1. Hukuk Dairesi 2016/10923 E. , 2019/3807 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

1. Hukuk Dairesi 2016/10923 E. , 2019/3807 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan babaları ... ’ın 1804 parsel sayılı taşınmazını 13.10.2003 tarihinde satış göstermek suretiyle akrabası olan ... ’e, ... ’in de 26.01.2005 tarihinde yine satış göstermek suretiyle mirasbırakanın ikinci evliliğinden olan kızı davalı ...’a devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, sonrasında ise davalı ...’nın 2/4 payını, 1/4’er paylarla kendilerine sattığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescile karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, usulsüz yapılan tebligatlar nedeniyle süresinde savunma yapamadığını, mirasbırakanın paylaşım yaptığını ve isteği üzerine taşınmazın yarısının davacılara bedelsiz olarak devredildiğini, taşınmaz üzerinde yer alan binanın 4. ve 5. katının yapımında mirasbırakanın katkısının bulunmadığını, davacıların miras paylarının verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden1929 doğumlu mirasbırakan ... 'ın 01.07.2012 tarihinde ölümü ile mirasçı olarak davacı kızları ... ve ... ile davalı kızı ... 'nın kaldıkları, mirasbırakan ... 'in çekişme konusu 1804 parsel sayılı taşınmazını 13.10.2003 tarihinde satış suretiyle dava dışı üçüncü kişi ... 'e, ... 'nın 26.01.2005 tarihinde davalı ...'a, ... 'nın da 05.03.2008 tarihinde taşınmazdaki 2/4 payını, 1/4'er paylarla davacılar ... ve ...'a temlik ettiği anlaşılmaktadır.Uygulamada ve öğretide 'muris muvazaası' olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.Hemen belirtmek gerekir ki bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.Somut olaya gelince dava dilekçesinde davalının adresi ... mahallesi ... sokak ... /... '' olarak bildirilmiş, bildirilen bu adrese tebligat yapılmadan davalının mernis adresi olan ... mahallesi ... sokak ... ... /... '' ile ... mahallesi ... sokak ... /... ' adreslerine tebligatlar yapılmış, davalı tahkikat aşamasında yargılamaya katılmış, mahkemece davalının delil bildirme isteği reddedilmiştir. Oysa davalıya yapılan tebligatlar usulsüz olup, davalının delil bildirme isteği mahkemece reddedilip savunma hakkı kısıtlanmıştır.Hal böyle olunca, davalının bildirdiği delillerin toplanması, daha önce toplanan deliller ile birlikte yukarıdaki ilkeler uyarınca mirasbırakanın gerçek irade ve amacı duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulduktan sonra bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz hususlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön