1. Hukuk Dairesi 2016/9239 E. , 2019/3025 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan babası ...’ün, dava konusu ... parsel sayılı taşınmazı 10.05.2012 tarihinde satın alıp yaklaşık 4 ay sonra 18.09.2012 tarihinde mirastan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak davalı kızı ...’ya satış yolu ile temlik ettiğini, mirasbırakanın maddi durumunun iyi olup taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığını ileri sürerek dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
Davalı, mirasbırakanın temlik tarihi itibariyle dava dışı kişiye 52.500 TL borcu olduğunu ve bu borcu ödemesini kendisinden istediğini, bunun üzerine temlik tarihinde banka hesabından 60.561,40 TL çekip mirasbırakanın borcunu ödeyerek alacaklı vekilinden belge aldığını, mirasbırakanın borcunun ödemesi karşılığında dava konusu taşınmazın temlik edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden 1940 doğumlu mirasbırakan ...’ün 08.03.2013 tarihinde ölümü üzerine davacı kızı ..., davalı kızı ... ile dava dışı eşi İsmehan, dava dışı çocukları ... ve ...’in mirasçı kaldıkları, dava konusu ... parsel sayılı taşınmaz 10.05.2012 tarihli satış işlemiyle mirasbırakan adına kayıtlı iken
tamamını 18.09.2012 tarihinde satış yolu ile davalı kızı ...’ya temlik ettiği, ... 3. İcra Müdürlüğünün 2012/4583 esas sayılı dosyasında dava dışı alacaklı ... tarafından mirasbırakan aleyhine 31.08.2012 tarihinde, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı 15.05.2012 tanzim, 15.06.2012 vade tarihli, 60.000 TL bedelli bononun, lehdar ... tarafından ciro edilip alacaklı tarafından ferileriyle birlikte 62.276,71 TL üzerinden takibe konulduğu, davalı tarafça sunulan 18.09.2012 tarihli belgede, sözü edilen icra dosyasında mirasbırakanın borcuna mahsuben davalı kızı ... tarafından alacaklı vekiline 52.500 TL ödendiğinin yazılı olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide 'muris muvazaası' olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ile durumun aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olaya gelince, davalının, mirasbırakanın borcunu ödemesi karşılığında dava konusu taşınmazı temellük ettiğini savunduğu ve savunmayı doğrular şekilde 18.09.2012 tarihli belgeyi ibraz ettiği, diğer tanık beyanlarıyla da temlikin muvazaalı olduğunun kanıtlanamadığı, mirasbırakanın, borcunun ödenmesi karşılığında temliki yaptığı açıktır.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
1. Hukuk Dairesi 2016/9239 E. , 2019/3025 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 62 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat