1. Hukuk Dairesi 2016/1447 E. , 2018/15315 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan anneleri ...'ın dava konusu 59, 234 ve 235 nolu parsellerini mirastan mal kaçırmak amacıyla davalı oğluna temlik ettiğini ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali-tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, anneleri ve babalarından kalan taşınmazları 1997 yılında tüm mirasçılar olarak paylaştıklarını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, mirasbırakanın mirastan mal kaçırma amacıyla taşınmazlarını davalıya temlik ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 59, 234 ve 235 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan ... adına kayıtlı iken 27.06.1996 tarihli resmi akitte davalı oğlu ...'e satış yoluyla devredildiği mirasbırakanın 22.12.2012 tarihinde ölümüyle, geride mirasçıları olarak kızları ...ve... ile oğulları ..., ... ve ... kaldığı eldeki davanın mirasbırakanın kızları ...ve ... tarafından mirasbırakanın oğlu ... aleyhine açıldığı görülmektedir.
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide 'muris muvazaası' olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (nitelikli-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve l.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun(TMK) 706., 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(TBK) 237. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 213) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki kişisel ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Öte yandan, mirasbırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da tartışmasızdır.
Somut olayda, mirasbırakanın, dava dışı mirasçıları da dahil olmak üzere tüm mirasçılarına sağlığında mal ya da başka bir hak kazandırıp kazandırmadığı, kazandırmış ise bu kazandırmalarda hak dengesini gözetip gözetmediği araştırılmamıştır.
Hal böyle olunca, mirasbırakan tarafından sağlığında tüm mirasçılarına kazandırılan taşınır ve taşınmaz mallar ile hakların araştırılması, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgelerin mercilerinden getirtilmesi, her bir mirasçıya nakledilen mallar ya da hakların bulunduğunun saptanması halinde bu mal ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişilerden rapor alınması, böylece mirasbırakanın yukarıda değinilen anlamda bir paylaştırma kastının bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yetinilerek yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi
1. Hukuk Dairesi 2016/1447 E. , 2018/15315 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 400 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 130 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 106 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 105 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 89 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 153 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 107 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 163 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 119 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 146 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat