1. Hukuk Dairesi 2016/10756 E. , 2019/3913 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ - TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece tapu kaydının iptali talebinin reddine, tenkis isteminin kabulüne ilişkin olarak verilen karar ve ek karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakan ...'nun, 408 parsel sayılı taşınmazını ve 1291 ada 3 parsel sayılı taşınmazda yer alan 7 nolu bağımsız bölümünü davalı ... Müdürlüğü'ne bağış suretiyle temlik ettiğini, akit tarihinde 77 yaşında olan mirasbırakanın ayırt etme gücü ve tasarruf ehliyetine sahip olmadığını, mirabırakanın sinirli ve fevri bir kişiliğe sahip olduğunu, yapılan tasarruflar ile mirasçıların mal varlığından hiç bir şey almamalarının amaçlandığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptaline olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın esasta da reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu iptali isteğinin reddine tenkis isteminin kabulüne ilişkin verilen karar Dairece '...Somut olaya gelince, dava dilekçesi içeriğinden davacıların ehliyetsizlik hukuksal nedenine de dayandıkları ne var ki, mahkemece bu yönde herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadığı açıktır. Hal böyle olunca hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek ve önemine binaen öncelikle incelenmesi, tarafların bu yönde bildirecekleri tüm delillerin toplanması, mirasbırakana ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahede kayıtları, reçeteler vs. istenmesi, tüm dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilerek mirasbırakanın akit tarihlerinde hukuki işlem ehliyetini haiz olup olmadığının belirlenmesi, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde tenkis isteğinin değerlendirilmesi, mirasbırakanın hukuki ehliyetinin bulunmadığının saptanması halinde ise eldeki davada sadece iptal isteğinin bulunduğu, talebin tescil istemini kapsamadığı dikkate alınarak tescil davası açmak üzere davacıya süre verilmesi, açıldığı taktirde eldeki dava ile birleştirilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru değildir. ' gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda tapu kaydının iptali talebinin reddine tenkis isteminin kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine mahkemece eksik harcın muhtıranın tebliğinden itibaren 7 gün içinde tamamlanmadığı gerekçesiyle, kararın temyiz edilmemiş sayılmasına dair ek karar verilmiş, ek karar davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Her ne kadar eksik harcın muhtıranın tebliğinden itibaren 7 gün içinde tamamlanmadığı gerekçesiyle kararın temyiz edilmemiş sayılması yönünde ek karar verilmiş ise de, eksik görülen harcın muhtıranın tebliği tarihinden itibaren 7 günlük kesin süre içerisinde yatırılmasına dair 11.04.2016 tarihli muhtıranın davalı vekiline 19.04.2016 tarihinde tebliğ edildiği, eksik harcın davalı vekili tarafından aynı gün yatırıldığı dosya içerisindeki dekont ile sabit olmakla yerinde olmayan 26.05.2016 tarihli ek kararın ortadan kaldırılmasına karar verilerek işin esasının incelenmesine geçildi.Hemen belirtmek gerekir ki, temliklerin mirasbırakan tarafından Türk Medeni Kanunu'nu 565/4 maddesinde belirtildiği üzere mirasçıların saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalardan olduğu saptandığına göre, tenkis hükümlerinin uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddine.Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince Bilindiği üzere mirasçılık ve mirasın geçişi miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s. Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 17) Miras bırakan 1.1.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 1.1.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ilgili hükümleri uygulanır.Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşulmiras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir. (TMK m.565) Miras bırakanın TMK'nin 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise
tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez.Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca sür'atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir. Somut olaya gelince her bir davacının saklı payına tecavüz miktarının davalıya yapılan tasarrufa oranlanması ile sabit tenkis oranı belirlenmediği gibi çekişme konusu taşınmazların tercih tarihindeki değerleri de keşfen saptanmamıştır. Hal böyle olunca, usuli kazanılmış hak ilkesi ve yukarıda belirtilen ilkeler gözetilerek uzman bilirkişi marifetiyle sabit tenkis oranının belirlenmesi ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca süratle dava konusu taşınmazın karar tarihindeki veya karar tarihine en yakın tarihteki rayice göre değerini gösterir rapor alınması ve belirlenecek bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin hüküm altına alınması gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davalının değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
1. Hukuk Dairesi 2016/10756 E. , 2019/3913 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 35 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat