1. Hukuk Dairesi 2020/3417 E. , 2020/6686 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: İNTİKAL -TAKSİM İŞLEMLERİNİN TESCİLİ
Taraflar arasında görülen intikal-taksim işlemlerinin tescili davası sonunda, yerel mahkemece davanın usulden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü
KARAR-
Davacı ..., dava konusu 90, 1254, 1344, 2480, 2915, 4061, 4163 ve 5122 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan ... adına kayıtlı iken, adı geçen mirasbırakanın mirasçıları arasında 22.05.1985 tarih ve 687-688 yevmiye numaralı intikal-taksim işlemi yapıldığını, ancak söz konusu işlemin o dönem tapu kütüğüne tescil edilmediğini, ilgililerin talebi alınmak sureti ile tescilin sağlanması ve işleme sıhhat kazandırılması için konunun yazı ile davalılara tebliğ edildiğini, ancak bir kısım davalıların müracaat etmediklerini ileri sürerek, çekişme konusu 90, 1254, 1344, 2480, 2915, 4061, 4163 ve 5122 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin 22.05.1985 tarih ve 687-688 yevmiye numaralı intikal-taksim işlemlerinin tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalılar ... ve ... davanın reddini savunmuş, diğer davalılar savunma getirmemişlerdir.
Mahkemece, davacının hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delilerden çekişme konusu 90, 1254, 1344, 2480, 2915, 4061, 4163 ve 5122 parsel sayılı taşınmazların davalıların mirasbırakanı ... adına kayıtlı olduğu, mirasbırakanın ölümü ile mirasçılarının 15.05.1985 tarihinde Tapu Müdürlüğü'ne müracaat ederek, intikal-taksim işlemlerinin yapılmasını talep ettikleri ve aynı tarihli Tapu İstem Belgesi'nin düzenlendiği, 22.05.1985 tarih ve 687-688 yevmiye numaralı intikal-taksim işlemine ilişkin resmi senedin düzenlendiği, taraflarca imzalandığı, ancak bu akit gereğince gerekli tescillerin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, Anayasa’nın 40. maddesinin 3.fıkrasında “Kişinin resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da kanuna göre Devletçe tazmin edilir.” hükmü öngörülmüş 129. maddenin 5. fıkrasında ise “Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının ancak idare aleyhine açılabileceği” açıklanmıştır. TMK’nun 1007. maddesi bu bağlamda yorumlandığında, tapu sicillerinin tutulmasından ve bundan doğan zararlardan devletin sorumlu olacağı ilkesinin benimsendiği anlaşılmaktadır. Yasanın bu açık hükmünün kaynak olduğu devletin sorumluluğu tapu sicilinin tutulması sırasında, sicil memurunun hukuka aykırı işlemi ile sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerekli ise de eylem yada işlemin kusura dayanması gerekmez. Zira devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur.Dayanaksız ya da hukuksal duruma uymayan kayıtlar düzenlemek, taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmak da aynı kapsamda düşünülmelidir.Bilindiği üzere bu tür davaların kural olarak kayıt maliki ya da mirasçıları tarafından açılması gerekir ise de davacı idarenin Türk Medeni Kanununun 1025. ve 1007. maddeleri gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan sorumlu olacağı, TMK’nun 1007. maddesinde düzenlenen sorumluluğun kusursuz sorumluluk olup, bu madde kapsamında Hazinenin tazminat davasına muhatap ve tazminata mahkum olabileceği gözetildiğinde, eldeki davanın açılmasında ve sonuçlandırılmasında davacı idarenin hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur. Öte yandan Tapu Sicili Tüzüğü’nün 74. maddesi ' Kütük yevmiye defteri ve yardımcı sicillerde, belgelere aykırı tescil veya esaslı yazım hatasının düzeltilebilmesi için ilgililerin yazılı olurunun alınması gerekir. İlgililerden birisinin yazılı oluru olmazsa bu durum beyanlar sütununda belirtilerek 26.09.2011 tarih ve 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre işlem yapılır.' şeklinde olup, doğrudan dava açmaya engel bir yasal düzenleme içermemektedir.O halde yukarıdaki ilkeler de dikkate alındığında, davacı ...'nün çekişme konusu işlemin tescili ile ilgili olarak eldeki davayı açabileceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca işin esası incelenerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davacının bu yönüyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
1. Hukuk Dairesi 2020/3417 E. , 2020/6686 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 35 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 44 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 38 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat