1. Hukuk Dairesi 2016/9445 E. , 2020/534 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

1. Hukuk Dairesi 2016/9445 E. , 2020/534 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, bedel davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın dava şartı yokluğundan reddine, birleştirilen davanın hukuki yarar şartı yokluğundan reddine ilişkin olarak verilen karar asıl davada davalı, birleştirilen davada davacı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 04.02.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden dahili davacılar vekili Avukat ...ile temyiz edilen davacı Hazine vekili Avukat ..., İhbar olunan ... vekili Avukat... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalı ... vekili Avukat vd. gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Asıl dava yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı bedel isteğine ilişkindir.
Asıl davada davacı idare, 900 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 28.07.2006 tarihinde, toplamda 6 blok, her blokta ise 12 adet bağımsız bölüm olmak şartıyla kat irtifakının kurulduğunu, daha sonra davalılar tarafından D ve F bloklarında mimari projeye ve 28.07.2006 tarihli kat irtifakına aykırı şekilde ortak alan olarak ayrılan yerlerin iş yeri olarak değiştirildiğini, davalı kooperatif tarafından D bloktaki A harfi ile numaralandırılan bağımsız bölümün davalı ...’a, F bloktaki A harfi ile numaralandırılan bağımsız bölümün ise öncelikle dava dışı ...’na, ondan da diğer davalı ...’ya satış suretiyle devredildiğini, davalılar adına oluşan tescil işleminin yolsuz olduğunu ileri sürerek, 28.07.2006 tarihli kat irtifakına göre iptal tescile karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı ..., tapu kaydına güvenerek ve bedelini ödeyerek dava konusu yeri iktisap ettiğini, iyi niyetli olduğunu belirterek asıl davanın reddini savunmuş, birleşen davada tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devletin sorumlu olduğunu ileri sürerek 250.000,00-TL bedele karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı ..., dava konusu F blokta A harfi ile numaralandırılan yeri dava dışı ...’ndan bedelini ödeyerek satın aldığını, davalı ... ile diğer davalı Mega Kent Yapı Kooperatifi arasındaki ilişkiyi bilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Asıl davada davalı Mega Kent Yapı Kooperatifi, davaya cevap vermemiştir.
Birleştirilen davada davalı idare, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davanın TMK’nun 1027. maddesi ve Tapu Sicili Tüzüğünün 85. maddesi uyarınca davacı tarafından doğrudan dava açıldığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine, birleşen davanın ise Tapu Sicil Tüzüğünün 75.maddesi uyarınca Tapu Müdürlüğüne başvuru yapılmadan doğrudan dava açıldığı gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden çekişme konusu 900 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 28.07.2006 tarihinde her birinde 12 adet bağımsız bölüm olmak şartıyla toplamda 6 blok üzerinden kat irtifakının kurulduğu, bahse konu kat irtifakına aykırı şekilde davalı kooperatif temsilcileri tarafından D ve F bloklarında Şarkışla Belediye Başkanlığının 22.07.2006 tarihli genel inşaat projesine aykırı şekilde ortak alan olarak ayrılan kısımların A harfi ile numaralandırılmak suretiyle bağımsız bölüme çevrildiği, daha sonra davalı Mega Kent Yapı kooperatifi yetkililerince D blokta yer alan ve A harfi ile numaralandırılan bağımsız bölümün davalı ...’a 20.11.2007’de, F blokta yer alan ve A harfi ile numaralandırılan bağımsız bölümün ise önce ihbar olunan ...’na 27.12.2007’de, ondan da 22.02.2008 tarihinde davalı ...’ya satış suretiyle devredildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, Anayasa’nın 40. maddesinin 3.fıkrasında “Kişinin resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da kanuna göre Devletçe tazmin edilir.” hükmü öngörülmüş 129. maddenin 5. fıkrasında ise “Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının ancak idare aleyhine açılabileceği” açıklanmıştır. TMK’nun 1007. maddesi bu bağlamda yorumlandığında, tapu sicillerinin tutulmasından ve bundan doğan zararlardan devletin sorumlu olacağı ilkesinin benimsendiği anlaşılmaktadır.
Yasanın bu açık hükmünün kaynak olduğu devletin sorumluluğu tapu sicilinin tutulması sırasında, sicil memurunun hukuka aykırı işlemi ile sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerekli ise de eylem yada işlemin kusura dayanması gerekmez. Zira devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur.
Dayanaksız ya da hukuksal duruma uymayan kayıtlar düzenlemek, taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmak da aynı kapsamda düşünülmelidir.
Bilindiği üzere bu tür davaların kural olarak kayıt maliki ya da mirasçıları tarafından açılması gerekir ise de davacı idarenin Türk Medeni Kanununun 1025. ve 1007. maddeleri ile Tapu Sicili Tüzüğünün 85. maddesi ( yargılama sırasında, 17.8.2013 tarihinde yürürlüğe giren Tapu Sicili Tüzüğünün 74.maddesi) gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan sorumlu olacağı, TMK’nun 1007. maddesinde düzenlenen sorumluluğun kusursuz sorumluluk olup, bu madde kapsamında Hazinenin tazminat davasına muhatap ve tazminata mahkum olabileceği gözetildiğinde, eldeki davanın açılmasında ve sonuçlandırılmasında davacı idarenin hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan Tapu Sicili Tüzüğü’nün 85. maddesi “ Kütük üzerinde belgelere aykırı tescil veya yazımın düzeltilebilmesi için ilgililerin yazılı olurunun alınması ve yevmiye defterine kaydedilmesi gerekir. Belgeye aykırı yazımın veya tescilin düzeltilmesine, ilgililerden birisinin yazılı oluru olmazsa, müdür defterdarlık veya mal müdürlüğünden düzeltme için dava açılmasını, talep eder. Hazine avukatı bulunmayan yerlerde bu düzeltmeler için müdürlük tarafından re'sen dava açılır. İkinci ve üçüncü fıkralardaki durum, ayrıca kütük sayfasının beyanlar sütununda belirtilir. (Değişik son fıkra: 8/11/2004-2004/8109 K.) Kütük, yevmiye defteri ve yardımcı sicillerde belgesine aykırı olarak basit yazım hatası yapıldığının tespit edilmesi halinde, müdür tarafından nedeni düzeltmeler sicilinde açıklanarak, re'sen düzeltme yapılır.” şeklinde olup, doğrudan dava açmaya engel bir yasal düzenleme içermemektedir.
O halde asıl davada Tapu Müdürlüğünün hatalı gerçekleştirilen çekişmeye konu işleminin düzeltilmesi ile ilgili olarak, birleşen davada ise davalı ...’in TMK'nın 1023. maddesinin 'tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur' şeklinde ki hükmü uyarınca yukarıdaki ilkelerde dikkate alındığında (bedel istemli) eldeki davayı açabileceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilip, işin esasına girilerek, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Asıl davanın davalısı ile birleştirilen davanın davacısının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden, asıl davanın davalısı, birleştirilen davanın davacısı ... vekili için 2.540.00. TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




















Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön