1. Hukuk Dairesi 2015/7955 E. , 2018/1140 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL-ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM
Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil, elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil ile el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Davacı, 21 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalının maliki olduğu 24 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 15 parsel sayılı taşınmaz hakkında davalı ile aralarında görülen dava neticesinde davalıya ait 15,43 m2’lik kısmın 21 sayılı parsele ilavesine karar verildiğini, ne var ki bu tescilin tapuya yansıtılmadığı gibi davalının maliki olduğu parselin bir kısmının belediyeye yol olarak terkini işlemleri sırasında fen memurunun sahte imza atmak suretiyle maliki olduğu 21 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının davalıya ait taşınmaza eklendiğini ileri sürerek, davalıya ait 24 parsel sayılı taşınmaza sahte ve yolsuz bir şekilde ilave edilen kısmın tapusunun iptali ile maliki olduğu 21 parsel sayılı taşınmaza eklenmesini ve davalının bu kısma yaptığı el atmanın önlenmesini, üzerindeki yapıların yıkımını istemiştir.
Davalı, usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteği yönünden davacının iptalini istediği işlemlerin idari işlem mahiyetinde olup, bu işlemlerin düzeltilmesi için açılan eldeki davanın idari yargı yerinin görev alanında olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, el atmanın önlenmesi ve yıkım istekleri yönünden ise tapu kaydında ilgili düzeltme yapılmadan davacının dava açmasında hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden dava konusu 142 ada 21 parsel sayılı taşınmazın 130,71 m2 olarak davacı ... adına 10.12.1998 tarihli ifraz işlemi ile tescil edildiği, 142 ada 24 parsel sayılı taşınmazın ( 147,11 m2 ) ise 15.03.2012 tarihinde üzerinde kat irtifakı tesis edildiği, 1, 2, 3 ve 5 numaralı bölümlerin davalı ... adına, dört numaralı bölümün ise dava dışı ... adına kayıtlı olduğu, davacı ... ile dava dışı ... ve ... arasında görülen ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2.12.1997 tarih ve 1995/9 esas 1997/99 karar sayılı ilamı ile dava dışı ... ve ... ait 15 parsel sayılı taşınmazın ( 24 sayılı parselin geldisi ) 15,43 m2’lik kısmının iptaliyle davacı ...’a ait kök 2 parsel sayılı taşınmaz ( 21 sayılı parselin geldisi ) ile tevhidine karar verildiği, ... Belediye Encümeninin 09.07.1998
tarihli kararı ile çekişmeli 21 parsel sayılı taşınmazın geldisi 2 parsel sayılı taşınmaz ile 24 parsel sayılı taşınmazın geldisi 15 parsel sayılı taşınmazın tevhid ve ifrazına karar verilerek 130,71 m2’lik kısmın davacı adına ( 21 sayılı parsel ), 58,24 m2’lik kısmın dava dışı ... ve ... adına ( 22 sayılı parsel ) tescil edildiği ve 22,76 m2’lik kısmının ise yola terk edildiği, 58,24 m2’lik 22 parsel sayılı taşınmazı eldeki davanın davalısı ...’nin 08.02.1999 tarihinde satış suretiyle edindiği, anılan 22 parsel sayılı taşınmazın tevhid işlemleri neticesinde en son 24 parsel sayılı 147,11 m2’lik taşınmaz olarak tescil edildiği kayden sabittir.
Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi ve tüm dosya içeriğine göre sahtecilik ve yolsuz tescil hukuksal nedenlerine dayanıldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.4.1990 gün ve 1990/1–152, 1990/236 sayılı kararında vurgulandığı gibi, davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur. Hukuki sebeplerden bir tanesinin diğer hukuki sebebin incelenmesine olanak verir niteliği bulunduğu sürece önem ve lüzum derecesine göre birden fazla hukuki sebep aynı davada inceleme ve araştırma konusu yapılabilir.
Ne var ki, davacı dava dilekçesinde 26.10.1998 tarihli işlem sırasında yurt dışında olduğunu ve fen memuru ... ...’ın ilgili evraka sahte imza attığını ileri sürmesi karşısında, mahkemece sahtecilik iddiası yönünden hükme yeterli araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, 26.10.1998 tarihli kadastro gören yerlerde yapılan düzeltme ve işlemleri için tescil bildirim beyannamesindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususu saptanmadan sonuca gidilmiştir.
Hal böyle olunca, 26.10.1998 tarihli kadastro gören yerlerde yapılan düzeltme ve işlemleri için tescil bildirim beyannamesindeki imzaların kime ait olduğunun Adli Tıp Kurumundan alınacak rapor ile saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
1. Hukuk Dairesi 2015/7955 E. , 2018/1140 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat