1. Hukuk Dairesi 2020/2289 E. , 2020/4464 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar bir kısım davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, çekişmeli 121, 128 ve 217 parsel numaralı taşınmazların paydaşı ... oğlu ...’ün mirasçısı olduklarını, ne var ki, davalıların Eğil Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/45 Esas sayılı dosyası üzerinden söz konusu taşınmazların malikinin, murisleri ... olduğu iddiasıyla açtıkları tapu kaydında düzeltim davasının kabul edildiğini ve temyiz yoluna başvurulmaksızın kesinleştiğini, böylece, kendileri adına intikalen tescil edilmesi gereken taşınmazların haksız şekilde davalıların mirasbırakanı ... oğlu ...’a ait olduğuna karar verildiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı ... çekişme konusu taşınmazların tapu kayıt maliki ...’ün mirasçısı olduklarını ve açtıkları tapu kaydında düzeltim davasının kabul edilerek hükmün kesinleştiğini belirtip davanın reddini savunmuş, diğer davalılar ise davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden kadastro sırasında tapu kaydı nedeniyle çekişmeli 128 parsel sayılı taşınmazın ¼ payı ile 121 sayılı parselin 8/36 payının ölü ... mirasçıları ve 217 parsel sayılı taşınmazın da ¼ payının ölü ... adına tespit ve tescil edildiği, davalıların söz konusu taşınmazların kayıt maliki ...’ün, mirasbırakanları ... Kocaman olduğunu ileri sürerek tapu kaydında düzeltim davası açtıkları ve Eğil Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 15.08.2012 tarih, 2012/45-68 sayılı ilamıyla davanın kabulüne karar verildiği, anılan kararın 17.09.2012 tarihinde kesinleştiği, bilahare, davacıların çekişmeli taşınmazların paydaşı ...’ün murisleri ... Aktop olduğu iddiasıyla eldeki davayı açtıkları, ... Aktop’un 01.01.1968 tarihinde ölümüyle geriye davacı mirasçıları ... ve...ile dava dışı başkaca mirasçılarını bıraktığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 701 ila 703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, TMK'nin 701. maddesinde (...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliğiyle karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır. TMK'nin 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının (onaylarının) alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (11.10.1982 tarih 1982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.
İddianın yukarıda açıklanan içeriğinden, davacıların, çekişmeli taşınmazların tapu kayıt maliki ...’ün mirasçısı bulunduklarını ve bu itibarla taşınmazlardaki payların mirasbırakanları ... Kocaman’a ait olduğunu ileri sürdükleri kuşkusuzdur.
Bu durumda, somut olayda, elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı mirasçıların da bulunduğu açıktır.
Hal böyle olunca, davaya katılmayan ölü ... Kocaman mirasçılarının olurlarının alınması ya da miras şirketine TMK'nin 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
Bir kısım davalıların değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
1. Hukuk Dairesi 2020/2289 E. , 2020/4464 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 71 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat