1. Hukuk Dairesi 2016/17103 E. , 2018/9214 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

1. Hukuk Dairesi 2016/17103 E. , 2018/9214 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM

Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü

-KARAR-

Dava, tapu kaydında düzeltim istemine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanı ... oğlu ...’un maliki olduğu 120 ada 1, 23, 106 ada 110, 111, 79, 10, 30, 112, 113, 73,71, 148 ada 5, 153 ada 1, 162 ada 1, 164 ada 1, 115 ada 1, 12, 14, 101 ada 15, 8, 9, 168 ada 8, 25, 33, 49, 107 ada 12, 17, 108 ada 3, 4, 111 ada 16, 21, 32, 60, 64, 74, 113 ada 8, 114 ada 2, 3, 20, 11, 31, 121 ada 1, 4, 119 ada 3, 141 ada 2, 142 ada 1, 143 ada 1, 163 ada 1, 103 ada 2, 104 ada 159, 150, 151, 84, 41, 18, 8, 32, 97, 29 ve 188 ada 21, 101 ada 8 ve 168 ada 46 parsel sayılı taşınmazların malik hanesine ... veya ..., bir kısım taşınmazda da ... olan baba isminin ... olarak yazıldığını ileri sürerek malik isminin nüfus kayıtlarına uygun olarak ‘’... oğlu ...’’ olarak düzeltilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karar Dairece ‘’Somut olaya gelince dava, davacı vekili tarafından açıldığı halde duruşma günü asile tebliğ edilip, taraflarca takip edilmeyen dosyanın işlemden kaldırılmasına ve akabinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Hal böyle olunca duruşma gününün davacı vekiline tebliğ edilip taraf delilleri toplanarak işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır.’’ gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda idari bakımdan itiraz yolları tüketilmeden dava açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının malik isminin nüfus kayıtlarına uygun olarak ‘’... oğlu ...’’ olarak düzeltilmesi için tapu müdürlüğüne başvurduğu, başvurusunun reddedildiği kayden sabittir.
Hemen belirtmek gerekir ki, Bakanlar Kurulunun 27.07.2013 tarih ve 2013/5150 sayılı kararı ile kabul edilerek 17.08.2013 tarih ve 28738 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Tapu Sicili Tüzüğünün 75. maddesinde ‘’ (1) Kadastro çalışmalarından kaynaklanan malikin veya hak sahibinin adı, soyadı ve baba adına ilişkin tapu kütüğündeki yazım hataları ilgilisinin başvurusu üzerine
a) Senetsizden tespitlerde nüfus kayıt örneği ve taşınmazın bulunduğu belediye veya muhtarlıktan alınacak fotoğraflıilmühaber,
b) Kayda dayalı tespitlerde dayanağı kayıt ve belgeler, incelenmek ve gerektiğinde tanık ve varsa tespit bilirkişileri dinlemek ve zeminde inceleme yapmak suretiyle istemin gerçek hak sahibinden geldiği belirlenirse, istem yevmiye defterine kaydedilerek düzeltilir.
(2) Zeminde inceleme, kadastro müdürlüğü teknik personeli ile birlikte yapılır ve inceleme neticesinde teknik rapor düzenlenir. Zeminde incelemede, komşu parsel malikleri, muhtar ve diğer ilgililer dinlenir vergi kaydı ve diğer her türlü bilgi ve belgeden yararlanılır.
(3) Tapu sicilindeki bilgilerin güncellenmesi ve eksikliklerin giderilmesinde de yukarıdaki fıkralar uygulanır.
(4) Bu madde hükümleri uyarınca kayıt düzeltmeleri için müdürlüklere başvuru yapılması zorunludur. ‘’ düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda anılan Tüzüğün 75/4. maddesinde düzenlendiği üzere, tapu kaydında düzeltim istemli bir dava açmadan evvel müdürlüklere başvuru yapılması zorunlu tutulmuş ise de, bu zorunluluğun müdürlüğün verdiği kararlara karşı itiraz yollarının tüketilmesi aşamasını kapsamadığı ortadadır.
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.11.2016 tarih 2015/1-3648 Esas, 2016/1073 Karar sayılı ilamı da bu yönde olup, dosyada mevcut red kararı bulunmasının yeterli olduğu kanaatine varılmıştır.
Öte yandan, bilindiği üzere taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.
Hal böyle olunca işin esasına girilerek yukarıda belirtilen ilke ve olgular uyarınca araştırma yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın usulden reddi isabetsizdir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön