4. Hukuk Dairesi 2016/10705 E. , 2018/6575 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 08/01/2014 gününde verilen dilekçe ile 2330 sayılı Kanundan kaynaklanan rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/12/2014 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince
Dava, 2330 sayılı Kanun uyarınca ödenen tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalının dava dışı polis memuru D ...'ı görevi sırasında yaraladığını, yaralanması nedeniyle polis memuruna 2330 sayılı Kanun gereğince nakdi tazminat ödendiğini belirterek ödenen tazminatın rücuen tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalının dava dışı polis memurunu yaraladığının sabit olduğu, davacının dava dışı polis memuruna tazminat ödediği gerekçesiyle alınan bilirkişi raporu benimsenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından kısa ve gerekçeli kararın (2) sayılı bendinde “5.885,60 TL'nin 09/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebi ile faizin ödeme tarihinden başlatılması talebinin reddine,” şeklinde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK'nın 297. maddesi uyarınca tarafların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadlarının karar başlığında gösterilmesi hüküm sonucu kısmında ise taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde belirtilmesi gerekir. Bu yön, kamu düzenine ilişkindir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan kanuni düzenleme gözetilmeksizin ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde, kısa ve gerekçeli kararın 2 sayılı bendinde “...davacının fazlaya ilişkin talebi ile faizin ödeme tarihinden başlatılması talebinin reddine...” şeklindeki ifadelerle hüküm oluşturulması, usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekirse de anılan yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan 1086 sayılı HUMK’nun 438. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenle, hükmün 2. bendinde yer alan “...davacının fazlaya ilişkin talebi ile faizin ödeme tarihinden başlatılması talebinin reddine...” sözcük dizisinin çıkartılmasına davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentteki nedenlerle reddiyle kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının davalıya yükletilmesine 25/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
4. Hukuk Dairesi 2016/10705 E. , 2018/6575 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 41 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 34 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat