 tarihinde temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 07.05.2012 gün ve 4692 – 6940 sayılı ilamı ile kararın onanmasına karar verildiği, ancak anılan kararın bu kez eldeki davacıların 03.01.2013 tarihinde temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 13.01.2014 gün ve 2013/14765 Esas, 2014/484 Karar sayılı ilamı ile kararın bozulduğu anılan bozma ilamı üzerine davanın ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/335 esasına kaydedildiği ve davanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki bu tür iddia nedeniyle davacıların ihalenin usulsüzlüğünden bahisle İcra İflas Kanununun 134. maddesi hükmüne göre, ihalenin feshi isteyebileceği gibi ihale sonucu edinilen mülkiyete dayalı, tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil davası açmasına da yasal bir engel mevcut değildir.
Cebri icra yoluyla ve açık arttırma suretiyle yapılan satışlar sonucu bir taşınmazın satın alınması halinde dahi, Türk Medeni Kanunu’nun 932.maddesinde dayanılan tescilin yolsuzluğuna ilişkin dava açılabilir. Davalı ihaleye katılan sıfatını taşıyor ise, olayı bilen, hatta daha ötesi olayı yaratan ve yürüten kişidir. Bu kişinin iktisapta üçüncü kişi sayılmasına olanak yoktur. O halde, kaydın illetini teşkil eden ihalenin geçersiz işlemlere dayanması durumunda yolsuz tescilin oluşmasına neden olacağı açıktır.
Öte yandan tapu kaydının iptal ve tescilini isteme hakkı kural olarak kayıt maliki ve onun mirasçılarına ait olup, böyle bir davanın açılmasında davacının hukuki yararının bulunması gerektiği de açıktır.
Bilindiği üzere davacının dava hakkına sahip olması dava açabilmesi için yeterli değildir. Bundan başka davacının dava açmakta hukuki yararının da bulunması gereklidir. Yani dava hakkı hukuki yarar ile sınırlıdır.
Usul hukukunda hukuki yarar mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının olması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Davacının dava açmakla hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, haklarını elde edebilmesi içir mahkeme kararına ihtiyaç bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır. Öte yandan bu yararın ' hukuki ve meşru', ' doğrudan ve kişisel', 'doğmuş ve güncel' olması zorunludur. Nitekim 6100 sayılı HMK'nun 114. maddesinin '4' fıkrası ile hukuki yarar dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda somut olaya bakıldığında çekişmeli taşınmazın davalı adına tescilinin yolsuz olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmakta davacıların hukuki yararı olduğu kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca işin esasına girilerek yolsuz tescil iddiasına dayalı olarak tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm delillerinin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, toplanan ve toplanacak olan taraf delillerinin değerlendirilmesi ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, hukuki yarar yokluğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
1. Hukuk Dairesi 2018/3903 E. , 2018/13230 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 48 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 39 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 34 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 55 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 102 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 37 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 116 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat