1. Hukuk Dairesi 2015/6503 E. , 2018/1111 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

1. Hukuk Dairesi 2015/6503 E. , 2018/1111 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar tereke temsilcisi vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 22.02.2018 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-

Dava, ehliyetsizlik ve vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı ..., davacı ...’nın vekili olan davalı ... tarafından ... maliki olduğu dava konusu 3876 ada 1 parseldeki 28 numaralı bağımsız bölümün 11.10.2006 tarihinde satış suretiyle diğer davalı ...’a temlik edildiğini, yapılan temlikin ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenleriyle geçersiz olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile davacı ... adına tesciline, mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 35.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, aşamada davacı ...’nın ölümü üzerine terekesine temsilce atanarak yargılamaya devam edilmiştir.
Davalı ..., temlikin davacının iradesine uygun yapıldığını, davacının kendisini 26/01/2007 ve 24/01/2007 tarihli ibranameler ile ibra ettiğini, davalı ... dava konusu taşınmazı iyiniyetli satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın reddine dair verilen karar Dairece ‘’... Hem Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu hem de Adli Tıp Genel Kurulu raporlarıyla ... hukuki ehliyete haiz olduğu davalı ...'ın taşınmazı banka konut kredisi kullanarak satın aldığı, satış bedelinin davalı ...’e ödendiği belirlenmek ve benimsenmek suretiyle tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, davalı ... hakkındaki terditli tazminat isteminin reddine hükmedilmesi de doğrudur...Hemen belirtilmelidir ki davalı ... tarafından dosyaya ibraz edilen, davacı ...’nın çekişme konusu taşınmazın satışı nedeniyle kendisini ibra ettiğine ilişkin, biri 24.01.2007 tarihinde haricen düzenlenen, diğeri 26.01.2007 tarihinde ... . Noterliği’nce tasdik edilen ibranamelerle ilgili olarak 26.02.2008 havale tarihli dilekçesiyle, davacı vekili “anılan ibraname altındaki imzanın davacının diğer resmi belge ve evraklardaki imzalarla yazı karakterinin uyuşmadığı ve bu yönde Adli Tıp Kurumu’ndan tetkik ve rapor alınması gerektiğini” belirterek ibranamenin geçersizliği yönünde iddiada bulunduğu halde mahkemece, bu iddia karşısında hiçbir araştırma yapılmadan anılan ibranamelere değer verilmek suretiyle neticeye gidilmiş olması doğru değildir. Öyleyse imzaya itirazın, o belgenin sahte olduğu iddiasını da içerdiği gözetilerek, sahtecilik bakımından araştırma ve inceleme yapılması gerektiği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca yargılama sırasında ölen davacı ...’ın imza incelemesine esas teşkil edecek resmi kurumlarda mevcut imzalarını havi belgelerin temin edilerek Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden, 24.01.2007 ve 26.01.2007 tarihli ibranameler altındaki davacı ...’ya atfen atılı imzaların, geçekten davacı ...’nın eli ürünü olup olmadığının kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi, ondan sonra hasıl olacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.’’ gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davacının davalı vekil ...’i ibra ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden davacı ...’nın, maliki olduğu taşınmazları dilediği bedelde dilediği kişiye satma ve satış bedellerini alma yetkilerini de içeren 28.05.1999 tarihli vekâletname ile davalı ...’i vekil tayin ettiği, vekil ...’in davacının maliki olduğu 3876 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 28 nolu bağımsız bölümü 11.10.2006 tarihinde 40.000TL bedelle davalı ...'a temlik ettiği, davacının davalı ...’i, 26.01.2007 tarihli ibraname ile 28.05.1999 tarihinde verdiği ve daha önce vermiş olduğu vekâletnamelere dayanarak yaptığı tüm işlemlerden dolayı ibra ettiğini, 24.01.2007 tarihli ibranamede ise maliki olduğu dava dışı bağımsız bölümlerin satışından elde edilen satış bedellerinin vekili tarafından kendisine ödendiğini, vekili sıfatıyla yaptığı tüm işlemlerden dolayı ibra ettiğini bildirdiği, Adli Tıp Kurumu Fizik ve İhtisas Dairesinin15.10.2014 tarihli raporunda 26.01.2007 ve 24.01.2007 tarihli ibranamelerdeki imzaların davacının eli ürünü olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, yukarıda anılan ibranamelerdeki imzanın davacı ...'ya ait olduğu sabitse de içeriğinden dava konusu taşınmazın temliki hususunda açık bir ifade yer almamaktadır.
Öte yandan, çekişmeli taşınmazın satış bedelinin davalı ...’e ödendiği kuşkusuzdur. Ne var ki dava konusu taşınmaz 11.10.2006 tarihinde temlik edilmiş olmasına rağmen davalı ... tarafından imzalanan 14.03.2008 tarihli ‘’kiracı listesi’’ başlıklı adi yazılı belgede çekişmeli taşınmazın da yer aldığı gözetildiğinde ve davalı vekilin satış bedelini davacıya ödediği ispatlanamadığına göre davalı ...’nin davacıyı zararlandırdığı sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca davalı ... hakkındaki terditli tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek bedel isteğinin de reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Tereke temsilcisinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön