1. Hukuk Dairesi 2016/6701 E. , 2019/5124 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

1. Hukuk Dairesi 2016/6701 E. , 2019/5124 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ... mirasçıları vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli, diğer davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 08.10.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar ... v.d. vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davacılar ... v.d. vekili Avukat ve temyiz edilen davalılar ... v.d. vekili Avukat gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ...’un adına kayıtlı 828 ada 143 parsel sayılı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölümünü satış göstermek sureti ile davalılara temlik ettiğini, yapılan işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davacıların iddialarının gerçek dışı olduğunu, yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden 1930 doğumlu mirasbırakan ...’un 24.10.2008 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak kendisinden önce 1977 yılında ölen kardeşi Nazmi’nin davacı çocukları ...,...ve ... ile kardeşi ...’ın kaldığı, davalılar... ve ...’in murisin kardeşi Hasan’ın çocukları olduğu, davacılardan ...’ın karar tarihinden sonra, temyiz tarihinden önce, 07.03.2013 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak kalan eşi Serpil ile çocukları Melike ve Vechiye’nin davaya devam ederek kararı temyiz ettikleri, mirasbırakanın adına kayıtlı 828 ada 143 parsel sayılı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölümünü
02.08.2005 tarihinde eşit olarak davalılara temlik ettiği, davacı ... mirasçıları ile diğer davacı asillerin 21.12.2015 tarihli dilekçeleri ile davadan vazgeçtiklerini bildirdikleri, ... mirasçıları vekilinin temyiz dilekçesinde ise davacıların davadan feragate ilişkin bir iradelerinin olmadığını, imzaların hata ve hile ile alındığını beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, HMK'nun 309. ve devamı maddelerinde düzenlendiği üzere feragatin hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığı gibi feragatin karşı tarafa ulaşmasına da gerek yoktur.
Bilindiği üzere, davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragattan dönemez ( rücu edemez) feragat ile bağlıdır.
Ancak, feragatle ortaya çıkan sonucun buna sebep olan rızayı ifsat eden bir nedenle malul olduğu kanıtlanırsa, doğurduğu netice bakımından hileye, hataya maruz kalan kimseye talep hakkı bahşedeceği kuşkusuzdur.
Öte yandan diğer maddi hukuk işlemlerinde olduğu gibi (BK. Madde 23 vd ), hata, hile veya ikrah nedeniyle feragatın feshi (iptali) için dava açılabileceği gibi feragatın hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğu aynı davada da savunma yoluyla ileri sürebilir.
Keza, 6100 sayılı HMK'nun 311. maddesi, ''feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptali istenebilir.'' hükmünü öngörmektedir.
Hal böyle olunca mahkemece, feragatin hileye dayalı olduğu iddiasının hadise şeklinde (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 162. ve 163. maddeleri-önsorun) aynı dava içerisinde her türlü delille ispatının mümkün olduğu gözetilerek, bu yöndeki taraf delillerinin toplanması hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır.
Davacıların bu yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre temyize konu diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön