1. Hukuk Dairesi 2015/13670 E. , 2018/11522 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

1. Hukuk Dairesi 2015/13670 E. , 2018/11522 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen davada
Davacılar, mirasbırakan ...’ndan intikal eden bir kısım taşınmazların satışı konusunda emlakçılık yapan davalı ... ile anlaştıklarını, ...'ın aynı zamanda ... mirasçılarından olan diğer davalı ... ile birlikte hareket ederek kendilerini kandırdığını, 10 adet taşınmazın satışını yaptığını belirterek dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazı hileli yollar ile davalı ... adına tescil ettirdiklerini, ...'nun ...'ın bacanağı olduğunu, bilahare taşınmazın ... isimli şahsa 120.000 TL bedelle devredildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 20.000 TL tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, pasif husumet yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş, olmakla Tetkik Hâkimi ...' nün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 8.20.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 27.06.2018 tarihinde oyçokluğuyya karar verildi.
(Muhalif) (Muhalif)
-KARŞI OY-
Dava, tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ...'dan intikal eden 10 parça taşınmazın satışı için emlakçılık yapan davalı ... ile anlaştıklarını, ... ve diğer davalı ...'ın işlem ve taraf çokluğundan yararlanarak satmak istemedikleri ... parsel sayılı taşınmazı davalı ...'in bacanağı davalı ...'na, onunda 120.000,00TL bedelle ...'e sattığını, davalıların hileli davranışları sonucu satış iradeleri bulunmayan ... parsel sayılı taşınmazın satılması nedeniyle zarara uğradıklarını ileri sürerek fazlaya ilşkin haklarını saklı tutarak 20.000,00TL tazminatın haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini istemişler, davacılar 09.02.2015 günlü oturumda, taşınmazın davalı ...'na değil davalı ...'ın diğer bacanağı ...'ye satıldığını beyan etmişlerdir..
Davalı ..., davacılar dışında 25 den fazla paydaşı olan taşınmazların satışında annesinin de paydaş olması nedeniyle satış işlemlerine yardım ettiğini, alıcı ...'nin bacanağı olduğunu işlemin tarafı olmadığını, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., davacıların taşınmazlarını emlakçı olarak sattığını, davalı ...'ın taşınmazlardan birinin kendisine verilmesi aksi halde işlemleri bozacağı, tüm mirasçıların kendi talimatına baktıklarını söylemesi üzerine 6250 m2 miktarlı taşınmazın davalı ...'in bacanağına devredildiğini ve bu işlemi paydaşlardan gizlediklerini, haksız kazanç elde etmediğini, davanın reddedilmesini talep etmiş, diğer davalı davaya cevap vermemiştir..
Mahkemece davalıların akdin tarafı olmadıklarından bahisle, pasif ehliyet yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacıların da içinde olduğu, elbirliği halinde 74 hisse maliki bulunan, 6250 m2 miktarlı ... parsel sayılı taşınmazın 13.03.2012 tarihinde 10.000,00 TL bedelle ...'ye devredildiği, onunda 26.09.2012 tarihinde ...'a satış suretiyle temlik ettiği, 17.11.2012 tarihinde de ... sattıldığı, aynı işlemle elbirliği halinde 74 hisse maliki bulunan 11 parça taşınmazın da farklı kişilere satıldığı, bir kısım hissedarların bizzat bir kısmınında vekille satışa katıldığı davalı ...'ın işlemlerde tanık sıfatıyla yer aldığı, diğer davalıların akdin tarafı olmadıkları anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden davacıların, aldatma (hile) hukuksal nedenine dayandıkları, dava konusu ... parselin temlikine illişkin 13.03.2012 günlü akdin tarafı olan, alıcı (...) ilk elin, davalı ...'ın bacanağı olduğu, ilk el alıcının diğer davalıların aldatma eylemini bildiği, el ve işbirliği içinde hareket ettikleri iddiasıyla taşınmazın değeri tazminat olarak talep edilmektedir..
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 36/ 2. maddesi, 'üçüncü bir kişinin aldatması sonucu sözleşme yapan taraf, sözleşmenin yapıldığı sırada karşı tarafın aldatmayı bilmesi veya bilecek durumda olması halinde, sözleşmeyle bağlı değildir.' hükmünü içermekte, aynı yasanın 39/2. maddesinde de, 'Aldatma ve korkutmadan dolayı bağlayıcılığı olmayan bir sözleşmenin onanmış sayılması, tazminat hakkını ortadan kaldırmaz.' şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.
Yine Hukuk Genel Kurulunun 28.11.1986 gün, 1985/1-743 Esas, 1986/1008 Karar sayılı kararında,'Kural olarak hata nedeniyle iptal işlemi hukuki işlemin tarafları dışında üçüncü kişiye karşı ileri sürülemezse de üçüncü kişinin işlemin taraflarından satıcı ile iş ve elbirliği içerisinde olduğu, birlikte hareket ettikleri iddiasının araştırılması, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği....' belirtilerek karar bozulmuştur.
Somut olayda, davalı ...'in mahkeme içi ikrarı ve davacı iddialarını doğrulayan davacı tanık beyanlarıyla, ... parsel sayılı taşınmazı hissedarların satış dışı bıraktıkları ancak hisedarların yakını ve satışa aracılık eden davalı ...'ın isteği üzerine, tapu takip işlemlerini yapan davalı ...'in bu taşınmazı da resmi işleme kattığı ve ...'in bacanağı ...'e satış yapıldığı kısa aralıklarla üçüncü kişilere devredildiği, bedelinin de ödenmediği, işleme konu taşınmazların sayısal çokluğu ve paydaş fazlalığından yararlanılarak aldatma (Hile) sonucu davacıların taşınmazının iradelerine aykırı olarak ellerinden çıktığı, bu eylemi davalılar ... ve ... ile dava dışı alıcı ...'in el ve işbirliği içinde gerçekleştirdikleri ve davacıların zararlandırıldıkları saptanmasına rağmen yanılgılı değerlendirme ile davalılar ... ve ... hakkındaki davanın davalı sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi doğru değildir.
Hal böyle olunca, belirtilen yasal düzenlemeler ve Hukuk Genel Kurul kararın da belirtilen ilkeler doğrultusunda , akdin tarafı olmayan üçüncü kişi konumunda olan davalılar ... ve ...'ın akdin tarafı olan alıcı ...'le el ve işbirliği içinde hareket ederek davacıları aldattıkları iddiasında davalıların davalı taraf sıfatlarının bulunduğu, aynı işlemle 10 dan fazla taşınmazın satışının yapılması ve her taşınmazın elbirliği hallinde çok fazla hissedarı olması ve bir çoğununda işlemde bizzat hazır bulunmasından yararlanılarak, davcıların satış dışı bıraktıkları ... parsel sayılı taşınmazın resmi işleme katılarak satıldığı, kısa aralıklarla taşınmazın üçüncü kişilere satış suretiyle devredildiği, davacıların iradelerine aykırı olarak davalıların hileli davranışları sonucu taşınmazın ellerinden alınarak zararlandırıldıkları saptandığı görüşünde olduğumuzdan, davacıların davalılar ... ve ... hakkındaki temyiz istemlerinin kabulüyle taşınmazın keşfen değerinin saptanması tüm deliller değerlendirilerek tazminat isteği yönünden karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı bu gerekçelerle yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan çoğunluk görüşüne katılamıyoruz.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön