4. Hukuk Dairesi 2016/2679 E. , 2018/8440 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

4. Hukuk Dairesi 2016/2679 E. , 2018/8440 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 31/10/2013 gününde adli yardım talepli olarak verilen dilekçe ile haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece davacının adli yardım talebi kabul edilerek yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/11/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylemden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalı ile davacının dava dışı eşi ...'in bir dönem birliktelik yaşadıklarını, bu birlikteliğin sona ermesinin ardından davalının, davacıya ve davacının yakın çevresine davacı hakkında sürekli olarak hakaret içerikli mesajlar gönderdiğini, davacının şikayeti üzerine davalının ceza mahkemesinde huzur ve sükunu bozma suçundan yargılandığını ve cezalandırılmasına karar verildiğini, davalı tarafından gönderilen mesajların davacının kişilik haklarını ihlal ettiğini belirterek oluşan manevi zararın tazminini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalının davacıya birden fazla mesaj atmak suretiyle huzur ve sükunu bozma suçunu işlediği, haksız fiil niteliğindeki bu eylem nedeniyle davacının manevi olarak zarara uğradığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi (818 sayılı mülga BK'nın 49.maddesi) gereğince, kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hâkim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı, diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olaya gelince olay tarihi, olayın gelişim şekli, gönderilen mesajların ve sarf edilen sözlerin ağırlığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir edilen manevi tazminat tutarı azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön