1. Hukuk Dairesi 2020/962 E. , 2020/4842 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ:TAPU İPTALİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, taşınmazlarının ifrazını yapması için vekil tayin ettiği davalı ...’nın, maliki olduğu 712, 267 ve 206 parsel sayılı taşınmazlardaki ½ payının tamamını, oğlu olan diğer davalı ...’ya bilgisi ve rızası dışında satış suretiyle temlik ettiğini, bu satışlar nedeniyle kendisine bir bedel de ödenmediğini, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davacının 2000 yılında ...’dan 7.500,00 TL borç aldığını, bu borcu ödeyememesi nedeni ile kendisine ait toplam 16 parça taşınmazda bulunan paylarını toplam 10.000,00 TL ‘ye satması, buradan borcu mahsup edip kalan bedeli kendisine vermesi için vekaletname verdiğini, taşınmazların paylı olması nedeni ile uzun süre satışın yapılamadığını ve bu nedenle davacıdan alacağın alınamadığını, 2013 yılında üç adet taşınmazın toplam 80.000,00 TL ‘ye satıldığını ve karşılığında senet alındığını, senet bedeli ödendiğinde davacıya bu ödemenin yapılacağını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece ‘...Hemen belirtilmelidir ki, taşınmazın temlikinde kullanılan vekaletnamenin geçerli olduğu tartışmasızdır. Ancak, temlikin doğru ve sağlıklı olduğu ve vekil edeni bağlayacağının kabul edilebilmesi için vekaletnamenin geçerli olması yanında, taşınmazın gerçek ya da gerçeğe yakın bir bedelle temlik edilmesi ve vekil edenin zararlandırılmaması asıldır. Çok düşük, sembolik bedelle yapılan temliklerde malikin zararlandırıldığı kabul edilmelidir. Öte yandan, vekil ... ’ın dava konusu taşınmazlardaki davacıya ait payları oğlu olan davalı ...’a temlik ettiği, davacının paylarının gerçek değerinin çok altında satıldığı, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, davalı ...'ın iyi niyetli sayılamayacağı, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettikleri sonucuna varılmaktadır. Hâl böyle olunca davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere davanın reddi doğru değildir.’ gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamanın sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki çekişmeli 206 parsel sayılı taşınmazda davalı ...’a ait ½ paydan, 100/829 payın dava açıldıktan sonra 30/04/2013 tarihinde dava dışı ... ’e devredildiği görülmektedir.Bu durumda, davacı 29.04.2013 tarihli dava dilekçesi ile tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuş olup, dava konusu taşınmazın yargılama sırasında dava dışı kişilere devredildiği dosya kapsamı ile sabittir.Bilindiği üzere dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 125. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu maddede, “dava konusunun devri” kenar başlığı altında 'Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olurlar.
b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.' şeklinde düzenleme getirilmiştir. O halde, kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan anılan yasal düzenlemeler gözetilmek suretiyle, mahkemece davacı tarafa seçimlik hakkının hatırlatılması, bu yöndeki usulü eksikliğin giderilmesi ve sonucuna göre işlem yapılarak ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Kabule göre de, 267 parsel sayılı taşınmazın ifraz işlemine tabi tutularak yeni parsel numaralarını aldığı ve eski kaydın pasif olduğu anlaşılmakla kaydı kapatılan parsel numarası üzerinden infazda tereddüt oluşturacak şekilde tapu iptali ve tescile karar verilmesi de doğru görülmemiştir.Davalıların açıklanan nedenlerle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 07/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
1. Hukuk Dairesi 2020/962 E. , 2020/4842 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 34 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 69 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 31 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 40 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat