1. Hukuk Dairesi 2020/1457 E. , 2020/4385 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

1. Hukuk Dairesi 2020/1457 E. , 2020/4385 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17.10.2019 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılardan ... ve davacılar vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-

Dava, mükerrer (çifte) tapu kaydının iptali isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ... ile ...’un, tapuda Haziran 1926 tarih 1 sıra no ile kayıtlı dava konusu yerin bir kısmını 1938 yılında ... adlı kişiden, bir kısmını da adı geçen ...’dan 20.9.1955 tarihinde haricen devralan ...’den 27.9.1955 tarihinde satın aldıklarını ancak tapu müdürlüğünce terkin işlemi yapılmadığı gibi Osmanlıca çevirilerin de hatalı olduğunu, davalıların elinde mevcut veraset ilamlarının da gerçeği yansıtmadığını, taşınmazı işgal eden davalılar aleyhine açtıkları elatmanın önlenmesi davasının çifte tapu olduğu gerekçesiyle reddedildiğini ileri sürerek dava konusu yere ilişkin olarak davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptalini istemiştir.
Davalılar, Haziran 1926 tarihli 3, 6 ve 9 sıra nolu tapu kayıtlarına dayanarak dava konusu yere yüzyıldan fazla süredir zilyet olduklarını, iddiaların yersiz olduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, Haziran 1926 tarihli 1 sıra numaralı tapu kaydı ile aynı tarihli 3, 6 ve 9 sıra numaralı tapu kayıtlarının mükerrer olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 3, 6 ve 9 sıra numaralı tapu kayıtlarının iptaline karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, eldeki dava konusu taşınmaza ilişkin olarak taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davasında mahkemece verilen önel sonucunda eldeki davanın açıldığı, davacıların davada dayandıkları Haziran 1926 tarihli 1 sıra nolu tapu kaydının geldi kaydının olmadığı, malikinin Kasi oğlu Kinü (...oğulları Ahmet ve Haso ve Yakub ferağlarından) olup ölümü üzerine taşınmazın mirasçılarına intikal ettiği, ... ile ...'un taşınmazı satın aldıkları, Şeref payının 30.12.2005 tarih 15 sıra no, ... payının ise 31.12.2007 tarih 5 sıra no ile adlarına kaydedildiği, Şeref'in ölümü sonucunda taşınmazın mirasçılarına intikal ettiği, mirasçılar arasında yapılan pay temlikleri neticesinde 21.04.2008 tarihli 5 sıra nolu tapu kaydında Şeref mirasçılarından davacı ... ile dava dışı kişilerin verasette iştirak halinde paydaş oldukları, ...'nin ölümü sonucunda taşınmazın mirasçılarına intikal ettiği ve 31.12.2007 tarih 5 sıra nolu tapu kaydının gittisi olan 31.12.2007 tarih 21 sıra nolu tapu kaydında ise ... mirasçılarından davacı ... ile dava dışı kişilerin verasette iştirak halinde paydaş oldukları görülmektedir. Öte yandan, davalıların dayandıkları Haziran 1926 tarihli 3, 6 ve 9 sıra nolu tapu kayıtlarının geldilerinin bulunmadığı, Haziran 1926 tarihli 3 sıra nolu tapu kaydının tedavüller görerek son olarak 17.06.1971 tarihli 57 sıra nolu ve 07.08.1973 tarihli 11 sıra nolu tapu kayıtlarına gittiği, Haziran 1926 tarihli 9 sıra nolu tapu kaydının tedavül görmesi neticesinde Nisan 1962 tarihli 58 sıra nolu tapu kaydının oluştuğu, Haziran 1926 tarihli 6 sıra nolu tapu kaydının ise herhangi bir tedavül görmediği, Dairece yapılan geri çevirme ile dava konusu taşınmazın bulunduğu Doyum (Tiranis) köyünde kadastro çalışmalarının henüz başlamadığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan mahkemece keşif yapılmaksızın Osmanlıca bilen Adnan Torun'a hazırlatılan 21.02.2011 tarihli bilirkişi raporunda, 'Haziran 1926 tarihli 1 sıra nolu tapu kaydı ile Haziran 1926 sıra nolu 3, 6 ve 9 sıra nolu tapu kayıtlarının mevki, hudut ve yüzölçümü itibariyle aynı taşınmaza ait oldukları,...aralarında tedavül yönüyle bir ilişkinin bulunmadığı, diğer bir anlatımla Haziran 1926 tarihli 3, 6 ve 9 sıra nolu kayıtların Haziran 1926 tarihli 1 sıra numaralı tapu kaydından satış, taksim veya intikal gibi nedenlere dayalı olarak tedavül suretiyle oluşturulmadığı, Haziran 1926 tarihli 3, 6 ve 9 sıra nolu tapu kayıtları toplam hisse olarak taşınmazın 1/2 hissesine ait olduğuna göre, Haziran 1926 tarihli 1 sıra nolu tapu kaydının da tam hisse olmayıp, diğer nısıf hisseye ait olma ihtimalinin bulunduğu, ancak bilirkişiliğimizin bu görüşü somut bir belgeye dayalı olmadığından, Haziran 1926 tarih 1 sıra nolu kayıt ile Haziran 1926 tarih 3, 6 v3 9 sıra nolu kayıtlara ait işlem evraklarının (evrak – ı müsbite), ilgili tapu müdürlüğü arşivinde araştırılması ve incelenmesiyle Haziran 1926 tarihli 1 sıra nolu kaydın taşınmazın nısıf hissesine mi yoksa tamamına mı ait olduğu, yoksa Haziran 1926 tarihli 3, 6 ve 9 sıra numaralı kayıtların mükerrer olarak mı tescil edildiği hususları kesinlik kazanacaktır.' ifadelerine yer verilmiştir.
Bilindiği üzere, miras ortaklığını düzenleyen TMK'nın 640.maddesinde 'Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir. Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır.' hükmü düzenlenmiştir.
Ayrıca, tapu iptal ve tescil istemli davalar tapu kayıt malik ya da maliklerine karşı açılır.
Davada, tapu iptali istenilmiş ise de isteğin çifte kayıt iddiasına dayalı olması nedeniyle, bu tür bir kaydın kısmen iptali ve kısmen hukuksal varlığını koruması yasal açıdan doğru sicil oluşturma ilkesine uygun bulunmadığından ancak tüm paydaşların katılımıyla bu tür bir davanın görülmesi olanaklı hale gelir.
Somut olayda, Haziran 1926 tarihli 1 sıra nolu tapu kaydının gittileri olan 21.04.2008 tarihli 5 sıra nolu tapu kaydı ile 31.12.2007 tarih 21 sıra nolu tapu kayıtlarında, davacıların iştirak halinde malik oldukları kişiler ile iptaline karar verilen Haziran 1926 tarihli 3 ve 9 sıra nolu tapu kayıtlarının tedavül görmeleri sonucunda oluşan güncel 17.06.1971 tarihli 57 sıra nolu, 07.08.1973 tarihli 11 sıra nolu ve Nisan 1962 tarihli 58 sıra nolu tapu kayıtlarında adları geçen maliklerin (örneğin, 58 sıra nolu tapu kaydında malik olan 'Ali oğlu Findo Duman' mirasçıları Erzan Duman, Miryem Duman, Sıddık ve Ali Duman) tümünün davada yer alması sağlanmaksızın karar verilmesi doğru olmadığı gibi bilirkişi raporunda değinilen hususlar üzerinde durulmaksızın karar verilmesi de doğru değildir.
Hal böyle olunca, tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte tapu müdürlüğünden getirtilmesi, iştirak halinde mülkiyet durumu dikkate alınarak TMK'nin 640. maddesi gereğince işlem yapılması, taraf teşkili sağlandıktan sonra mahallinde keşif yapılarak tapu kayıtlarının zemine uygulanması, bu konuda uzman bilirkişilerden rapor alınması, sahih esasa dayalı tapu kaydına üstünlük tanınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmaksızın ve bilirkişi raporunda değinilen eksiklikler giderilmeksizin yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir.
Davalılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalılar vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön