4. Hukuk Dairesi 2016/12160 E. , 2018/6926 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

4. Hukuk Dairesi 2016/12160 E. , 2018/6926 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 07/09/2015 gününde verilen dilekçe ile iftira ve hakaret nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili 03/09/2015 tarihinde ... Genel Kurul Çalışmaları devam ederken, davalı tarafından ... Haber Ajansına yapılan basın açıklamasında, milletvekili olan müvekkilinin Meclise silahla girdiğini beyan ettiğini, oysa ki bu durumun gerçeği yansıtmadığını ve bu şekilde kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek manevi zararının tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacının ... Genel Kuruluna silahla girdiğine dair bir delil veya belge bulunmaması ve davalının yaptığı basın açıklamasının gerçeği yansıtmaması nedeni ile davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesi bakımından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yerleşik içtihatlarıyla oluşturulan ilkelerden biri de ifade özgürlüğüne ilişkindir. Buna göre ifade özgürlüğü, demokratik bir toplumun esaslı temellerinden birini ve toplumun ilerlemesi ve her bir bireyin gelişimi için temel koşullardan birini oluşturur. İfade özgürlüğü sadece lehte olduğu kabul edilen veya zararsız görülen veya ilgilenmeye değmez bulunan 'haber' ve 'düşünceler' için değil, aynı zamanda aleyhte olan, çarpıcı gelen ve rahatsız eden haber ve düşünceler için de uygulanır. Sözleşmenin 10. maddesinde belirtildiği üzere bu özgürlüğün istisnaları vardır ancak bu istisnalar dar yorumlanmalı ve bir kısıtlama ihtiyacının bulunduğu inandırıcı bir şekilde ortaya konmalıdır. (Prof.Dr.Osman Doğru-Dr.Atilla Nalbant İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Açıklama ve Önemli Kararlar, Cilt:2, s.365, Nilsen ve Johnsen [BD] 43). Bir siyasetçiye yönelik eleştirilerin kabul edilebilir sınırları, özel bir şahsa yönelik eleştirinin sınırlarına göre daha geniştir. Bir siyasetçi özel şahıstan farklı olarak, her sözünü ve eylemini bilerek ve kaçınılmaz bir biçimde, gazetecilerin ve halkın yakın denetimine açar bu nedenle daha geniş bir hoşgörü göstermek zorundadır. (Lingens ve Avusturya davası) İfade özgürlüğü ayrıca herkesin, demokratik bir toplumun özünde yer alan görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahip olması anlamına gelmektedir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davalı tarafından yapılan basın açıklamasında, siyasetçi kişiliği olan davacı hakkında kullanılan söz ve ifadeler davacının kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilemez. Bu nedenle mahkemece istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.











Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön