1. Hukuk Dairesi 2015/16803 E. , 2018/13046 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

1. Hukuk Dairesi 2015/16803 E. , 2018/13046 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPT... VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu ipt... ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davacı ... yönünden davanın kabulüne, davacı ... bakımından ise davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü

-KARAR-

Dava, ehliyetsizlik ve inançlı işlem hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir.
Davacılar, 5754 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakanları ... ve ...'un yarı yarıya paydaş olduklarını, mirasbırakanları ... ...'un 19/12/1998 tarihinde ölümü üzerine dava konusu taşınmazda veraseten kendilerine intikal eden miras paylarını 07/04/2000 tarihinde mirasbırakanları ...'a bedelsiz devrettiklerini ancak mirasbırakanın temlik ettikleri miras paylarını kendilerine iade edemeden öldüğünü, devir sırasında davacı ...’in ehliyetsiz olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazda davalılar adına kayıtlı tapunun mirasbırakanları ... ...’tan gelen miras payları oranında ipt... ile adlarına tescline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacı ... yönünden davanın kabulüne, diğer davacı ... bakımından davanın reddine dair verilen karar Dairece ‘’...davacı tarafca dosyaya sunulan 11.02.2008 tarihli belge mahkemece tartışılarak delil başlangıcı olarak kabul edilip geçerli olabilmesi için ihtiyar heyeti ve iki şahit huzurunda mühürün atılmasının gerektiği ancak bu koşulları taşımadığı kabul edilmiş ise de, anılan bu koşulların varlığı h...nde söz konusu belgenin inanç sözleşmesinin yazılı belgesi olacağı kuşkusuzdur. Bu durumda 11.02.2008 tarihli belge inançlı işlemin yazılı belgesi olarak kabul edilmese de delil başlangıcı olabileceği tartışmasızdır. Hal böyle olunca anılan belge delil başlangıcı kabul edilerek ileri sürülen iddialara yönelik tanık dinlenmesi ve bu belge düzenlenmeden önce 31.01.2008 tarihinde miras bırakan ...'nın noterde, kullanacağı mührünü tasdik ettirdiği gözetilmek suretiyle 11.02.2008 tarihli belge altındaki mühürün bizzat miras bırakan tarafından kullanılıp kullanılmadığının açıklığa kavuşturulması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.‘’ gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda işlem sırasında ehliyetsiz olduğu saptanan davacı ...’in davasının kabulüne, davacı ... bakımından iddiasını kanıtlayamadığından davanın reddine karar verilmiş, karar davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan yerel mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmekte olup (09.05.1960 gün, 21/9 sayılı YİBK) bozma ilamında uyuşmazlığın çözümü için izlenmesi gereken yolun yön, kapsam ve sınırları açıkça belirtilmiştir.
Somut olayda, ... Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 30.03.2015 tarihli raporuna göre ‘’yazılı delil başlangıcı’’ olarak kabul edilen 11.02.2008 tarihli belgede bulunan mührün noterde tasdik edilen mühür ile aynı olduğu ve dinlenen davacı tanıklarının 11.02.2008 tarihli belge içeriğini doğruladıkları açıktır.
Hal böyle olunca davanın davacı ... yönünden de kabul edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazıl şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, dava konusu 5754 parselin gittisi olan 14293 parselde kat irtifakı tesisi yoluyla oluşan bağımsız bölümler üzerinden dava konusu edilen pay gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, infazı mümkün olmayacak şekilde hukuki varlığı kalmayan ve kaydı kapatılan 14293 parsel üzerinden iptal-tescile karar verilmesi de doğru değildir.
Davacı ...’in yerinde görülen temyiz itirazının kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön