1. Hukuk Dairesi 2016/8879 E. , 2018/11731 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

1. Hukuk Dairesi 2016/8879 E. , 2018/11731 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karar asli müdahil vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 03.07.02018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden asli müdahil ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacılar vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, ortak mirasbırakanları ... ve ...’in paydaş oldukları 210 ada 5 parsel sayılı taşınmazlarını vekil aracılığıyla davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiklerini, mirasbırakanların vekaletname tarihinde hukuki ehliyeti haiz olmadığını, 5 sayılı parselin tevhit ve ifraz işlemleri ile 29 ve 30 sayılı parsellerin oluştuğunu ileri sürerek, çekişmeli taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişler, bozma sonrası 02.10.2015 havale tarihli dilekçeleri ile davadan feragat ettiklerini bildirmişlerdir.
Davalı, iddiaların haksız ve yersiz olduğunu bildirip davanın reddini savunmuş, asli müdahale talebine ilişkin satış vaadi sözleşmesinin kendisini bağlamayacağını, feragatten sonra davaya müdahale edilemeyeceğini belirtip asli müdahilin davasının reddini istemiştir.
Bozma sonrası ... 08.10.2015 tarihinde harçlandırdığı dilekçesi ile davacıların dava konusu taşınmazı ... . Noterliği’nin 27.09.2011 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile kendisine satmayı vaad ettiklerini, eldeki davanın sonucunun kendisini doğrudan ilgilendirdiğini, her ne kadar davacılar davalarından feragat etmiş iseler de, davacı ...’in fiil ehliyetinin bulunmaması nedeniyle feragat beyanının geçersiz olacağını ve davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan diğer davacıların da feragat beyanlarının hüküm ifade etmeyeceğini ileri sürerek, feragat beyanlarının geçersiz sayılmasına, davacıların davasının kabulüne, ancak dava konusu taşınmazın satış vaadi sözleşmesi gereğince adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin karar, Dairece ‘’ Toplanan deliller ve tüm dosya içeriği ile, davacı ...'nin muris ... mirasçısı olmadığı, davacıların murisi ... de işlem tarihlerinde hukuki ehliyeti haiz olmadığı iddiasının kanıtlanamadığı gözetilerek muris ... satış ve vekaletname verildiği tarihlerde hukuki ehliyeti haiz olmadığının Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulunun 30.05.2012 tarihli raporu ile saptanmak suretiyle mirasbırakan ... ilgili isteğin reddedilmesinde, muris ... dava konusu taşınmazdaki temlik ettiği pay yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacıların bu yönlere ilişkin, davalının tüm temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddine. Ancak, muris ... 210 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 1/4 payını temlik etttiğine, anılan taşınmazın tevhit ve ifraz sonucunda 210 ada 29 ve 30 parsel sayılı taşınmazlar oluştuğuna göre 210 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki muris Hatice'ye ait olan 1/4 payın müfrez 210 ada 29 ve 30 nolu parsellerden hangisine gittiğinin saptanması, her iki parsele de gittiğinin belirlenmesi halinde uzman bilirkişiden rapor alınarak murise ait 1/4 pay bu parsellere oranlanmak suretiyle davacıların taşınmazlarda paydaş kılınması gerekirken infazı mümkün olmayacak şekilde, tapu kütük sayfası kapatılan 210 ada 5 parsel sayılı taşınmaz hakkında karar verilmiş olması doğru değildir. ‘’ gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davacıların davalarından feragat etmeleri nedeniyle açtıkları davanın reddine, davadan feragatten sonra dosyadan el çekildiği ve asli müdahale talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle asli müdahale talebinin reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nun 311. maddesinde ‘’ Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. … ‘’ düzenlemesine yer verilmiştir.
Eldeki davada, davacıların davalarından feragat ettikleri anda kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğduğu noktasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece, feragat ile dosyadan el çekildiğinin kabul edilmesi kural olarak doğrudur.
Ancak ..., 08.10.2015 tarihinde harçlandırdığı dilekçesi ile eldeki davanın taraflarını davalı olarak göstererek dava konusu taşınmazlar üzerinde farklı bir hukuki nedene dayanarak bağımsız bir hak talebinde bulunmuştur. Bu hak talebinde bulunurken her ne kadar kendisini davaya asli mühalale eden olarak göstermiş ise de ...’ın anılan dilekçesinin varlığı karşısında ayrı bir dava açtığının kabulü hem usul ekonomisinin hem de mahkemeye erişim hakkının kısıtlanmamasının bir gereğidir.
Hal böyle olunca ... tarafından usulüne uygun açılmış bir davanın mevcut olduğu gözetilerek, ...’ın açtığı davanın eldeki davadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi ve iddialarının dinlenmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
...’ın yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.07.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
HMK'nun 311.maddelerinde düzenlendiği gibi feragat ve kabul kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Yani feragat beyanının açıklanmasından itibaren dava tüm sonuçları ile birlikte ortadan kalkar. Davacılar 02.10.2015 tarihli dilekçeleri ile davadan feragat etmişler, dava feragat nedeniyle reddedilmiştir. Hükmün ayrıca tebliğine ya da kesinleşmesine ihtiyaç yoktur. Hüküm 02.10.2015 yani feragat tarihinde kesinleşmiştir. Asli müdahale talebi ise 08.10.2015 tarihlidir. Asli müdahalenin önşartı görülmekle (derdest) olan bir dava bulunmasıdır. Dolayısıyla mevcut (ve görülmekte) olmayan bir davaya asli müdahale söz konusu olmaz. Dava derdest olma niteliğini kaybetmiştir. Doğru olan mahkeme kararının onanması düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyoruz.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön